- Kategori
- Müzik
- Okunma Sayısı
- 2874
Kazım Koyuncu, karadeniz müziğinin asi çocuğu

Dilimde bir söz, didou do na nina, kulağımda ezgisi..
Hey gidi Karadeniz,
ben seni sevduğumi,
gülbeyaz,
ella ella, hayde ve daha niceleri.. Lazca söylenen şarkılar, nağmeler, müzikler…
Didou nana’nın gerçek anlamını bilemesemde ezgisi, nağmesi, yürekten gelen duygusu insanın içine işliyor. Nasıl etkileyici, nasıl duygusal. Diğer şarkıları gibi. Hele düzenlenen Hey gidi Karadeniz konserleri, alıp götürüyordu biryerlere…Farklıydı, kanı kaynıyordu, yüreğinin gümbürtüsü eşlik ediyordu sanki, enstrümanlara.. Gülbeyaz dizisi onun yorumuyla sevildi…
Kazım 33’de kansere yenik düştü.. sustu gitarı, söylenecek sözleri… Ama yaşının yettiği kadar söyledikleri, hala dillerde bir gece yarısı bile geliyorsa dilimizin ucuna, bu Kazımın kendisidir. Ardında miras bıraktığı her şarkı kalbimizde, dilimizde. Ölüm yıldönümü yaklaşıyor sanatçının, 25 Haziran. Mekanı cennet olsun. Orada da bir şeyler söylerdir, kim bilir.
O söylenecek çok şeyi varken söyleyebildikleriyle bile, bize yetmesede onu tanımanın, bir nağmesini mırıldanmanın tadını bıraktı..
Aşağıdaki bilgiler ve resmi kendi sitesinden alınmıştır.
"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Ç´e" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.Teşekkürler dünya." KAZIM KOYUNCU
1972 - Hopa'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Hopa'da tamamladı.
1989 - İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi.
1990 - Çağdaş Sanat Atölyesinde çalışmaya başladı.
1991 - Ali Elver ile birlikte Dinmeyen müzik topluluğunu kurdu. Aynı yıl Çağdaş Oyuncuların sahneye koyduğu ''Faşizmin korku ve sefaleti'' adlı oyunun müziklerini yaptı.
1993 - Mehmedali Barış Beşli ile Dünyanın ilk ve tek Laz rock toplulugu ''Zuğaşi Berepe''yi kurdu.
1995 - Zuğaşi Berepe ''Va mişk´unan''
1996 - Dinmeyen ''Sisler Bulvarı''
1998 - Zuğaşi Berepe ''Brüxel Live'' ve ''İgzas''
2000 - ''Salkım Söğüt 2'' adlı ortak çalışma
2001 - İlk solo albüm ''Viya''
2002 - Gülbeyaz dizi müzikleri
2003 - Kemal Sahir Gürel ile birlikte ''Sultan Makamı'' dizi müzikleri
2004 - İkinci solo albüm ''Hayde'' sanatçının popülaritesini daha da arttırdı.
Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören Hey Gidi Karadeniz Konserler dizisininde öncülüğünü yaptı.
2004 ün sonlarında akciğer kanseri teşhisi konuldu ve tedavi görmeye başladı.25 Haziran 2005'de, 33 yaşında, tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde yaşamını yitirdi...
Bir didou nana nerelere getirdi… Bir şiiriyle bitireyim sözü..
Biliyoruz
Bir yıldız yağmuruna tutulacağız
Toprak çökecek
Başımız dönecek, arkamızda seni bulacağız
"Hayde" diyeceksin Ernesto gibi
Gidelim
Yıldızların çok olduğu
Bir gökyüzü altına ...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Sustu gitarı, söylenecek sözlerini söyleme görevi artık bizim. Meğerse susmamış gitarı, çalıyor, o kadar çok söylemiş ki, dinliyoruz. Ölümünün 2. yılında saygı ile anıyorum.
Aydın Tiryaki 25.06.2007 10:01- Cevap :
- Evet Aydın bey,söyleyeceği çok şey varken fiziki olarak sustu,ama gitarı çalıyor... 25.06.2007 10:02
Aslında her kapıya uğrayacak ölüm önemlisi birşeyler bıraktıktan sonra uğrasın Kazım Koyuncu çok güzel şeyler bıraktı ardında... saygı ve sevgiyle
Meral Yağcıoğlu 18.05.2007 14:34- Cevap :
- haklısın.diyecek bir şey yok ölüme..Önemli olan ne yaptığımız diye düşünüyorum ben..Uğradığın için teşekkürler Meral hanım... 18.05.2007 15:19
Kazım'ı kaybettiğimizde içimde kopan fırtınalar arabada kimse yokken O'nu dinlediğimde gözyaşlarına dönüşüyor.Kazım'dan 2 yıl sonra abimi 41 yaşında lösemi nedeni ile kaybettik.Abimde ben de Kazım'ın sıkı hayranıydık.Artık gözyaşları ile dönüyor hayde,dido nana dido.....
Ahmet AYDIN 15.05.2007 21:09Kazım'ı kaybettiğimizde içimde kopan fırtınalar arabada kimse yokken O'nu dinlediğimde gözyaşlarına dönüşüyor.Kazım'dan 2 yıl sonra abimi 41 yaşında lösemi nedeni ile kaybettik.Abimde ben de Kazım'ın sıkı hayranıydık.Artık gözyaşları ile dönüyor hayde,dido nana dido.....
Ahmet AYDIN 15.05.2007 21:08- Cevap :
- Allah mekanını cennet,kabrini nur etsin.Bizde zamansız ölümlere gark olduk.Bilirizki, dönüşsüz yoldayız.Kazım ayrı bir yürek,ayrı bir şahsiyet bence..Karadenizliyim mesela,bir gram hemşince,lazca,gürcüce bilmem ama Kazımın şarkılarını dinledikçe biterim yani..Böyle bir şey müzik yapmak demekki.Piyasada şu an sözüm meclisden dışarı,sanatçıyım diye geçinenlerden ölen olsa,sanmam yani.. böyle olsun...Teşekkür ederim paylaştığınız için..Saygılarımla 16.05.2007 8:18