Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '09

 
Kategori
Anılar
 

Kazın ayağı!

Kazın ayağı!
 

Mesut Bey’in yazısı beni çok rahatsız etti! Daha önce de çok duymuştum bu sözü. Komutanım derdi başta.

“Kaz uçar da laz uçmaz mı? Haydi uç bakayım Ahmet!”

“Biz unuttuk o işleri komutanım!” Demiştim.

Bir de !

“Sizin kafanız öğleden sonra çalışmaz Ahmet!”

Bölük astsubayı da hemşerimdi, ona da duyuruyor! Masa tenisinde yendiğim için söylerdi bunu! Üstelik öğleden sonra oynadığımız halde!

Yaban kazı eti yedim ben! Irakta akşam üzeri araziden dönerken Kemalettin adındaki arkadaş birden arabayı durdurdu.

“Kanalda bir kuş çırpınıyor. Bir bakalım şuna!”

Kocaman bir yaban kazı! Elektrik teline takılmış uçarken kanadı kırılmış kanala düşmüş. Yemekhanede yemek yerken bıraktık aralarda gezindi durdu.

“Yarın öğle yemeğine keseriz bunu !” Dedi babam.

Öğleye kadar betonumuz vardı, döküp geldik. Arkadaşın biri kesti yaban kazını. Temizlediler, yemekhanede haşladılar, kavurdular, pilavın üzerine ektik kemal-i afiyetle yedik.

Yaban kazı bile uçmayı becerememişti!

Şantiye denince aklıma geldi. Patronumuz bana şantiyeciliğin ince noktalarını öğretiyordu.

“Şantiyeci adam muhasebeci ve yemekhaneciyle iyi geçinmelidir. Muhasebeciyle iyi geçinirsen parasız kalmazsın. Yemekhaneciyle iyi geçinirsen aç kalmazsın!”

Ben bu öğüdünü tutardım. Aç da kalmadım parasız da! Zaten babamın dolabı sağ olsun, para ihtiyacımı oradan kolaylıkla sağlardım.

Fikri Abimiz vardı.

“Yahu Fikri Abi ! Akşam yemek yiyemedim doğru dürüst. Dört yumurta yerim Allahıma! Var mı kilerde yumurta Abi?”

“Var var!”

“Gakkoşum Abim benim!”

Bir de sabah içeceğimiz çorbayı geceden hazırlardı, pişer pişmez haberim olurdu. Sabah hakkımı geceden yerdim!

Otoyolda işe başladığımda cebimde iki yüz bin liram vardı. Pazartesi , Salı, Çarşamba param bitti.

“Şefim biraz avans verin bana! Param bitti!”

“Ne yaptın ki para istiyorsun Amet?”

“Zemin betonu döktük ya Kapo? Benzin param bile yok valla!”

Yazardı bir kağıt, giderdim muhasebeye avans alırdım.

Bir gün muhasebeci beni uyardı.

“Sen bunlara hediye getiriyor musun?”

“Yook!”

“Ben olsam senin yerinde getirirdim. Proje Müdürü viskicidir. Sana bakan şef de iyi şarap içer!”

Her hafta sonu tersanede viski kovalardım. Kaçak viski. Gemicilerde bulunuyordu. Hele yılbaşının arifesinde Proje Müdürüne öyle bir güzellik yapmışım ki!

Yarım işleri bile istihkaka yazardım. Nasıl olsa bir kaç gün sonra biteceklerdi!

Bakın ilk defa burada yazıyorum. Tanrı günah yazmasın, bunlar beni Ramazanda bile içirdiler.

“Amet demokratik musliman! “ Dediler bir de!

Hocaya sordum bunu!

“Vazife dolayısıyla olduğu için olabilir!” Dedi.

Başım sıkıştıkça ondan fetva alırım!

Valla yazacak çok şey var ama kazın ayağı bu kadar!!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..