Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Kazdağlarında bir inci

Kazdağlarında bir inci
 

Eski zamanlarda kazdağlarına terkedildiği düşünülen Sarıkız, Akçay'ın simgesi.


Kaz dağlarının eteğinde; yemyeşil zeytin ağaçlarının gölgesinde bir belde AKÇAY. Türkiye’nin ilk turizm beldelerinden biri. Balıkesir’e bağlı bu belde, pek çok Türk filmine plato da olmuştur. Akçay’a Çanakkale üzerinden yada Bursa üzerinden gidebilirsiniz. Balıkesir’ den sonra yaklaşık 1 saatte , zeytin bahçelerinin içinde kıvrıla kıvrıla devam eden bir yoldan Akçay’a varıyorsunuz.

İki üç katlı evlerin arasından sahile çay bahçelerine inene kadar, küçük hediyelik eşya satan yada deniz malzemeleri bulunan dükkanları görebilirsiniz. Merkezinde de plaj bulunan bu belde de her yerden denize girmeniz mümkün.

Denizin bir özelliği ise yer yer çıkan tatlı sular. Akçay, suyu dağlardan gelen kaynaklardan temin ediyor. Adım başı rastladığınız çeşmelerden rahatlıkla su içebiliyorsunuz. Büyük şehirlerden sonra çeşmeden su içmek, biraz tuhaf gelse de şarıl şarıl akan suyun sesi size davetiye çıkarıyor.

Denizden uzaklaşıp, Kaz dağlarına doğru yukarılara çıktığınızda; zeytin ve meyve ağaçları sizi karşılıyor. Yukarı doğru tırmanmaya devam ederseniz.” Hasan Boğuldu” şelalesinin buz gibi sularında serinleyebilirsiniz. İster dağın eteklerinde pınar başında , ister masmavi denizin sularında vakit geçirin.

Konaklayabilmek için cüzi fiyatlı sezonluk eşyalı evlerin dışında, küçük şirin pansiyonlar, oteller ve bir tatil köyüne sahip. İnsanları misafir perver olan bu tatil beldesinde yazlıkçılar dışında kalıcı olan yöre insanı da çoğunlukta. Geneli büyük şehirlerin kalabalığından ve sıkıcılığından göç etmiş kişilerden oluşuyor.

Küçük fuar alanlarında ve merkezinde herkesin damak lezzetine uygun yemek bulması mümkün. Her köşe başında temiz havanın ve kızgın güneşin yanaklarını kızarttığı, yakın köylerden ellerinde meyve sepetleri ile dolaşan köylü kadınlara rastlayabilirsiniz.

Belde, sebze ve meyvenin en tazesini bulabileceğiniz küçük pazarlar ve manavların dışında büyük marketlerin katliamından da nasibini almış. Akşamları kurulan küçük fuar alanı, sevdiklerinize küçük hediyeler alabilmeniz için tasarlanmış dükkanlardan oluşuyor.

Gündüzleri sahilde, geceleri çay bahçelerinde ve kordonda vakit geçirirken; denizin ve havanın tertemiz kokusu, canınızın sıkılmasına asla izin vermiyor. Yolunuz Ege tarafına düşerse uğramadan geçmeyin. Müdavimi olabilirsiniz!

 
Toplam blog
: 18
: 920
Kayıt tarihi
: 18.05.07
 
 

1971 İstanbul doğumluyum. Evliyim, dört yaşında bir oğlum var. Her ne kadar şu an ev hanımı olarak g..