Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kayışı kopardım

Kayışı kopardım
 

Kim söylemişti onu ‘Biz üç kişiyiz; Ben, keyfim ve kahyası’. Neyseki biz o kadar kalabalık değiliz. Ben ve kendim. Hepisi topusu iki kişi.

Siz şikayetlenmelerimden hep kendimle olan çatışmalarımı biliyorsunuz. Oysa ki dile kolay tam 37 yıllık bir beraberlik İyi anlaştığımız, evvelden ebede uzanan derin sohbetlerimizin olduğu zamanlar da var.

Bazen olur olmaz yerde komik şeyler getirir aklıma. Kız dur yapma, etme desem de nafile. Mesela bir otobüste. Kıkırdamamak için zorlanırım. fermuarını açtığım gibi gömerim başımı çantamın içine.

Dışarıdan görünen fotoğrafı çok iyi biliyorum.Miyop bir abla bir şeyler arıyor çantasında. Hani biri acısa, dese ki, dur bir de ben bakayım. Bırak miyop olmayı, Allah vergisi gece görüşü olsa hiçbir şey bulamaz o zifiri karanlıkta.

Diyorlar ki, biri halepten öbürü şamdan. Kadınlar venüsten, erkekler marstan. Tamam orasını anladım anam babam. İki ayrı dünyanın birleşmesi gibi bir şey evlilik denilen şey. Ama tam 17 yıl oldu. Hiç mi insan biribirinden etkilenmez huyundan suyundan kapmaz.

Soruyorum:

-Senin hiç canın sıkılmaz mı? Bir gün olsun sikayetlendiğini duymadım..

-Yoo, neden sıkılsın ki?

-Peki. Az sonra kötü bir şey olacakmış da, sanki sana da malum oluyormuş gibi hissettiğin olmuyor mu hiç.

-Yok canım erenlere karışmadık daha.

-Peki nefes alamama, çarpıntı, Ağlama hissi...

-Yok dedik ya. Allah Allah...

Taaabiii yaaaa, olmaz tabi neden olsun ki ? Sende olmayan bela mıknatısı bende var.

Daha bu hafta sonu.Parkın çimlerine yayılmış güneşin keyfini sürerken çantamı çaldırmadım mı?

Böyle durumlarda insan bir teselli bir destek bekler ya yakınlarından.Eşim ne dese beğenirsiniz.

-Bayılıyorsun bensiz sokağa çıkmaya iki saat sabretseydin de birlikte çıksaydık ya.

-Saçmaladığını farkında mısın şu an. Ben 37 yaşındayım. Pekala kendi başıma sokağa çıkabilirim.

-37 yaşındasın ama çantana sahip çıkamıyorsun. Buna ne diyeceksin hanfendi.

-Hale bak yaaa, çantamı aldıkları yetmiyor gibi, bir de bizi birbirimize düşürdüler.

Hay ben o hırsızın...

-Şşşttt. Ağzını bozma yakışmıyor sana.

Allah aşkına nasıl bozmayayım? Neşe içinde gittiğiniz bir yerden arkanıza baka baka geri döndüğünüz oldu mu hiç?

Olmamıştır. Sanmam.

Bu gün başım ellerimin arasında kara kara düşünürken işçi arkadaşlardan Turgay geldi.

-Abla bana bir ikametgah hazırlasana.

-İkametgah?

-He abla, ikametgah.

-Turgay istersen sana bir de yakışıklı Üniversite diploması ayarlayayım olur mu?

-Yok be abla ben üniversite mezununa benziyor muyum?

-Peki ben sizin mahallenin muhtarına benziyor muyum? Ver bakayım Elindeki kağıdı ne diyor

-........

-Turgay, bak kardeşim. Ben sana buradan bir ücret bordrosu hazırlayacağım, gerisi benim işim değil.

-Abla bir de ikametgah...

-Turgaaaayyy. Bak kayışı kopardım boşa dönüyorum şu sıra haberin ola.

-Taam abla, taam ya.

-

 
Toplam blog
: 92
: 830
Kayıt tarihi
: 28.02.08
 
 

Biraz kül, biraz duman o benim işte... Öyle dedim diye olayı arabeske bağladığımı sanmayın çabuk sön..