Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '16

 
Kategori
Futbol
 

Kazanıyor ama yenmiyor

Kazanıyor ama yenmiyor
 

Galatasaray, inanılmaz bir temposuzluk içinde. Kasımpaşa'yı, maçın hiçbir anında korkutamadılar. Ev sahibi, 10 kişi kaldıktan sonra bile çekinmeden gitti rakip kaleye ve karşılığında hiç kontra tehlikesi de hissetmedi.

Tepedeki rakiplerin kaybıyla beraber, Galatasaray'dan tempolu başlangıç bekleyenler Podolski'nin hazırlanış olarak şık golünden sonra yine hayal kırıklığı yaşadı. Top %66 oranında Galatasaray'daydı ancak sahanın üçte birinde, yani Kasımpaşa yarı alanının ortasından itibaren hiçbir aksiyon yoktu. Kasımpaşa'nın Tunay önderliğinde geliştirdiği az sayıdaki atak bile daha çok heyecan yarattı. De Jong'un 1-2 cılız denemesi dışında, Kasımpaşa kalecisini gören olmadı. Pas oyunu, hızlı oynanırsa anlam kazanıyor ancak Galatasaray örneğindeki gibi yavaş olunca izleyenler için tam bir işkenceye dönüyor. Selçuk, De Jong, Yasin, Bruma ve Sneijder hiçbir aksiyon üretemedi. Sabri ve Carole'ün de bindirmemesi sonucu ilk yarı kısır bitti.

İkinci yarıda oyun nispeten ivme kazansa da bunun nedeni Kasımpaşa'ydı. Galatasaray'ın bol paslı yumuşak oyununa karşı, Tunay ve Adem'le iyi çıktılar. Kaleci degajında, zincirleme defans hatası sonucu golü de buldular. Carole'ün nefis asistinde Bruma golü atamasa Galatasaray burdan galip dönemezdi. Nitekim 10 kişi kalan rakibine karşı, bir de penaltı ikram etti konuk ekip ancak Adem bunu geri çevirdi. Muslera'nın hakkını verelim ancak iyi kullanılmış bir penaltı kurtarılamaz. Adem'in vuruş şiddeti, topu dürtmekle eşdeğerdi. Penaltı sonrası Kasımpaşa, 10 kişi olduğunu hissetmeden bastırdı çünkü ortada bunu hatırlatacak bir Galatasaray yoktu.

Galatasaray bu maçı kazandı ancak rakibini yenmedi. Bu oyunla da hiçbir rakibini yenemez. İnanılmaz derecede yavaş yapılan paslar, birkaç istasyondan sonra iyice tembelleşiyor ve rakipler burada araya girip çok tehlikeli kontralar yakalıyor. Pas oyunu oynanmasına rağmen, özellikle orta alanda ve kanatlarda oyuncuların mesafesi çok fazla. Şok pres yapan, kaymaları iyi yapan ve ileri ucunda en az bir hızlı oyuncusu olan her takım, bu Galatasaray önünde maçın favorisi olur. Riekerink yönetiminde sezon başı oynanan oyundan sonra takımın bu noktaya gelmesi, metafiziksel bir durum olmak üzere. Özellikle bu akşam kulübede Prandelli veya Mustafa Denizli var gibiydi. Taraftarlar, o teknik direktörlere sahadaki oyun yüzünden tepkiliydi. Prandelli'nin kovulduğunda liderden sadece 1 puan geride olduğunu hatırlarsak, seyirci sadece puantaja bakmaz. Riekerink'e bunun söylenmesi gerekiyor.

Kadro adaleti konusunda da alarm zilleri çalıyor. Bursa maçının en formda adamlarından Linnes, bugün 87'de girebildi. Değişikliklerin çok geç yapılması bir yana, formda oyuncular kenarda oturuyor ve bu durum takım içi adalet duygusunda onarılmaz yaralar açabilir. Riekerink'i sezon başında destekleyen taraftar, bunu takımda miadını doldurmuş oyuncuları adalet gözeterek gönderdiği için yapmıştı. Sanırım Riekerink'e bunun da hatırlatılması gerekiyor.

 
Toplam blog
: 18
: 95
Kayıt tarihi
: 28.02.13
 
 

Futbolda, bilhassa Galatasaray'la ilgili görüşlerimi yazıyorum. Beğenirseniz ne mutlu bana. ..