Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '14

 
Kategori
Öykü
 

Kayıp mutluluk

Gece düşümde mutluluğu gördüm. Bilinmeyen düşler ülkesinde geçiyordu. Mutluluk; yeşilin ve mavinin kucaklaştığı, arı ve kelebeklerin çiçeklerle seviştiği büyülü bir şelalenin köpükleri üstünde gülümseyerek dans ediyordu. Hoşnuttum mutluluğun bu halinden ötürü. 

Aniden bir kaç koldan güruh halinde kaba sakal adamların ellerinde baltalar, mutluluğun etrafını sardığını gördüm. Elebaşları heybetli Kara Sakal eşliğinde büyük bir ağı, mutluluğun üzerine atıverdiler. Büyük kahkahalar eşliğinde arkalarında mutluluk, ağın içerisinde sürüterek götürdüler. Gök maviye en yakın noktada dağın(Kaf Dağı) zirvesine kadar taşıdılar mutluluğu. Sırça köşkten muhteşem bir saraya kapattılar, taç giydirip, altından bir tahta oturttular mutluluğu. Kara Sakal şef bir adım öne çıkıp konuştu kalabalıktan; "Ey mutluluk! bundan böyle artık kralımız sensin, sadece bize mutluluk vereceksin, sonsuza kadar halkımı mutlu edeceksin" dedi. 

Aylar geçer, yıllar birbirini kovalar, hatta asırlar...

Yeryüzü tüm insanlar üzgün, azap ve istırap içinde kalmış. En çok kahrolan ise mutluluğu yakalayıp Kaf Dağının ardındaki sırça köşke hapseden halkın insanları olmuştu.

Çaresiz insanlar, dünyanın her bucağından, öteki alemlerden, hatta cinler ülkesinden akın akın mutluluğun sarayına gelirler. Sırça köşkün etrafı ana baba sanki mahşer günü. İyne atsan düşmez yere. Her kafadan bir ses; "mutluluk bize bir çare! biz ettik sen etme! sen olmadan ne önemi var hayatın hatta ölümün bile!" diye salya sümük ağlaşırlar bir ağızdan.

Mutluluk; üzgün, kırgın, ağlayarak çıkar insanların bulunduğu meydana. Ancak yine de bu gözyaşları mutluluğun gözyaşlarıdır. Konuşmaya başlar; "Ben; bir kelebeğin kanadındaydım,  bir çocuğun gülümsemesinde, bir annenin güveninde, bir çiçeğin renginde, bir ozanın sesinde, bazende bir aşığın yüreğindeydim. Ben heryerdeydim, ama yeryüzünde hayatın içindeydim. İnsanlarla mutlu mesut, kör topal, yaşayıp gidiyorduk. Fakat siz nankörlük, bencillik ettiniz, bana sahip olup, kıskançlık yaptınız, beni sırça köşklere, altından saraylara kapattınız, beni hepten yok ettiniz. Bugüne kadar ayakta tutan ise beni, bir kuşun kanadında ağlayan çocuğun gözyaşları oldu. Artık aklınızı başınıza devşirin, beni Kaf Dağının ardına, sırça köşklere gizlemeyin. Benim yerim sizin yüreğiniz, paylaşın çoğaltın beni, sizi ve hayatı güzelleştirmek için"dedi.

Uyandım uykumda, dudaklarımda çocukça bir tebessüm, pencerede bir kuş kanat çırpıyordu. Sonra gagası ile tıkladı camı. Bana gülümsüyordu sanki. Dönüp sarıldım sevgilime. Güvenli ve huzur içinde. Sabaha daha çok vardı...

(ABBA: 31 Ekim 2012, Ne Güzel Mutluluk, Ayça'ma Sevgilerle...)

 
Toplam blog
: 156
: 390
Kayıt tarihi
: 04.10.13
 
 

Ayça Marangoz Coşar, Üniversite, Akademi istanbul, Gazeteci Abbas COŞAR , Mektebi Mülkiye, Ye..