Kelebeklerin dansı...

Bugün 28. Haziran 2010 kelebekler uçuşuyor etrafta öyle çoklar ki hayrete düşüyorum. Aslında içimde fırtınalar kopuyor dolunaydaki ay tutulmasımı sebebi bilmiyorum ama gözyaşlarım sebebpsiz süzülüyor ya da sebepli konuşmuyorum onlarla sormadım:)))

Çok güzel bir cafe çıktı yoluma ağaçlar altında, çiçeklerle bezenmiş bir ortamdayım şuan. Her yerde kelebekler her yerde. Kelebeklerin Dansı denirdi bu eşsiz gösteriye bir isim verilmesi gerekseydi. Rengarenk kelebekler dört bir yanda dans ediyorlar. Sabah kalktığımdan beri içimi kaplayan hüzün bu güzel ortam ve kelebeklerin şöleni sayesinde yüzümde ve kalbimde kocaman bir gülümsemeye sebep oldu.

mutlu olmak aslında öyle kolay ki, bir kelebek beni mutlu etmeye yetti. Demek ki kocaman bir insan gülümsemesi ile sabahtan beri karşılaşmış olsaydım çok daha mutlu olacaktım. Kendi gülümsemem insanların gülümsememesinden dolayı çoğunlukla kelebekler gibi havada uçuşuyor. Ancak bir de şunu düşündüm "Kelebeklerin uçuşması nasıl mutlu ettiyse seni, senin gülümsemende havada kalmış haliyle muhakkak birilerine mutluluk veriyordur".

Gülümsemeye devam...

Bugün bana doğanın müthiş armonisi eşlik ediyor. Rüya gibi geldi. Uzun zamandır böyle keyif almamıştım yaşadığım günden. Kelebeklerle dansın ve onlara eşlik eden kuşların senfonisinin bitmesini hiç istemedim.

Hayatı yaşanası kılan bütün güzellikler etrafımızda, görmekten hiç vazgeçmeyelim....

Özgürlük

Kelebekler ile kelimeler birlikte dans ediyorlar.

Dikkat alkışlar hep kelimelerin dansına.

Kelimeler yalan ile dolan ile kolkala.

Oysa kelebeklerin dansında özgürlük önde,

Seçiyoruz kelimelerin ardına saklanmayı,

seçiyoruz özgürlüğümüzü kelimelerle zincirlemeyi,

Ne zaman kelimelerimizde özgürleşirse,

İşte o zaman tüm alkışlar kelebeklerle dansa...

Gerçekten özgür ve sevgiyle kalın...