Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '18

 
Kategori
Tarih
 

Kazakistan'ın Bağımsızlık Gününün Tarihi Önemi

Dünyadaki her ülkenin kendi devletinin oluşumu veya millet için önemli olan ulusal bayramı vardır. Bunlara farklı isimler alabilir. Örneğin, Cumhuriyet Bayramı, Kurtuluş Günü, Ülke Günü vb. Kazakistan'da daher yıl 16 Aralık'ta kutlananen önemli ulusal bayramı “Bağımsızlık Günü”dür. Bu sene onun 27. yıldönümü kutlanmaktadır.

Tarihe baktığımızda, Kazak halkının asırlardır özlemini çektiği gün ülkenin bağımsızlığına kavuşacağı gündür. Ve bu beklenen gün 1991 yılında SSCB'nin çöküşüyle  birlikte geldi. On beş yeni bağımsız devlet ortaya çıktı, ancak hiçbiri bağımsızlık için hazır değildi ve hepsi ayakta kalabilmek ve gelişmek için zaman içinde stratejilerini geliştirmek zorunda kaldı.

1990'lı yılların başlarında neredeyse tüm fabrikaların durduğu, sık sık elektrik kesintilerinin yaşandığı Kazakistankısa sürede krizi aşarak başarılı sonuçlara ulaşabildi. Fakat o dönemde Kazakistan geleceğine büyük bir şüphecilikle yaklaşan yurtdışı ve yurtiçindeki uzmanların sayısı çok fazlaydı.

Gerçekten de, bu Kazakistan’ın ayakta kalabileceğine birkaç kişi inanıyordu. Uluslararası uzmanlarına göre, ekonomik sorunların yanı sıra, ülkenin başka büyük sorunları vardı. Ünlü Sovietolog ve ABD Başkanının danışmanlarından Zbigniew Brzezinski'nin o yıllardaki düşüncesinegöre, çok sayıda etnik grupların yaşadığı Kazakistan'ın etnik çatışmalardan kaynaklanan bir parçalanma yaşayabilirdi.

Bu dönemde yapılan en iyimser tahminleri bile yanlış çıkararak Kazakistan sadece yirmi yıl içinde uluslararası süreçlerde, istikrarlı, ayağı yere sağlam basan veemin adımlarla ilerleyen bir ülke haline geldi.

Bugün Kazakistan dünyaya çok sayıda farklı etnik kökenlerden halkların barış ve huzur içinde yaşadığı örnek ülke olarak gösteriliyor. Çünkü, 100'den fazla etnik grubun ve 18 mezhebin temsilcileri burada barış ve uyum içinde yaşıyorlar. Bugün güçlü bir ekonomik potansiyeli ve politik istikrarı ile Kazakistan bölgesel entegrasyonun lokomotifi olarak tanınmakta ve milyarlarca dolarlık çok yüksek hacimde yabancı yatırımları kendine çekmektedir.

Bütün bunları göz önünde bulundurarak, Zbigniew Brzezinski daha sonra şunları söyleyecekti: “Kazakistan'a çok fazla dikkat etmediğimi itiraf ediyorum. Ama o zaman Kazakistan'ın Orta Asya'da yeni bir gerçeklik olduğunu fark edemedim. Ve bağımsızlıktan bu yana Kazakistan'ın ekonomik kalkınma, bölgedeki yerini arama ve dış dünyayla dostça ve iyi komşuluk ilişkileri kurma konusunda büyük ilerleme kaydettiğine şüphe yok. ”

Gerçekten de, Kazakistan için bu nispeten küçük zaman aralığında büyük başarılara imza atmıştır. Bu başarının temel noktalarının ne olduğuna baktığımızda, ilk göze çarpan en önemli şeyin Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in ulusa sesleniş konuşmalarında düzenli bir şekilde ortaya koyduğu stratejileri olduğunu söyleyebiliriz. Nazarbayev, bu konuşmalarında hem devletin hem de toplumun başarılı bir şekilde kalkması için ihtiyaç duyduğu geleceğe olan umudu güçlendirip parlak geleceğe doğru ilerlemek için gerçekçi bir planı kamuoyuyla paylaşmaktadır.

Kazakistan, 90'ların başından bu yana nereye gittiğini açıkça biliyordu. Böylelikle 1992 yılında “Kazakistan'ın Egemen Devlet Olarak Oluşumu ve Geliştirilmesi Stratejisi” yayınlanmış olup, önümüzdeki yıllarda ana kalkınma rehberleri burada tanımlanmıştır.

1997 yılında “Kazakistan 2030” başlıklı büyük ölçekli uzun vadeli bir belge kabul edildi. Bu belge, bir ülkenin nasıl olması ve hangi göstergelere sahip olması gerektiği konusunda dair uzun vadeli ve somut bir vizyona işaret etmiştir. Aynı zamanda, belirlenen göstergelerin uygulanabilir olduğuna yine  birkaç kişi inanıyordu. Ancak, onun temel bölümleri 2010'lu yılların başında gerçekleşti. 33 yıl için planlananlar 16 yılda hayata geçiriliyordu.

Zaten 2012 yılında, 2030 Stratejisinde belirtilen hedeflerin hemen hemen hepsinin tamamlandığı ilan edildive aynı yıl ülkenin 2050 yılı içinvizyonunu ortaya koyan yeni bir belge sunulduğu açıklandı. 2050Strateji'sinin daha az iddialı göstergelerinin hayata geçirilmesi konusuna şüpheyle bakanlar eskiye göre daha az olmuştur.

Kazakistan'ın atılım yaptığı ikinci önemli temel yön, eğitime ve ülkenin entelektüel potansiyelinin gelişimine verilen önemdir. Bu alandaki sistematik bir politikanın sonuçları günümüzde elde edilmeye başlanmıştır. Bu alandaki en büyük diğer reform Nazarbayev’in tüm Kazak halkını dünyaya açmış olmasıdır. Dünyanın her yerinde Kazak işadamı, bilim adamı, öğrenci ve diğer mesleklerden insanları görmek mümkündür. Bu küresel dünyada Kazakistan için büyük bir avantaj sağlamaktadır.

1990'ların başına dönelim. Ülkedeki durum karamsardır. Bu tarihte, ülkenin başkanı Nazarbayev, gençleri devlet bütçesine pahasına dünyanın en iyi üniversitelerine yoğunlaştırmaya karar veriyor. Amacı, ülke ekonomisinin öncelikli sektörleri için en iyi personeli yetiştirmektir. Bu ülkedeki herkes bu kararın stratejik önemini anlamadı. Bunda şaşılacak bir durum yoktur, çünkü ülkenin ekonomisi o kadar güçlü değildi.

O zamandan beri 25 yıl geçti. “Bolashak” (gelecek) adı verilen bu başkanlık programı sayesinde, ülkenin çeşitli bölgelerinde dünyanın en iyi uygulamalarını aktif olarak uygulayan yaklaşık 11 bin uzman eğitilmiştir. Ve bu program eğitim politikasının sadece bir yönüdür.

Analizlerilk günlerden itibaren eğitim meselelerinin devlet politikasının temel önceliklerinden biri olduğunu göstermektedir. Bu alandaki fon miktarı her geçen gün büyüyor. Ülke çapında en yeni okullar açılmaktadır ve uluslararası akademik standartlara ve akademik özgürlük ilkelerine uygun olarak faaliyet gösteren dünya standartlarında bir üniversite olan Nazarbayev Üniversitesi görev yapmaktadır.

Kazakistan kendisine dünyanın en büyük 30 ülkesi arasına girmeyi hedef olarak koymuştur. Bunun için Kazakistan hukuki mekanizmalarını sürekli olarak iyileştirmekte ve ülkenin kalkınması için elverişlişartlar yaratmaktadır. Bu yabancı bir yatırımcı için ülkenindaha çekici hale gelmesi için önemlidir. Bu çalışma ve çabaların sonucunda27 yıl boyunca Kazakistan 300 milyardolardan fazla doğrudan yatırım çekmiştir. Bu rakam Orta Asya ülkelerinin toplam yabancı yatırımının neredeyse% 70'ini oluşturmaktadır.

Muhtemelen, bunlar Kazakistan'ın başarısının önemli noktalarıdır. Bu başarıda yukarıda bahsettiklerimizle birlikte ülkenin lideri Nazarbayev’in rolünü de birlikte düşünmek lazımdır. Çünkü güçlü siyasi irade, zeka ve devletin tepe noktasındaki yöneticisinin takibi olmaksızın böyle sonuçlara ulaşmak imkansızdır.

Kazakistan iç politikanın yanısıra dış politikadada aktif çalışmalar yürütmektedir. Bugün bu ülke neredeyse BM, AGİT, İKT, DTÖ, SCO, BDT, CSTO ve OECD gibi tüm önde gelen uluslararası organizasyonların bir üyesidir. Ayrıca AGİT, İKÖ, EAEU, SCO, BDT, CSTO, CICA, Türk Keneşi Konseyi ve BM Güvenlik Konseyi gibi saygın uluslararası kuruluşlarda başkanlık görevi üstlenmiş ve etkin bir şekilde yürütmüştür. Astana’da semavi ve geleneksel dinlerin liderlerininkongrelerine evsahipliği yapıyor ve uluslararası çatışmaların çözümünde etkin bir arabulucu görevi görüyor.

Bütün bunlar Kazakistan’ın dünyadaki itibarlı yerini ortaya koymaktadır. Böyle bir konuma bir devlet için kısa sayılabilecek, bağımsızlıktan sonra geçen 27 yıllık bir zaman diliminde ulaştı. Bu olgu, ülkenin büyük bir geleceğinin olacağını Avrasya’nın yükselen yıldızı unvanın haklı ve yerinde olduğunu bize göstermektedir. 

 
Toplam blog
: 22
: 124
Kayıt tarihi
: 03.11.11
 
 

  Mesleğim tarihçi. Özellikle Türk dünyası tarih ve kültürü üzerine araştırmalar yapıyorum. Tarih..