Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '07

 
Kategori
Mizah
 

Keçinin merakı

Keçinin merakı
 

Kulaklardaki derin mana, Burundaki haşmet, bıçkınlık, çapkınlık desen... ganimet..


Keçinin Merakı

Keçiden yanayım yıllardır ısrarla sürdürdüğümüz haksızlığa son verelim.
Keçi cenaplarına genetik kimliğimiz konusunda yaptığımız haksızlığı durduralım.
Evin esas oğlanı olan maymun hazretlerinden yana kullandığımız evrimsel gelişim mirasını belki mahkeme ya da bilim kararıyla değil ama ekteki resimden etkilenen kamuoyunun sempatisiyle yaklaşarak keçilere teslim edelim.

Aksi takdirde söylemeden edemeyeceğim “birleşme konusundaki bu sosyal demokrat inatlaşmasını” izah etmede güçlük çekeriz.
O zaman da dedikodu yayılır .
Acaba evrimin başlangıcında, maymun hazretleriyle keçi cenapları yolsuz kalıp muhabbet mi artırdılar?
Bu inatlaşmanın kaynağı acaba bu olabilir mi?
... gibi garip sorulara cevap da bulamayız.

Resme iyi bakın.
Abilikse abilik,
asaletse asalet,
muziplikse en kıralı,
meraklı melahatlikse bu işi harbiden yapıyor,
dayılıksa dayılık,
iddialaşmaysa, kameraya o haşmetli burnunu dayayıp dikilmesine kimse kulp takamaz,
bitirimlikse sırf bu iş için yaratılmış.

Çekememezlik etmesek, fırsat versek de sadece “iki ayaklıları” değil, “dörtlüleri” de “pop star”, “buz dansı” vb. yarışlara alsak, gör bak neler oluyor..
Meeeelemenin en kıralını, toslayıp pistte dokuz takla atmanın en hasosunu da sergiler ya...
Neyse...
Takmışız bir kere, şeceremizde yer vermemek için kara listeye almışız….
Yoksa maymuna ayıp olurmuş.

Hadi ordan sende keçi, başka kapıya…
Evrimin aktörlerini değiştirmeye kalksak, etinden, sütünden, derinden vb. başka yararlanma hadiselerini askıya almamız gerekecek…
O da işimize gelmez.
Yoksa DNA benzeşiminden hiç şüphemiz yok.

Neyse istediğin kadar keçilik yap...
Yemezler…
Böyle bıçkın pozlarla, sakalsa sakal hemde en “monşer”inden,
bıyıklarsa Pala Remzi'yi bunalıma sokar,
göz ise en renklisi ve anlamlısı, gören de Liz'in kankası zanneder.
Kulak desen radar sanki, sanırsın ABD "Genişletilmiş Ortadoğuyu" dinliyor.
Hele o anlamlı bakışlardaki derin mana!…
Ya ceketini omuzuna atmış Tuzsuz Deli Bekir vari "yandan çarklı" duruş.
Sanırsın Kasımpaşalı.

Lafonten ve benzeri lavuklar vaktiyle bu gerçeği görebilselerdi her halde kültür tarihimiz bile farklı olurdu.
O zaman köprüde inatlaşmak yerine, hazır kartlı sınırsız geçiş olanağı,
Bremen de konser salonlarının baş köşelerinde özel tahsisli localar...
Karıncalara değil de keçilere serenat yapan ağustos böcekleri gibi zat-ı alileri keçiyi yücelten masallarımız da olurdu…
Olur du da çocuklarımızı "yaşamaın gerçeklerine" göre yetiştirirdik.

Hatta Darwin, şeceremiz konusunda temellendirdiği evrim teorisinin esas oğlanını bile değiştirirmeye kalkardı.

Tabi yerseniz… Masala ne gerek var…
Maksat uyumaksa zaten yapıyoruz…
Gören de yedi uyurların torunları zanneder…

Neyse; Kurtun, kırmızı şapkalı kızın elinden şaştığı,
kel oğlanın peruk bulacağım diye kapı kapı dolaştığı,
insanlardan ümidini kesen atların siyasilere racon kestiği,
Amerika’nın Iraka adalet götürdüğü,
İran’ın ulusunun mutluluğu için nükleer enerji peşinde koştuğu,
bir çuval patates soğan, yarım kapak tencere yada kömür için oyların verilmediği…

Belediyeleri borçlandırarak “cari açık” açığının maskelenmeye çalışılmadığı,
hatta borçların ödenerek azaltıldığı,
kendisi için isteyenin namertlikle" suçlandığı,
amacın sadece sandıktan çıkan mesaja duyarsız kalmamak olduğu,
ormanların sadece doğal nedenlerle yandığı,
musluklardan hava gelmediği, şehir suyunun her yerde gürül gürül aktığı vb.…

Ve hatta “üfürükten tayyare durumları” (geçenlerde bir hatun kayma hususundaki beceriksizliğini çenesiyle telafi etmeye kalktığında “telgrafın telleri” demişti..
her halde oda aynı anlama geliyor)…bla.. bla…bla… tabii yerseniz…

Ne …ne pikniği? ne denizi? var mı o gün beni kumsalda gören!!!????
O gün “bizim köpeğin sizin baltayı niçin getirmediğini” çözmek gibi acil işimin olduğu bir gündü…
Yoksa en az “dış kapının mandalı” kadar hayati önem taşıyan seçime gitmez miydim?
Zaten vergi verme, demokratik olma, diğerlerine saygı duyma gibi hususlarda vatandaşlık zaaflarım var…
Bari oy kullanayım da, vatandaş desinler gibi fırsatlardan kendimi niye mahrum edeyim?

Amanaaan neyse...
Keçi işte böyle poz vermeseydi….
Ama öylesine sevimli ki..
Ne yapsam acaba, hazır kartvizitim de bitmişken yada sosyal demokratların vesikalık fotoğrafları zaman aşımına uğramışken…
Ama sahtekarlık olur, keçiye günah…
Bir denesem mi?
Nasıl olsa yerler…
Sadece alışkın değiller…
Bu hastalık genlerinde var…
Gönüllü yiyiciler…
İşin kötü tarafı bundan zevk alıyorlar…

Can çıkar… huy icrayı sanat etmeye devam edermiş” diyen atalarımızı da yalancı çıkarmanın alemi yok... Yoksa onlardan da geriye pek bir miras kalmayacak..

Ben bu hazreti keçiyi laptopuma arka plan olarak belirledim bile…
Her gün bakışarak "yanlız olmadığımı" anlıyorum.
Paylaşımcı ve duyarlı bir vatandaş ayağına yatarak, yırtmaya çalıştığım için size de gönderiyorum…
Belki beyeneniz olur…

Önerim resme tekrar tekrar bakın ve bu satıları keçinin bilgeliğiyle okuyun...
Ona bir gözlük bile takabilirsiniz...
Tercih sizin...
Benden söylemesi…
Sadece adını koyarken saygılı olmanızı rica edeceğim…

 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..