Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '20

 
Kategori
Blog
 

Kelebeğin Ömrü Kadar

ULUS BAKER
 
MODER ZAMAN FİLOZOFU
 
        Ulus Baker’le ilk defa bir sosyal medya paylaşımında, ona ithafen yazılmış bir yazı vasıtasıyla tanıştım. Cümleler aşağı yukarı şöyleydi­; aynı kazağı yıllarca giyen, saçı başı dağınık, kıyafetlerini beden ölçülerine göre almadığı için sürekli büyük gelen, pantolonunu bir iple düşmesin diye bağlayan, yakın dostları uyarmasa günlerce duş almayan, gözlüğünün camının düştüğünü, gözlüğünü değiştirmesini söyleyen dostlarına ‘Niye değiştireyim, camı düşen gözüm sağlam gözüm!’ diye nükteyle yaklaşan ve yıllarca tek camlı gözlükle dolaşan, sürekli kahve, votka ve Samsun 216 sigarası içen birisi. Yolda görseniz bir berduş, bir meczup sanacağınız bir Beni Adem! Şimdi ‘E bu adamın nesi ilginç geldi?’ cümlelerinizi duyar gibiyim. O zaman devamında şunları da hemen söylemem gerekiyor. Bu kişi ODTÜ sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra yine ODTÜ’de öğretim üyesi olup, 7 dili ana dili gibi konuşan, hatta Fransız, İtalyan, Alman ve Rus öğrencilerine sorularını kendi dillerinde sormalarını isteyen, cevapları da akıcı bir şekilde kendi dillerinde veren, derslerinde o konuşmaya başladığında öğrencilerin resmen aşkla, nefes almadan dinlediği birisi. Hatta birçok profesörün derslerini izlemeye geldiği bilinmektedir. Ulus Baker tam bir modern zaman filozofu, en büyük Spinoza’cısıdır. Hatta iki siyam kedisinin ikisinin adını da Spinoza’ya atfen Psinoza koymuştur. ( Benedictus de Spinoza  17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Zamanında anlaşılmayan pek çok filozof gibi Spinoza da yanlış anlaşılmanın ve doğru anlaşılmamanın muhatabı olmuş, tuhaf bir çelişkiyle hem en büyük din düşmanlarından biri sayılmış, hemde eserinin temel kaynağının Tanrı sevgisi olduğu söylenmiştir. Bunlarla birlikte Spinoza'nın tam bir bilge yaşamı yaşadığı belirtilebilir. En büyük eseri Ethica adlı kitaptır. Kaynak Wikipedia) Psikanalizin teorik, mantıksal, epistemolojik açmazlarını onun gibi betimleyen çıkmadığı söylenmektedir. Bu duyduklarınız eğer sizin de merakınızı cezbetmeyi başardıysa ‘Kelebeğin Ömrü Kadar’ biyografi kitap projeme onunla başlıyor oluşuma yazımın devamını okuduktan sonra siz de bana hak vereceksiniz.
 
       Şimdi en başa dönelim­ ve O’nu tanıyalım beraberce.
 
       Ulus Baker 14 Temmuz 1960’da şimdiki St. Petersburg olarak bilinen Leningrad’ta dünyaya gelmiştir. Annesi Kıbrıslı bir Türk olan şair ve öğretmen olan Pembe Marmara’dır. Annesi ile ilgili olarak burada küçük bir bilgi parantezi açmamız gerekiyor. Pembe Marmara, uzun bir süre Ümit Yaşar Oğuzcan ile mektuplaşmış, bu mektuplaşma zamanla aşka dönüşmüş, Ümit Yaşar Oğuzcan kendisine mektup içinde bir yüzük göndererek evlenme teklifinde bulunmuş, kendi aralarında nişanlanmış lakin Pembe Marmara’nın ailesi bu evliliğe onay vermediği için ayrılmak zorunda kalmışlardır. Daha sonra Sedat Baker adlı psikolog ile evlenir. Fakat bu evlilik sanıldığı gibi ne mutlu bir evlilik olmuştur ne de uzun sürmüştür.
 
       Ulus Baker 14 yaşlarındayken Kıbrıs Barış Harekâtı yaşanır. Onun sözleriyle anlatacak olursak, ‘’Ama ben, bir Temmuz günü, daha kesin söyleyeyim, 26 Temmuz 1974’ün ateşkes kurşunlarının vızıldamasını durdurmayan, yoğun, katı, renksiz ceset kokulu bir akşamında (yağmur yağıyor muydu hala?) bu öyküyü kendi kulaklarımla işittim…’’  Evleri savaş dolayısıyla talan olmuş, babası Rumlar tarafından rehin alınmıştır. Hem yaşadığı ülke olarak hem de aile içindeki şiddetli sevgisizlik kim bilir belki de onu üniversite seçiminde sosyolojiye yönlendirmiştir. 18 yaşında babasını (evli sevgilisinin kocası tarafından bir otel lokantasında vurularak öldürülmüştür) 24 yaşında da annesini kanserden kaybetti. Hayatında sürekli bir dramın olması çevre ve düzenden kopuk, hayata uyum sağlayamayan ya da daha doğru bir tabirle etrafından farklı bir boyutta yaşayan biri olmasına sebep olmuş olabilir. Onu yakından tanıyalar, O’nun bu dünyaya ait olmayan bir varlık olduğunda hem fikirler. En yakın arkadaşı Tanıl Bora’nın kendi sözleriyle­ ‘Onun iradesiz, neredeyse tümüyle kendisiz görünen, şeytan tüylü yumuşaklığının ardında, herkesi, hepimizi boyun eğdiren böyle acayip bir irade saklıydı. Sanki mahremi gibi olan varoluşsal bir alana müdahaleye izin vermeyen, acayip bir irade..’ sözleriyle anlatır ondaki bu naifliği, bu dünyaya ait olmayışlığı...
 
       Felsefeye ilgi duyanlar, hakkında söylenenler bir şehir efsanesine dönüştükçe, Onun derslerine katılmak için can atar olmuşlardı. Tabiri caizse Modern Felsefenin İkonuna, deli-dahi statüsünde yaşayan bir efsaneye dönüşmüştü. Yine Tanıl Bora’nın tanımlamasıyla,
 
‘Ne çok insana öğretmenlik etti. Derli toplu bilgi edevatından ziyade büyüleyici köşe bucakları, göz kamaştırıcı ters açıları (son zamanlarda görsel bilgiye yoğunlaşmıştı) öğretti. Yan bakmayı öğretti. Ulus Baker mitosunun vazgeçilmez bir unsuru, bildiği onca dildi. Ulus Baker muammasının unsurlarından biri de bunların hangisine tam teşekküllü hâkim olduğu… Kadim Yahudi ilahileri de dinledik onun sesinden, Afrika ninnileri de. Rus halk şarkıları da… Bilginin, düşünmenin, tefekkürün ummanına açılmanın şehvetini öğretti Ulus.’ Kendisi bildiğimiz kadarıyla hiç evlenmedi. Aşkları oldu mu orası da bizim için kocaman bir muamma. Ama onu seven, hatta ondan kendisini mesul hisseden çok seveni vardı.
 
        Sağlığı açısından zararlı alışkanlıkları (votka, bira, 216 Samsun sigara ve düzensiz beslenmesi) elbette ki sebep sonuç sarmalında ilerledi. 12 Temmuz 2007 tarihinde böbrek ve kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti. Mezarı Kıbrıs Lefkoşa’da annesi Pembe Marmara’nın mezarının yanındadır. 
 
        Dolaylı Eylem, Beyin Ekran, Kanaatlerden İmajlara, Duygular Sosyolojisine Doğru, Yüzeybilim Fragmanlar, Aşındırma Denemeleri, Kant Üzerine Dört Ders, Spinoza Üzerine Onbir Ders, Leibniz Üzerine Beş Ders, Siyasal Alanın Oluşumu üzerine Bir Deneme adlı kitapları vardır.
 
Birikim, Toplum Ve Bilim, Virgül, Sosyalizm Ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi dergilerinde çalışmıştır. 
 
Ulus Baker ile ilgili daha geniş araştırma yazımı, ilerleyen zamanlarda bir kitap haline gelecek olan KELEBEĞİN ÖMRÜ KADAR adlı biyografi kitabımda bulabileceksiniz.
 
2020/4 - İstanbul
 
Gülhan GENÇ
 
 
Toplam blog
: 11
: 165
Kayıt tarihi
: 26.01.18
 
 

  Kelimelerle tanıştığım gün başladı edebiyata tutkunluğum. Önce kelimelerden cümleler kurmayı öğ..

 
 
 
 
 
Toplam blog
: 11
: 165
Kayıt tarihi
: 26.01.18
 
 

  Kelimelerle tanıştığım gün başladı edebiyata tutkunluğum. Önce kelimelerden cümleler kurmayı öğ..