Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '11

 
Kategori
Deneme
 

Kelimelere dokunmak

Kelimelere dokunmak
 

Bazı görseller düşüncemizin daha iyi anlaşılmasına yarayabilir. (Sabahattin Gencal)


Birkaç gündür yazamıyorum. Niye yazamıyorum ki? Yazmak için konu mu yok. O kadar çok yazma konusu var ki... Gündemdeki konuların çokluğu da engeller mi yazmayı? Hem, yapma gündemlere takılmamaya karar vermiştim. Onun için gündem ne olursa olsun yazamama sebebim olamaz. 

Güzel yazamama kaygısı engeller mi yazmayı? Tabii engeller; ama ne zaman güzel yazdım ki şimdi bunu bahane edeyim. Kaldı ki, deneme yazıları başkaları değerlendirsin diye yazılmaz ki. Bu cümleyi yazarken içimden bir ses “İşte orada dur.” dedi. Bir başka yazımda da belittim herhalde; “İnsan değil böyle blog yazarken, evdeki deftere yazarken bile başkalarını dikkate alıyor.” Başkalarını düşünmek de sınırlıyor insanı. Bırakın başkalarını ben kendi kendimi de hep sınırlamışımdır. Kendi kendimizi sınırlamamızın azı karar çoğu zarar. 

Bloglarda gezinirken bir piyano fotoğrafı gözüme ilişti. Bu fotoğrafla 1957 senesine gittim. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen Okulunda öğrenciydim. Müzik öğretmenimiz piyanoyu tanıttı bizlere. Bazı arkadaşlarımız bayağı güzel çalarken ben beceremeyen gruptandım. Neyse o günleri yad etmek için yazmadım bunu. 

Aklıma bir şey geldi: Piyano tuşları yerine kelimeleri yazsak, okuyucular da kelimelere dokununca ahenk başlasa , olmaz mıydı? Neden olmasın. Sesli sözlük yok mu? Var. Biraz da ezgi katılamaz mı bu seslere?. Nota yerine kelimeler. Parmaklarımızı kelimelere dokununca sesler çıkıveriyor. Konser başlıyor. 

Kelimeleri ben veriyorum : Sıcak, güneş, bahar, kelebek, çocuk, çiçek, şarkı, mutluluk….  

Bu kadar yeter değil mi? Evet piyano çalar gibi verdiğim kelimelere dokunun ve çıkan sesleri kalbinizde hissedin. Yanlış mı söyledik. Kalbinizdeki sesleri yakalayın. 

İnsanın, saçmalarken bile güzel buluşları olur. İspatı biziz. Org tuşu yerine kelimeleri koyduk. Siz de kelimelere dokunarak beste yaptınız. Yapmadınız mı yoksa? Kalbim/ kelebek/ çocuk/ sıcak/ bahar/ kalbim /çiçek/ güneş/ kalbim /sıcak…İleri geri ritimli parmaklarla en güzel müziği dinliyoruz. 

Aslında şike yaptık Öyle kelimeler koydum ki parmaklarınızı nasıl dokunursanız dokunun; ortaya büyük bir beste çıkıveriyor. 

Kelimelerle oynamak bu mudur acaba? Bu değil tabii. Çok büyük yazarların bile aklına gelmemiştir buluşumuz. Bundan sonra da buluşumuzun farkına varılır mı? 

Başkalarını bir tarafa bırakalım. Bizzat siz 5 kelime seçin. Bu kelimeleri içinizden geldiği sıraya göre tekrarlayın. Kalbim çiçek, kelebek, bahar ... vb. Yazımı yarıda kesiveriyorum. Bu yazıya mizahi olsun diye "yarım kalmış beste" başlığını koymayı düşündüm. Sonra sizleri düşündüm. İnanıyorum ki bizim bulduğumuz yöntemle kelimelere dokunacaksınız. 

Sabahattin Gencal, Başiskele - Kocaeli, 04. 08. 2011 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..