Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Kazdağlarında altın bulunduğu güne lanet olsun!

Kazdağlarında altın bulunduğu güne lanet olsun!
 

Dünya madenlerinin yarısından fazlası Orta ve Güney Afrika ülkelerinden çıkmaktadır. Elmas, altın gibi madenlerin ise yüzde doksanı bu ülkelerden çıkarılmaktadır. Altın, elmas, petrol, demir, çinko, bakır, kalay, manganez, gümüş, kurşun, silikon ve adlarını sadece kimya kitaplarında yazılmış bizim ismini pek söyleyemediğimiz değişik madenler insanlık için çok gerekli ve sanayinin olmazsa olmaz ana maddesi olan binlerce çeşit maden türü…

Afrika’da madenler genellikle açık işletme şeklinde yani yeraltında tüneller açmadan çıkarılabilmektedir. Afrika’da tam dört yüz yıldır bütün savaşlar, soykırımlar işte bu maden tarlalarının başında verilmektedir.

Zannetmeyin ki Afrika’daki savaşlar bazen, solcularla sağcılar bazen de kabilelere arası anlaşmazlıklarıdır.Gerçekte Afrikalıların adeta soykırıma tabi tutulmasının sebebi maden sömürü düzeninin devamı için yapılan “Uluslar Arası Maden Şirketleri”nin operasyonudur.

Hitler’in soykırımı beş sene uygulanmış ve bitmiştir.Ama Afrika’da üç yüz yıldır her gün uygulanan bir soykırım vardır.Bir zamanlar çiçek hastalığı bile soykırım için biyolojik silah olarak kullanılmıştır. Ve hala batılılar kendilerini kirlenmiş ve suçlu kabul etmezler.

Başta Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya. Belçika, Portekiz, İspanya, Hollanda ve bir çok Avrupa ülkesi yüzlerce yıldır Afrika’nın madenlerini topladı, götürdü.Bu ülkeler işte bu çalınmış, sömürülmüş madenlerle zenginleşti…

Batı ülkelerinde sanayinin, teknolojinin temel maddesi olan madenlerin hiçbirisi yoktur.Ama Portekiz’in sömürgesi Angola Portekiz’in yirmi kat büyüklüğündedir.Her bir Avrupa ülkesinin kendi büyüklüğünden on kaz fazla büyüklükte sömürgeleri vardır.Ayrıca Kiliseleri “Hıristiyan misyonerleri” kisvesiyle girdikleri ve sömürdükleri ülkeler vardır.

Küresel ısınmaya yol açan, zenginleştiren, batıya refah getiren, batıya çelik, altın, alüminyum getiren ve büyük şehirleri inşa ede n çalınmış Afrika madenleridir.

Bilim araştırmaları tüm dünya maden rezervlerinin önümüzdeki otuz yıl içinde tükeneceğini söylüyorlar, hadi yüz yıl olsun..Batının paniği burada başlıyor…

ABD ve Avrupa ülke nasıl zenginleşir sorusuna Merkantilizm tezi ile cevaplar ve madenleri ülkeye getirerek diye veriyordu.Şimdi aynı ülkeler büyük maden depoları kurup geleceğe yatırım yapıyorlar. Eskiden sömürülen madenler işlenir, satılır, sanayiye aktarılırdı, şimdi depolanıyor.Çünkü, tükenecek…

Depolamak yetmiyor daha çıkarılmamış madenleri de ülkelerine götürmek için yeni sömürgeler arıyorlar..

Maden üretilmeyen tek şey.. Batının aceleciliği şundan geliyor; soygun artık biteceği için sona yaklaşıyorlar ve acılarından kahroluyorlar.Çünkü uygarlıklarını bu madenlerle zirveye çıkardılar..Maden bittimi uygarlıklarını zenginliklerini, safahatlarını nasıl devam ettirecekler?..Maden bitti mi ABD’nin Avrupa’nın zenginliği de bitecek…

Maden bir defaya mahsus çıkar, soğan patates değil ki ekip bir daha çıkarasın…ABD ve Avrupa histerik nöbetler içinde.Yeni ülkeler yeni dağlar, yeni kıtalar, okyanusların altlarını arıyorlar..

Önceden doğrudan Batı ülkelerin orduları Cezayir’de olduğu gibi doğrudan ülkeyi işgal edip insanları katliamdan geçirir ama bu arada madenleri kendi ülkesine taşırdı…Sonra ülkeler geri çekildi “bağımsızlık” adı altında ülkeler oluşturuldu ve maden şirketleri paralı askerleriyle, dolara boğdukları işbirlikçileriyle, yerli şirketleriyle madenleri çalmaya devam ettiler…Bu arada ülkelerin halkı yok kabile savaşı, yok ideoloji savaşı, yok mezhep savaşı, yok etnik savaş yok din savaşı diye birbirlerini öldürdüler…

Afrika’da bu sistem devam ediyor..Ama şimdi diğer kıtalardaki ülkeler sırada.buraların madenlerini de çalıp ülkelerine götürecekler.

Afrika’dan daha gelişmiş olan bu ülkelerde sistem benzer ama daha sinsi…Hedef ülke benzer şekilde etnik, mezhep ayrışmaları ve bunların uzantısı terör eylemleri ile karıştırılıyor…Maden şirketlerinin sponsorluğunda DAVOS gibi forumlar düzenleniyor. İMF gibi kuruluşlar aracılığıyla ülkeler ekonomik kıskaca alınıyor..Ülkeler işbirlikçi yazarlar, şirketler ile kamuoyu tepkisizleştirilip suni gündemlerle oyalanmaya başlıyor…

Basiretsiz liderler uluslar arası maden şirketlerine yalvaran, madenimizi çıkarın diye diz çöken bir hale getiriliyor..Çünkü bu ülkeler ekonomik krizlerle boğuştuğu için paraya ihtiyaçları var ve örneğin piyasa değeri bin dolar olan maden bir dolara satmaktan başka çareleri yok..

Basiretsiz liderler iktidarlarına devam edebilmek için önüne konulan yasaları güle oylana çıkarıyorlar.Maden Yasası, Petrol Yasası, Tütün Yasası, Şeker Yasası vs gibi yasalar ya uluslar arası şirketlerin hazırlayıp genellikle İMF gibi kuruluşlar aracılığıyla o ülkeye ulaştırılıyor ya da ülkemizde olduğu gibi “AB’ye Uyum Yasası” patentiyle kabul ediliyor..

Türkiye’de Maden Kanunu ekonomik krizlerle başa çakmayan hükümetimizin İMF görevlisi Kemal Derviş’in getirilmesi sonrasında AB Uyum Yasaları adıyla 26.5.2004 tarihinde değiştirilmiştir.
Türkiye’nin bağımsızlığını tartışılır hale getiren, yer altı ve yer üstü varlrıklarının sömürülmesinin yolunu açan bir yasaları solcu veya milliyetçi bir partinin kabul etmesi dünyanın en acayip işlerinden birisidir.

Acayip sorulara devam edelim:

Dünyanın en değerli madenleri altın, elmas, petrol çıkartan ülkeler neden dünyanın en yoksul ülkeleridir?

Bu ülkelerin insanları neden açlık, bulaşıcı hastalık, terör ile boğuşmaya devam etmektedirler?

Dünyanın en yoksul yirmi ülkesi aynı zamanda dünyanın en değerli madenlerini en çok çıkartan ülkesidir…

Altın, petrol, maden girdileriyle yaşayan ülkelerin hiçbirisinde demokrasi kurulamamış, yaşayamamış, darbelerle boğuşmuş, diktatörlükler ve soykırımlardan geçirilmiş , etnik veya mezhepsel terör örgütleri hiç bitmemiştir…Hatta sivil kurumları hiç olmamıştır…

Örneğin Afganistan; dağları bakır madenindedir, çeşitli madenleriyle pek çok Afrika ülkesini aratmayacak zenginliktedir.Önce Rusya ölüm makineleriyle yerle bir etti, sonra göç, ölüm, Taliban, Rabbani, Hikmetyar, Dostum ve bir çok mezhepsel hizipler birbirlerini öldürmeye başladılar ve Afganistan’da taş taş üstüne koymadılar.Sonra iyice güçsüzleşen, yoksullaşan, çaresiz ülkeye ABD Avrupalı müttefikleriyle el koydu..ABD İslamcısının, silahlı teröristlerin, gizli örgütçülerin en alasını burada yetiştirip dünyaya saldı...Kendi yetiştirdiği teröristlerin eylemlerini bahane edip başka ülkeleri işgal etmeye devam ediyor…Hatırlayın; Usame Bin Ladin ABD tarafından eğitilmiş ve eline El Kaide örgütü kurulup verilmiş bir adamdır…Bu gün Afganistan ‘da “Bu ülke benim!” diyerek elini masaya vuracak bir adam yoktur….

İşte Irak:Önce ABD Saddam Hüseyin’i besleyip büyüttü..Sonra onu İran’a saldırttı, Kuveyt’i işgal ettirdi.Kürt gruplara katliam yaptırdı.Şii-Sünni diyerek mezhep savaşları çıkardı.. Binlerce yıl birlikte yaşayan insanlar etnik köken, mezhep denilerek birbirlerini boğazlamaya başladı… Ve sonunda Irak’ı işgal etti…Iraklıların çoğu ülkelerini işgal eden ABD-Avrupa askerlerinin ayaklarına kapandı, çiçekle karşıladılar…Irak’ın petrolü, madenleri tanker tanken ülke dışına kaçırılıyor, yok pahasına elinden alınıyor..Ve Irak’ta da elini masaya vuracak “Bu ülke benim!” diyecek bir tane adam bile yok…

Petrolü olan bütün Arap ülkeleri aynı saldırı ve işgal altındadır…

Bu gün Afrika ve Arap ülkelerinin aydınlarının ve halkının sloganı şudur:” TOPRAĞIMIZDA ALTIN, ELMAS, PETROL BULUNAN O GÜNE LAHET OLSUN!...”

Evet, nerede altın, petrol, elmas, bakır, magnezyum bilmem ne bela maden bulunmuşsa o ülke mahvoldu!...

Bu gün petrolü, madeni bulunan koskoca toprak parçaları, bir zamanlar tabiatıyla, tarihiyle, kültürüyle cennetten bir parça olan ülkeler ceset gibi kokuyor!...

Tabiat dokusuyla, hayvan çeşitleriyle muhteşem bir güzellik olan bu ülkeler şimdi yoksulluk, pislik, kardeş kanı, şiddet, hırsızlık, batakhaneler, fuhuş, bulaşıcı hastalıklarla sefil durumda, paramparça!...

Bizim için Trajik ve can alıcı soru şu:Türkiye’nin madenleri ne durumda?

Ülkemin halkı Maden Yasalarından haberdar mı?

Madenlerimiz nerede, ruhsatları hangi şirketlerde bileni var mı?

Hangi madenimiz dünya fiyatlarının ne kadarına satılıyor yazanımız söyleyenimiz var mı?

Türkiye’de kaç yabancı ve yerli şirketin ruhsatı var, bu ruhsatların sınırları nerelerde, miktarı ne, ne çıkartıyorlar, ne arıyorlar bilen var mı?

Gerçek şu; üç, beş kuruşluk acil borç ve döviz yüzünden madenlerimiz batılılara verilmiş bir imtiyazdır….

Maden ruhsatı sömürge belgesidir, ülkenin tapusudur…Vatanını üç kuruşa satmaktır….

Acıklı olan şey ülkemizin siyasileri, gazeteleri, TV’leri, aydınları, sivil kuruluşları, bilim adamları, öğrencileri , halkı hangi madenlerimizin hangi yabancı şirketlerin tekeline girdiğini bilmiyor..Maden şirketlerinin yapıları, ortakları, ülkemizdeki oyunları, çıkarttıkları yasaları bilinmiyor.Madelerimizin akibeti ile ilgili hiç bir gerçekçi tartışma yok...


Sağcısı da solcusu da milliyetçisi de İslamcısı da hiçbir aydın, gazeteci bunları yazmıyor..

Sorarım size TV’lerimiz gazetelerimiz dergilerimiz mankenlerimizin, şarkıcılarımızın iç çamaşırının rengini , dün gece kaç kişiyle yattığını bize canlı yayınla ulaştırıp öğretiyor da neden bunları söylemiyor, yazmıyor?Hangi maden şirketinin adını biliyorsunuz?Rezervini, fiyatını, şirketin adını, ortaklarını, yapısını, ne halde olduğunu gören duyar var mı?

Bu ülkenin solcusu, milliyetçisi, sağcısı, İslamcısı, Atatürkçüsü vatan, millet diyerek neyi tartışıyor?

Al sana Alevilik, Sünnilik, al sana Kürtçülük, Türkçülük, al sana insan hakları, al sana demokrasi , ala sana Avrupa Birliği, al sana medeniyetler ittifakı, al sana diyalog, al sana laiklik şeriat tartışmalarıyla bomboş bir laf bataklığı….

Bizler birbirimizi kırar, bölünür, parçalanırken, birileri madenlerimizi kime satmış, kim almış, kim çıkarmış, kim götürmüş, kim yemiş haberimiz , duyanımız, bilenimiz, tartışanımız yok….

Solcularımız aklıyla, diniyle, kültürüyle dalga geçip mücadele etmekle meşguller..

Milliyetçilerimiz ABD’nin ve Avrupa’nın ülkemizi güçsüz bırakıp rahat sömürebilmesi için kurdurup desteklediği bir etnik terör örgütünün eylemlerini telin edip vicdanlarını rahatlatmakla meşguller…Ülken maden ruhsatlarıyla gelen yabancılar tarafından sömürülecek sen de “Kahrolsun PKK” diye slogan atarak yürüyüp adına da milliyetçi-ülkücü diyeceksin; yok böyle bir şey!.

İslamcılarımız neden kendilerine Allah tarafından verilmiş bir emanet olduğuna inandıkları tabiatı katledilmesi, ülkelerini işgal edip sömürülmesi, toprağını, hayvanlarını, bitkilerini, insanlarını zehirlenmesi karşısında sessiz kalıyorlar?..

Atatürkçülerimiz Emperyalizme, sömürgecilere karşı dünya tarihinin en onurlu bağımsızlık mücadelesinin büyük komutanının izinde olduğunu söyleyenler neredeler?

Sağcılara söylenecek laf yok.Onlar zaten merkezdeler ya fikirsiz, renksiz, ruhsuz halleriyle günlerini gün etmekler.Merkez sağa hakim zihniyet maalesef ülkesini savunamayacak kadar uluslararası güçlere bağlanmış durumda.

Ülkemizin bilmem neresinde olanı duyurmadılar bilmiyoruz diyelim.Ama sömürgeciler şimdi evimizin kapısına kadar geldiler, Kaz Dağlarımızdalar, …

Kaz dağlarını kime ruhsat verip sattılar?Kim sattı? Kaça sattı?

Balıkesir’de daha başka kaç yabancı şirket kaç metrekare yerimize ruhsat alıp eline geçirdi?

Kurtuluş Savaşı verileli kaç yıl oldu?

Kaz dağlarında, dağların eteklerinde can veren şehitlerimiz yetmiş yıl sonra ülkelerini işgal edenler maden şirketi kurup Kaz dağlarını işgal etsinler, yok etsinler, zehirlesinler diye mi kurtuluş bağımsızlık savaşı verdiler?

Dün ellerinde silahlarıyla ülkemizi işgale gelenlere direnip dünya tarihinin en onurlu bağımsızlık savaşını veren dedelerimizin torunları şimdi şirket kurup gelen yabancı sömürgecilere “Zehir, tabiat katliamı önemli değil bize para lazım çıkarın, alıp götürün madenlerimizi” diyerek güle oynaya veriyorlar..

Bunun adı düpedüz “İhanet!”tir..

Kurtuluş savaşını verdiğimizde maden ocaklarımız mı vardı, petrolümüz mü vardı, altınımız mı vardı, servetimiz mi vardı?..Ayağımıza giyecek bir çift kunduramız bile yoktu!..Ama imanımız vardı, onurumuz vardı, bağımsızlığımız vardı, yüreğimiz vardı?..

Ya şimdi neyimiz var?

İşte ülkem işte göğsüm diyerek Kaz dağlarında, Batman’da, Ardahan’da, Edirne’de vatanın her karış toprağında nöbet tutmak ve “Bu ülke benim!” diyerek masaya vurma zamanıdır!..

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..