Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kedi köpek fare! İnsan gölgesi!

Kedi köpek fare! İnsan gölgesi!
 

Blondi ve zibidigo!"Korkma! O bizden!cezalı gelmiş bu dünyaya! o yüzden iki ayaklı hadi gel poz ver!


Sevgili Milliyet blog okurları!

Bu yazıya eşlik eden resimlere de bir göz atmanız, tavsiye edilir!

Dikkatli, keskin gözler neler gördü? Gördükleri, size neler çağrıştırdı?

Bilmek isterdim!


Hepsi bir arada! Nasıl olur?

Büyük şehirlerde tüylü çocuklarla, gezintiye çıkmak sanıldığı kadar sıradan bir iş değildir! Tüylü sevenler, sevmeyenler, yansız kalanlar! Arada birde, her dönem parti değiştiren politikacılar gibi kimin arabasına denk gelirse onun gazelini okuyanlar: Bilirler! Hem de çok iyi bilirler bu soğuk savaşı!


Her Allahın günü ayrı bir serüven!”Ben bu köpeği ısırmak istiyorum! Haberlere çıkarım meşhur olurum abi!” “Abla köpeğin markası ne?” “Kızım sen buna evde bakıyorsan melaikeler evine girmez!” Gibi altın sözleri ölümsüzleştirmek adına bir ses kayıt cihazı, parklarda rahatlıkla, işi bittikten sonra okuyor gibi yaptığı gazete ile popo sunu temizleyenleri, park halinde duran binek arabasını haşat edip arkasına bakmadan gidenleri görüntülemek için bir fotoğraf makinesi, tasma ve kaka torbaları hazır mı? Hav! Hav! O zaman verin patilerinizi, zılgıt yemeğe doğru yol alalım!

Ben burada imajımızı fena halde çizen, kaka torbasını yanına almadan gezintiye çıkan dostlardan söz etmek istemiyorum!


Biz bunu kendi parti binamızda halletmemiz gerektiğini, medya aracılığı ile fetva vermenin pek bir faydası olmayacağını düşünüyorum! Artık kurslar mı verilir alınır, bazı ülkeler de olduğu gibi belediye sivil ekipleri ceza yazmak için kol mu gezer bilemem!

Sistem sadece tüylü kakalarıyla sınırlı kalmaz ise büyük şehir belediyeleri yaşadı! Yan gelir ne demek efendim! Tam bir gelir kaynağı! Define!


Sokaklara bırakılan bilumum fazlalıklar! Şey bezleri, bebe bezleri, cıvıl cıvıl rengârenk poşetler(adını sevsinler!) yani plastik torbalar!

Mevsime göre sarı, yeşil balgamlar! Dondurma çikolata üreten firmalar neden gazetelere reklâm verirler anlaşılır türden değil! Sokaklarımız: Duvardan duvara halı misali hülkerlerin hetilerin boş ambalaj kâğıtlarıyla zaten yeterince tanıtım yapıyorlar!


Akşam ne tüketildi? Herkes bilmeli! Çöp varilinde kim görebilir kom donu!


Haberiniz yoksa benden duyun! Goga kolla’nın bu sezon küme düşme ihtimali yüksek! Sepsi kutuları yolların imparatoru, liderliğe oynuyorlar!

Kelli felli araç sürücüleri ve araç içinde seyir edenler, şöyle camı az bir şey aralayıp sepsi kutusunu dışarı bir fırlatıyor anladınız mı?


Arkadan gelen sürücü kutuyu ezdi, dümdüz etti etti! Etmedi alsana bir gol!

Acayip zevkli bir oyun! Şimdilik alaturka kutular beklemede! Nasıl olmasın kardeşim adamlar şu yabancı forvetlere kafayı bir takmışlar!

Orasına burasına etiket yapıştırmakla alaturka olunmuyor! Ah o tıraşlı akıllar!

Özür dilerim, aslında sizlere bugün şahit olduğum bir olaydan söz etmek için klavyenin başına geçmiştim, hemen sadede geliyorum izninizle! Şu “ÇÖPBOL” (Otoyollarda elle oynanan bir nevi halk sporu! Oyun adı tescillidir izin alınmadan kullanılmaz, kopyacılara duyurulur!) İnsanda akıl fikir bırakmıyor!


Evet! Nerde kalmıştık! Tüylü gezintiler idi bu günkü konumuz!


Taktik ister, zamanlama çok önemlidir! Okul servislerinin toplama ve dağıtım saatlerinde asla! Çocuklar ya sevmek için ya da havlama taklidi yapmak için Orti ile Nano’nun başına üşüştüklerinde, onlarda üşütüyorlar! Tasma çekiştirmek oyunu bana “Çile bülbülüm çileyi” Söylettiriyor! (Parantez içinde hatırlatmak isterim! Bülbülün ötmediğini, zevkle okuduğum, sizlerin de yakından tanıdığı Sn. Madamex’in bir yazısını okuyarak öğrendim! Bu arada kendisine teşekkürlerimi sunarım! Bülbül çilermiş, bana kalsa bülbül hâlâ Ötecekti!)

Nano henüz eğitim almamış dört aylık güçlü bir bebek, kimin kimi gezdirdiği bakış açısına bağlı! Esasında Orti’de hiç okula gitmedi ama olgun sakin bir av kuçu kuçusu! Zıt karakterli, bu iki tüylü aynı aileyi paylaşmak zorunda!

Ortak noktaları var mı? Var! Kedilerle aralarından su sızmıyor!


Nano, güçlü bebişin kedi hayranlığı mama tabağında sona eriyor! Orti’nin kafasına vurmadan evdekiler ve bahçede doğan kediler, isterlerse lokmasını alabilirler! Yorgun olduğum zamanlarda: Evimizin hemen yanında, kendi haline terkedilmiş eski bir köşkün bahçesine götürürüm onları! Yağmur sonrası, her şeye rağmen( bilumum atık) bu alan yeşerir! Bizimkiler de büyük bir şevkle topraktan fışkıran otları yerler!

Eski zamanlarda İzmir’in tanınmış bir ailesine ait olan bu köşkün öyküsünü, bir gün sizlere anlatmak isterim! Yeni sahipleri iyi insanlar! Çevreye zararları yok! Faydaları? Allah bilir! Sözü geçen köşk koruma altında! Yıkılamaz! İçinde kimse oturmuyor! Şu anda kimse oturamaz da! Harap! Duruma göre yakılabilir! Köşkün mühimmat deposu yakıldı! Hamamı yakıldı! Sarıp sarıp, koklayıp koklayıp kendinden geçenler tarafından! Devlet ucuza satmış, tarihi bina bakılsın tamir edilsin diye!


On iki senedir yavaş, yavaş ölümüne şahit oluyorum! Elimden ne gelir bilmeden! Şu andaki sahipleri, onlar benim selamlaştığım komşularım! Onların kocaman adları var!

Ben ise doğaya âşık, züğürt zühdü! Yeşilde, mavide aklı fikri! (züht-dü= koyu İnanç, inançlı)


Büyük bahçeyi, önce irili ufaklı kaplumbağalar terk etti, yollara düşenleri topladık Kuşadası’na doğal alanlara bıraktık! Kuşlardan: Kargalar kaldı! Yeni doğmuş kedi yavrularını çok seviyorlar! Mahallenin büyük çöp varili bahçeye, sadık kalanlardan birine, denk geldim bugün!

Arka ayakları üstünde oturmuş, ellerini kavuşturmuş kedilerle konuşuyordu! Kedilerin karnı tok! Sabah akşam Allah ne verdiyse paylaşıyoruz! Şükürler olsun bu sene hamsi bol ve ucuz da sayılır!


Birden, meraklı Nano kedi kardeşlerinin kiminle konuştuğunu duymak için hamle yapınca” Eyvah şimdi bu bebiş gider fareyi yalar, kedi kokusuna alışkın olan, köpek kokusunu tanımayan( bir ihtimal) yaşlı topal hayvancık bizim deli fişeği ısırırsa ne yaparım ben!” Düşüncelerinin yanı sıra, resim çekmeyi de ihmal etmedim!

Heyecandan, nasıl heyecanlanılmaz! Paparazzileri şimdi daha iyi anlıyorum!

Böyle bir fırsat! Kime denk gelir? Benden başka! Dediğim gibi telaştan, resim çekerken dikkat edememişim! Karelerden birine gölgem düşmüş!


Kedi köpek fare bir arada olabiliyormuş, birbirlerini yemeden! Kendi yaptığı hatalardan dolayı çok daha fazla çile çeken insan; Bir de, doğaya çile çektiren insanın gölgesi olmasa… Yeryüzünde cennete dönüşürdü, yurdumuz!

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..