Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '17

 
Kategori
Edebiyat
 

Kayıp parça

Kayıp parça
 

 
Gel şimdi seninle
 
Sözün geçmediği bir yerde buluşalım
 
Lal olsun dillerimiz,
 
Susarak anlaşalım.
 
Sen,
 
düşe kalka aldığın yollarda kırılan tırnaklarını, kanayan dizlerini göster
 
Ben,
 
Rüzgara teslim saçlarıma bir gardiyan bulayım.
 
 
 
Ah zeytin gözlü Apareka!
 
Göz çukurların acıyorsa eğer bu yaşamak bozgunundan
 
Yaslarsın başını sessizliğime
 
Tozlu yüzünde,
 
tuzlu yaşlardan temiz bir yol çizersin kendine.
 
 
 
Asırlık kavgaların ateş altında bıraktığı bakışlarını geride bırak Apareka
 
Benim içim yeterince kurak
 
Son yangının ardından dağılan kuru otlarla sarılı bağrım.
 
Bulabilirsen eğer,
 
Biraz mavi ve erguvan  pembesi al yanına.
 
Fırçamın ucunda son darbelik gelincik kırmızısı kaldı
 
Birlikte süslü bir bahar kondururuz gün doğumuna
 
 
 
Ben
 
düne ait aşklarımı da koyarım çantama
 
Yürek çarpıntılarımı,
 
karnımda uçuşan kelebekleri azık yaparım yola.
 
Kızgınlıklarımı, kırgınlıklarımı, düş kırıklıklarımı özenle katlayıp kaldırırım
 
Karanlık çatı katına.
 
 
 
Taze ve soğuk bir pınar bulup sonra
 
Kalbimi karartan tüm gölgeleri arındırana kadar içerim .
 
Ayaklarımı toprağa değerek
 
Ve her adımda biraz daha düzelterek kamburumu
 
 gelirim yanına.
 
 
 
Şimdi çıkmalısın yola Apareka
 
Geriye bakmaksızın ve unutarak yerçekimini
 
koşmalısın.
 
Rastladığın çiçeklerini kokularını da takıp ardına
 
beni bulmalısın.
 
 
 
Vakit tamam olduğunda
 
düşecektir güneş gökyüzünden.
 
Ay yükselirken,
 
bir meltem dokunacaktır terine
 
tatlı ve serinden.
 
 
 
Ben,
 
zamanı  çocukluğuma sarmış  halde orada beklerim seni
 
Yüzümdeki çizgilerle birlikte,
 
bugüne ait tüm yaşanmışlıkları gömüp geceye
 
sözün bittiği yerde ellerini tutarım
 
İşte o vakit
 
kum saatini yeniden başlatırım.
 
 
 
Toplam blog
: 42
: 305
Kayıt tarihi
: 16.11.08
 
 

Eğitimci ve tiyatro oyuncusu. Yaşadığım Dünya'ya saygım vardır benim.  Ağacına, suyuna, havasına ..