Kazakistan Semavi ve Geleneksel Dinlerin Liderlerini Buluşturan Ülke

10-11 Ekim 2018 tarihlerinde Kazakistan'ın başkenti Astana'da altıncı kez gerçekleşen Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri Kongresi’nde farklı dinlerin temsilcileri dünya barışı için hep birlikte dua ettiler. Bu çok anlamlı bir birlikteliktir. Çünkü, dünyadaki halkların tümünün en çok ihtiyacı olan şey barış ve istikrardır. Ne yazık, teknolojinin ve iletişimin çok geliştiği çağımızda terör belası herkesi tehdit ediyor. Bu tehdit sadece Ortadoğu veya dünyanın başka gelişmekte olan ülkelerinde değil, aynı zamanda gelişmiş ve refah düzeyi yüksek Avrupa ülkelerinin bile gündemindedir.Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in girişimiyle ilki 2003'de yapılan Semavi ve Geleneksel Dinler Liderler Kongresi başkent Astana'da her üç yılda bir toplanıyor.

Ne yazık ki, barışı ve iyiliği emreden dinler terör ile ilişkilendirilmektedir. Bundan en büyük payı da İslam almaktadır. Bunda önyargılar ile birlikte Ortadoğu’da yaşanan istikrarsızlık ve krizler sonucu Avrupa'ya mültecilerin kitlesel göçü ve bunun sonucunda toplumsal sorunların büyümesi de önemli rol oynamaktadır. Öte yandan Hristiyan dini içinde de sorunlar yok değil. Katolik Kilisesi'ne bağlı din adamlarından bazıları çocuklara cinsel tacizde bulunmakla suçlanmaktadır. Ortodoks Kilisesi de Ukrayna'nın ondan bağımsızlıkalmasıyla bölünmenin eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Sadece İslam ve Hristiyan olarak değil aynı dinler içinde bile farklılıklar olmasına rağmen Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in dini liderleri başkentinde bir araya getirmesi elbette büyük bir başarıdır.

Türk basınına da yansıyan haberlere göre, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in himayelerinde gerçekleştirilen ve Barış ve Uyum Sarayı'nda düzenlen kongreye, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yanı sıra İslamiyet, Hristiyanlık, Budizm, Yahudilik, Hinduizm, Taosizm ve diğer dinlerden 45 ülkeden 80’den fazla temsilci katıldı.

Cumhurbaşkanı Nazarbayev, burada yaptığı konuşmada, 18 dinden 3 bin 500 dini cemaatin bulunduğu Kazakistan'da milli güvenliğin sağlanması ve dini özgürlüğün korunması arasında dengeyi koruyabildiklerini, dinler arası barış ve uyumda Kazakistan modelini oluşturduklarını dile getirdi.

Kazakistan tecrübesinden dünya çapında yararlanılabileceğini dile getiren Nazarbayev, kongre çerçevesindeki ortak çalışmaların barışın, kalkınmanın ve refahın artırılması çalışmalarında önemli sonuçlar getirebileceğini söyledi.

Nazarbayev, barış ve uyum ideolojisini küresel çapta birlikte ilerletmek için yeni teknolojilerin tüm avantajlarının kullanılması gerektiğinin altını çizdi.

Dünyada barışın sağlanması için etkileşimin yeni seviyesine çıkmak gerektiğine dikkati çeken Nazarbayev’in şu sözleri dikkat çekici: “Küresel servetin hızlı teknolojik gelişimi ve büyümesine rağmen, sosyal felaketlerin ölçeği genişlemeye devam ediyor. BM'ye göre, dünya nüfusunun% 14'ü kronik olarak aç. Toplam işsiz sayısı 190 milyonu aştı. Bu, sosyal eşitsizlikradikalizmin her türlüsünün çoğalmasını güçlendirir. Bu nedenle, temel mesele güvenli ve adil bir dünyadır.”

Ne yazık ki, dünyanın önde gelen devletlerinin dünyada güvenli ve adil bir ortamdan ziyade çatışma alanlarına daha fazla harcama yaptıkları görülüyor. VI. Dünya ve Geleneksel Dinler Kongresinde konuşan Al-Ezher İslam Üniversitesi’nin imamlarından Şeyh Muhammed Ahmed Al-Tayip'e göre, ülkeler2001'den 2018'e kadar Afganistan, Irak ve Suriye'deki savaşlara yaklaşık 1,5 milyar dolar harcadı.

Nursultan Nazarbayev, inancın küresel krizi aşabilmesi için bu konuda güç biriktirmenin önemli olduğuna değinerek kongreye katılan heyetlerin ortak çalışmalarına yönelik tekliflerini beyan etti.

“İletişim ve haberleşme döneminde bizler, barış ile hoşgörü fikrini küresel düzeyde ilerletebilmek için yeni teknolojilerin tüm imkanlarını kullanabilmemiz gerekir. Bunun için kongrenin çerçevesinde Bilgi portalını kurmayı teklif ediyorum" diyen Kazakistan Cumhurbaşkanı, dünya topluluğunu barış ile güvenliğe davet etme hususunda çalışmaların sürdürülmesi için tekliflerini sundu.

Müftülük Konseyi ve Rusya Müslümanları Manevi Yönetiminin Başkanı Ravil Gainutdin, katılımcılarından samimi bir çalışma talepeden böyle bir inançlar arası diyalogun gerçek bir barışın yolu olduğuna inandığını söyledi.

Din adamları tüm dinlerin şu temel ilkesini kullanarak böyle bir çalışmaya yapabilirler: hoşgörü, hoşgörü ve başka bir ırk ve inanca saygı. Nitekim Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in vurguladığı gibi Kazakistan laik bir devlet olmasına rağmen Kazakistan’da yaşayan tüm halkların dinine ve gelenekleri büyük bir hoşgörüyle yaklaşmaktadır. İşte bu, Kazakistan'ın dinlerarası ve kültürlerarası iletişim ve barışın geliştirilmesi yolunda bir merkeze öncülük edebilmesinin temel sebebidir.