Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '07

 
Kategori
Mizah
 

Kayısı çürük, ekmek bayat olsa da…

Manavdan aldığım karpuz kelek çıkınca ayıplandım,

“Şöyle bir tıklatsaydın ya!” diyenler oldu,

“Bir elinle tutup diğer elinle saplağı koysaydın, şap şap diye ses çıkarsa olgunlaşmış, şıp şıp diye ses çıkarsa kelektir, sen kazık yemişsin” diyenler de..

“Aldığın zaman kestirseydin ya, en iyi yöntem o, garanti” dedi biri de..

Kayısı çok güzeldi, bizim oraların şekerparesi gibi olmasa da bir yanı güneşte kızardığı için ağzım sulandı, canım çekti bir kilo istedim satıcıdan…

Hepsi güzel görünüyordu, çürük falan gözüme çarpmadı, iki dakika da poşeti doldurdu, tarttı, verdi.. İçimde hiç kuşku yoktu, kendim seçmeye bile gerek duymadım..

Eve gelince poşeti tabağa boşalttım yıkamak için, en büyüğü ve en güzel olanın yarısı çürüktü ve en alta konmuştu. Yüzüm buruştu, içim buruldu, üzüldüm, kimseye göstermeden çöpe attım…

Fırında ekmekler dizi diziydi, her bir çeşit vardı, usta nar gibi kızarmış olanları geniş ve uzun küreğiyle fırından alırken, yardımcısı da el çabukluğuyla yan tarafa diziyordu. İçerisi mis gibi ekmek kokuyordu, kahvaltıda ne güzel giderdi şimdi bunlar... Her zaman beyaz ekmek alırdım ama vitrinde esmer çavdar ekmeğini görünce canım çekti ondan istedim,

“Kesip verir misin?” dedim, kesti, poşete koydu, verdi fırıncı.

Eve geldim, kahvaltı masası hazırdı, poşeti açtım dilimleri çıkardım ama fırındaki mis koku, sıcaklık, tazelik yoktu parmaklarımın arasında, taş gibiydi dilimler. Derin bir nefes aldım, “Bayat bunlar” dedim.
Arkadaşım Tolga güldü: “Senin kadar bu memlekette kazık yiyen adama daha rastlamadım. Abi seçerek, yoklayarak, kontrol ederek alsana şunları yaa!” dedi, ardında da güldü alay edercesine.

“Haklısın” dedim “Seçmeliyim, ama hangisini, satanları mı, satılanları mı? Satanları seçecek olsam kimin dürüst kimin namuslu, kimin ahlaklı olduğunu nasıl anlayacağım, yüzüne bakıp anlayamam ki hepsi “benim malım iyi” diyor, satılanı seçecek olsam, kimi kabul ediyor kimi etmiyor ya da tartışma çıkıyor, ister al ister alma havası oluyor, benim de sinirim bozuluyor.

Ama en önemlisi güven meselesi. Güvendiğim için hayat boyu bir kaç kilo meyve, bir kaç kilo sebze, bir kaç ekmek ya da başka bir şey kaybetsem kaça patlar ki bana? Tutsa tutsa bir kaç bin lira tutar. Oysa ben bu millete 45 yıldır güveniyorum. Güvenimi kaybetsem ve herkese kuşkuyla yaklaşsam iyi mi olur, bunun değeri ölçülür mü? Kazık yersem yiyeyim, ben halkıma güveniyorum..

Güvenmeye de devam edeceğim…

Kayısı çürük, ekmek bayat olsa da..

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..