Keleşli Kalleşler !..

Sabahın ilk saatlerinde marketteki, gazete raflarındaki gazetelere göz gezdirirken haberdar oldum şu Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen menfur olayla. Hani 47 cana mal olan şu iğrenç katliam haberi !..

İnanılır gibi değil. Mardin’in plakası gibi, 3’ü hamile, 6 kadın, 17 çocuk, 21 erkek ve henüz çocuk ve birey olma hüviyetini kazanmamış 3 bebek, tam 47 kişi katledildi… Peki ne için ? İşte orası henüz bilinmiyor..

Mardin’in Mazıdağı mevkii, Bilge köyünde yüzleri kendileri ve zihinleri gibi kara maskeli 8 dağ adamının uzun namlu ve kaleşnikoflarla, onlarca insanı taradılar ve 47 insanın ölümüne sebep oldular. Ve bu Türkiye tarihindeki belki de en büyük katliam olarak anılacak.

Bu arada, bu beldenin tarihçesi biraz enteresan. 1992 yılında PKK’nın saldırısı ile aynı köyden 8 kişi katledilmiş. Bu durum üzerine, köyün bir çok erkeği gönüllü olarak Pkk’ya karşı korucu olmuşlar. Bu yüzden de örgüt tarafından pek de sevilmeyen bir. Saldırı sırasında da korucular da karşı direnişte bulunmuşlar ama nafile !.. Bu hain saldırıda 1200’ün üzerinde boş kovan bulunmuş. Rakama bakın !.. Neredeyse, her bir ölen muhteremin üzerine 25 mermi denk geliyor. İşin bir diğer ilginç yönü ise, ölen 47 kişiden 33 kişinin Çelebi soyadını taşıması. Diğerleri de ya tanıdık, ya akraba !..

Bu saldırının arkasında olan kişilerin yakalandığına dair haberlere rastladım. Umuyorum ki yakalanmışlardır. Ve gerçekler ortaya çıkar. Sonra ? Sonrası malum, bu kişiler hapise, ölenler de öldükleri ile kalacaklar. Onlar asla gerçeği öğrenemeyecekler !..

Elbette ki, başka bir hususa da dikkat çekmek gerekiyor. O da şudur !.. Saldıranların ellerindeki silahlara bakılırsa, insanların ne kadar da rahat silahlandığını ve silah sahibi olduklarını da görmek gerekiyor. Hatırlayacaksınız, bölgedeki düğünlerde silahlar nasıl ateşleniyor. İnsanlar fütursuzca ve gayet rahat bir şekilde sağa, sola, havaya yaylım ateşi açıyorlar. Yine hatırlayacaksınız, yakın zamanda ya bir düğün ya da bir aşiret ağasının karşılanma töreninde, aralarında bixi gibi onlarca uzun namlulu ABD menşeli ağır silahlarla, tabancayla ateş açıldı ve sonradan toplanan kovanların 60 civarında olduğu görüldü. Bu rakama dikkatinizi çekerim. Altmış bin mermi zevk uğruna yakılıyor. Üstelik devletin mermisi… Yakanlarda çoğu korucu insan .. Bunu unutmayalım..

Burada bir durum tespiti yapmak gerekiyor. Bu durum, bölgenin sosyo-ekonomik ve hatta sosyo-politik durumuyla direkt alakalı bir durum. Bu katliam bu durumunun eseridir.

Bu durum, yıllardan beri kemikleşmiş ve köhneleşmiş feodal sistemin insana hiç önem vermediğinin, hem de kendi insanını bile hiç önemsemediğinin, gerektiğinde bir hiç uğruna bu insanları harcayabileceğinin kanıtıdır.

Bu katliam manzarası, insanların nasıl rahatlıkla silahlanabildiğinin, hatta silahlandırılabildiğinin, ekonomik kaygıların ortadan kaldırıldığı durumlarda bu insanların nasıl kul köle edildiğinin ve hatta terör belasına bulaşabildiklerinin bir resmidir.

Bu durum, bölgede yaygınlık gösteren ve kısım kısım sahiplenilip, kendi imparatorluklarını yaratan bu feodal sistemin üstünlüğünün nasıl günbegün kendi insanını esir aldığının ve bu insanların, demokrasiden, barıştan, kardeşlikten ve insanlıktan koptuğunun, nasıl kullanıldığının, hatta kul köle yapıldığının göstergesidir.

Ve son olarak şunu söylemek doğru olur diye düşünüyorum.

Hem bu katliam resmi, hem de yıllardan beri durdurulamayan terör belasının beslendiği en temel kaynaklardan birisi de bölgedeki feodal güçtür. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu feodal sisteme bir çare bulamaması, bölgedeki barışı, kalkınmayı ve terörün bitişinin asla sağlanamaması demektir. Bizim filmlerde gördüğümüz ağalık, beylik sisteminin gerçeklerden bir kesit olduğunu ne zaman anlayacağız? Feodal sistemi ortadan kaldırmanın en temel şartı toprak ve ekonomik reformlar olacaktır. Bölgedeki kalkınma insanların bilinçlenmesine de yol açacaktır ama önce bu insanların o müzmin feodal sistemden kurtulması gerekiyor.

Yoksa bu terör belası gibi manzaraları biz daha çok göreceğiz…