Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '13

 
Kategori
TV Programları
 

Kayıp Şehir'in suçu büyük !!

Şu memlekette bir gün olsun, kolay harcamayalım bir şeyleri ama olmaz.. Biz öylesine alışkınız ki, kolayca gözden çıkarmaya bazı değerleri..

İnsanı, hayvanı, kadını, çocuğu, sanatı, sanatçıyı, senaryoyu, diziyi, filmi, şiiri, edebiyatı..

Hayatımıza değer katan her şeyi…

Doğru söyleyeni kovmayalım bir kez de köyümüzden… Gerçeği acımasızca yüzümüze vuranlara, iki tekmede biz atmayalım da, o gerçeğin acı tarafını, masalların tatlı rüyalarına çevirmeye çalışalım.. Hayatın en acımasız taraflarını görmekten dolayı niye rahatsız oluyoruz acaba.. Elimiz kolumuz bağlı oturup kimse için bir çaba harcamadığımızdan olabilir mi… Ve bunu bize anlatmaya çalışanlara da mı tahammülümüz yok.. Şüphesiz evet…

Kayıp Şehir…

Nasıl güzel bir hikâye, nasıl sıcak ve nasıl şahane oyunculuklar.. Bir Aysel varmış Gökçe Bahadır’dan da içeri.. Hayat Bilgisi dizinin Törpü karakteri nasıl da şahane bir oyuncu oldu gözlerimizin önünde ve nasıl da gözümüzün içine soktu oyunculuğunu, nasıl da yüreklerimize Aysel’i yerleştirdi..

Ya Nazan Kesal… Kocaman bir anne yüreği nasıl olurmuş gördük, hissettik hatta Nazan Kesal sayesinde..

İlker Kaleli ile delikanlı olduk, Sadık ile asi bir genç, Kadir ile sorumluluk sahibi, İsmail ile hem bencil hem fedakâr.. Hakan ile saf olduk, Seher ile cesur bir âşık..

Ama biz bunların hiçbirini sindiremedik içimize. Kafayı Aysel’in mini eteklerine, bacaklarına, Kadir ile olan öpüşmesine, arkadaşı Duygu'nun cinsel kimliğine, tüketilen içkiye, mekânın geçtiği mahalleye taktık kafamızı daha çok.. güzelden anlarız ya biz hani.. Hayatın gerçeklerinden kime ne.. Aşk olsun bize, pırlantalar, güzel kıyafetler içinde pür makyajlı şık kadınlar, son derece yakışıklı erkekler, villalar, cipler, şahane hayatlar olsun.. Hayatın en yalan tarafını seyredelim biz hep beraber, gıkımız çıkarsa ne olayım..

İş en acısından en sertinden hayatı anlatmaya gelince iş değişir oysa..

Aynı durum Behzat Ç. Gibi şahane bir dizinin de başına geldi biliyorsunuz.. Sanki hiç küfür etmeyen, hiç içki içmeyen bir milletmişiz gibi, hayatın en doğal halleri gözümüze battı en derininden..

Zira biz millet olarak eleştirmeye, çamur atmaya bayılırız, içindeki anlatılanı, anlatılmaya çalışılanı görmeye uğraşmadan..

Çok sevdim ben Kayıp Şehir’i.. Hayat kadınından, travestisine, içkisinden, meyhanesinden en saf aşkına, zencisinden göçmeninden, Karadeniz’i özleyen dedesine kadar..

Ama olmadı.. Olmazdı da..

Bizim kimdik ki? Bizim sevgimiz, başka büyük adamların maddi kaygılarından büyük olabilir miydi ? İzleyici için yapılan ama izleyiciyi umursamayan bir tavırla Kayıp Şehir yayın hayatına son vermek zorunda kalacak yakında..

Şimdilerde başka bir kanala geçmesi gündeme gelmiş olsa bile, bu sevinç uzun mu sürer kısa mı onu bilmek mümkün değil elbette..

Kayıp Şehir yayın hayatına devam eder mi, yoksa final mi yapar onu bilmem. Ama emin olduğum bir şey var ise, Kayıp Şehir’de anlatılan her şey bizim görmek istemediğimiz hayatın içindeki gerçekler.. Bize yakın ya da uzak her gün yaşanan olayları bize cesaretle aktarmaya çalıştıkları için, ben tüm Kayıp Şehir ekibine sonsuz teşekkürler ediyorum.. Hepsinin emeğine yüreğine sağlık..

Özgürlük için çığlıklar attığımız ve eşitlikler için çırpındığımız ülkemizin, Kayıp Şehir hezimetinden sonra anlıyoruz ki, daha kırk fırın ekmek yemesi lazım hoşgörü adına, eşitlikler adına, özgürlük adına…

Sanata, sanatçıya, emeğe değer verileceği, hayata dair yaşanan her olayın doya doya anlatılabileceği günleri görmek dileğiyle..

Siyah İnci’den sevgiyle…

www.twitter.com/blackpearl42

  

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..