Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '16

 
Kategori
Anılar
 

Kelebeğin kollarında… Alın yazgısı

Kelebeğin kollarında… Alın yazgısı
 

Duygular insanı anlamada, düşünce ve davranışlarını anlamlandırmada çok önemli bir role sahiptirler. Resim kendi arşivimden


Kedimiz Uğur, her akşam çoğunlukla birlikte yaşadığımız oturma odamızdaki şekerleme yaptığı yuvasından kalkar yanıma gelir, bir şeyler ister gibi mırıldanır. Ardından balkon kapısına yönelir; ben de dışarı çıkmak istediğini anlar, balkona çıkarırım.

Pek fazla büyük olmayan arka balkonumuzda, büyücek bir saksıda zeytin ağacım, bir diğerinde çam, çok sevdiğim karides çiçeği ve birkaç saksı da diğer çiçekler… Kapıyı açar açmaz hemen aralarına dalıverir.

Bu arada saksıların içinde yetiştirdiğim buğday çimenlerinin birazını, (Gün içinde temizlenirken yuttuğu tüylerini tekrar dışarı çıkarmak için) yer. Saksıları koklar ve balkondan aşağıya bakınır, etrafı seyreder. Bir süre sonra ben onu içeri alırım.

Birkaç gündür İzmir kışı bayağı şiddetli yaşıyor. Şehrin sokaklarına kar bile serpiştirdi.

İşte o günlerden birinde Kedimiz Uğur yerinden fırlayıp heyecanla balkon kapısını açmamı isteyince, balkonda bir şeylerin olduğunu fark ettim.

Kapıyı açmamla hemen zeytin saksısının dibine yöneldi (Daha önceden bir hışırtı duymuş olmalı…)

Bir anda ön patilerini saksının etrafında gezdirmeye başladı.

Ben de eğilip bakınca o şeyin soğuktan tir tir titreyen rengârenk bir kelebek olduğunu fark ettim, bu soğukta güvenle sığınacağı bir yer olarak bizim balkondaki çiçeklerin arasını seçmiş olmalı…

Zarar görmesin diye dikkatlice avucuma alıp, sıcacık oturma odamıza hep beraber döndük.

 “Bu ayazda dışarı salamam!” dedim, aklıma gece kelebeği evde misafir etmek geldi.

Bir süre sonra mutfaktan süzgeç ve tepsi aldım. Tepsinin içine kelebeği ve birkaç sap çiçeği, yapraklarıyla beraber koyup, süzgeci üzerine kapattım.

Bu arada Uğur da her hareketimi takip ediyordu. Kış kıyamette bir canlıyı korumaya almış olmanın mutluluğuyla, yarın nasıl olsa çaresini bulurum diye, gecenin geç saatinde huzur içinde yattım…

Sanırım bizim Uğur da bu hareketimden mutlu olmuştur.

Sabah ilk işim gece ne olur ne olmaz diye kitaplığımın üzerine koyduğum tepsiyi indirmek oldu.

Süzgeci kaldırıp yaprakların arasında kelebeği yatar şekilde buldum. Biraz dikkatlice bakınca hiç kımıldamadığını gördüm, hafifçe elime alıp baktım, yaşamıyordu…

Meğer son gecesiymiş kelebeğin, hayatın cilvesi işte! Alın yazgısından kaçılmıyor.

Ama son gecesi de olsa mutlu geçirdiğine eminim.

Şimdi kütüphanemin en özel bölümünde, yılların birikimi kalem koleksiyonumun üzerinde, rengârenk güzelliğiyle duruyor.

 

Şahin Özşahin

 

 
Toplam blog
: 1160
: 227
Kayıt tarihi
: 11.02.09
 
 

Teknik ressamlıkla geçen çalışma hayatımdan sonra emekliliğini yaşayan bir kız ve bir erkek çocuk..