Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kelimelerin Tarihi:"Uygarlık" kelimesinin tarihi

Kelimelerin Tarihi:"Uygarlık" kelimesinin tarihi
 

Uygarlık kelimesinin kaşifi:Paul Henri Thiry d'Holbach


“Uygarlık” kelimesinin doğuşu

Uygarlık (medeniyet – civilization – civilisation) kelimesinin dünyaya gelişi kapitalizm kelimesinden önce olmuştur. Bu öncelik Michel de Montaigne’in Denemeler’inde Turnebe için “saraylı tarzına göre uygarlaşmamış bazı dışsal tavırlara sahipti” ifadesini kullanmakta, René Descartes ise Yöntem Söylevi’nde “ancak yavaş yavaş uygarlaşan” halklardan bahsederek “uygar” ile “vahşiyi” zıtlaştırarak kelimeyi zihinlerinden yazının dilinde bir simgeye dönüştürerek ortaya çıkarmışlardır. Ancak bu ifadeler “uygarlık” kelimesinin tutunmasına yetmemiştir. 16. ve 17. yüzyılın tamamı “uygarlık” kelimesinin halen kullanılmadığı yüzyıllardır.


Server Tanili, Uygarlık Tarihi adlı kitabında “uygarlık” kelimesini ilk kullanan kişinin 1756 yılında Fransız Devriminin ünlü hatibi Honoré Mirabeau’nun babası iktisatçı Marquis de Mirabeau olduğunu söylemektedir. Lucien Febvre, Gohin’in Civilisation eserine atıf yapılarak “uygarlık” kelimesinin Turgot’un Sorbonne söylevlerinde 1752 yılında doğduğunun söylendiğini ancak buna itiraz ederek bunun mümkün olmadığını, kelimenin Turgot’un öğrencisi Dupont de Nemoours’e ait olduğunu ispatlamaktadır.


İnsanlık 18. yüzyılda bile daha 66 yıl uygarlık kelimesini bilmeden yaşamını sürdürmeye devam etmiştir. Ta ki 1766 yılında M.Boulanger’nin Antiquite Dévoilé ("Örtüsü açılan Antikite") kitabı yayınlanana dek.. Muhtemelen bu kitabın editörü ve yeni kelimelere meraklı Baron d’Holbach’ın katkılarıyla...


Boulanger, Örtüsü açılan Antikite adlı kitabının 3.cildinde, “vahşi bir toplum uygarlaştığında, ona sabit ve değişmez yasalar koyarak, uygarlık (civilisation) hareketine son vermek gerekir: ona verilen yasamaya sürekli bir uygarlık olarak bakmasının sağlanması gerekir.” ifadesini 1766 yılında kitapta bu şekilde kullanarak uygarlık (medeniyet) kelimenin doğuşunu sağlamıştır. Boulanger’in talihsizliği kelimenin "mucidi" olmasına rağmen basılı halde eserini görememesidir. 1759 yılında ölen Boulanger’in eserini editör olarak Baron d’Holbach bastırmasaydı “uygarlık” kelimesinin mucidi muhtemelen başkası olacaktı. Paul -Henri Thiry d’Holbach, "uygarlık" kelimesinin "kaşifi" olarak daha sonra kendi yazdığı eserlerde de bu kelimeyi kullanarak yaygınlaşmasını sağlamıştır. Böylece uygarlık kelimesi, Lucien Febvre'in tabiriyle 1765 - 1775 tarihleri arasında "vatandaşlığa" kabul edilmiş oldu.


Uygarlık kelimesi, Fransa ile Avrupa’nın 1789’dan itibaren yaşadığı karışıklık ve ve umut yılları içinde kendine yer edinerek zafer kazanmıştır. Çünkü bu doğumun gerçekleşebimesi için iki faktöre gereksinim vardı. Birincisi entellektüel gelişmeye, ikincisi toplumsal gelişmeye... Bunlardan biri olmadan diğeri olamaz. Uygarlık bu nedenle bu iki faktörün eşanlı gelişiminden doğmuştur.

“Uygarlık” kelimesinin etimolojisi

“Uygarlık” kelimesinin kökeni latince “civitas” kelimesinden türetilmiştir. Civitas’ın kelime anlamı hem “bir yerleşim yeri olarak kenti”, hem “burada yaşayan insanların hukuki durumunu” (devlet) ve hem de “insan topluluğunu” (cives) ifade eder. Civitas’ı oluşturan topluluğun iki niteliği vardır. Bir yandan devleti oluşturan bireylerin tamamı devlet yaşamına doğrudan doğruya katılırlar, diğer yandan bireyler devlet hayatına bu siyasi katılımını hukuki bir teşkilat aracı ile yaparlar. Cicero’ya göre “civitas hukuken toplu bir şekilde yaşamaktan başka nedir?” demektedir. Bu nedenle civitas, ortak bir yaşam içerisinde örgütlenmiş ve hukuken özgür insanların oluşturdukları bir topluluk ve aynı zamanda “bir insan topluluğunun haiz olması gereken hukuki teşkilatın bizzat kendisini” ifade etmektedir. Başka bir deyişle civitas, “egemen ve bağımsız bir siyasi bir topluluktur.” Civitas kelimesinden türetilen civilisation (ve civil) kelimeside civitas içinde yaşayan özgür vatandaşlar anlamında “uygar” ve onların oluşturdukları yaşam anlamında “uygarlık” dediğimiz anlama ulaştı. Burada şüphesiz önemli bir noktanın altını çizmekte fayda var. Bu kelimeleri anlarken ve anlatırken latince civitas ve yunanca police (polys) kelimelerinin her ikisi de ilk çağlardaki anlamında “bir kent sınırları içinde ortak yaşam için örgütlenmiş, hukuken özgür insanlardan kurulu bir devlet topluluğudur.” Ancak tarihsel evrim içerisinde kent sınırları içerisinde bulunan devlet ortadan kalkmasına rağmen kelimeler kaybolmadı, içeriğinin zenginliği nedeniyle birbirinden anlamlar taşıyan kelimeler doğurarak yaşamaya devam etti. Çünkü ilk çağlarda “devlet sınırları, kent sınırlarını aşmıyordu.” Kelimelerin anlamlarındaki sorunun kaynağı buradan kaynaklanmaktadır.


Özet anlamında civitas’tan doğmuş olan cité, city kelimeleri insanların “toplu yaşadıkları kenti” ifade etmesine rağmen, aynı kökten gelen civil, civilization ise civitas içinde yaşayan özgür vatandaşlar anlamında “uygarlaşmış insanı” ifade etmektedir. Cives ise civitas’ta yaşayan özgür birey yani vatandaştır.

Fehmi Dinçer

Ankara 2008

Kaynaklar:

Lucie Febvre, Uygarlık, Kapitalizm ve Kapitalistler, İmge Kitabevi Yayınları, 1995. (Çeviren:M.Ali Kılıçbay)

Server Tanilli, Uygarlık Tarihi, Say Yayınları, 5.Bası, 1981.


Kelimelerin Tarihi:

"Rönesans" kelimesinin etimolojisi:


http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=108612

"Kapitalizm" kelimesinin tarihi:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=103577

"Piyasa" kelimesinin etimolojisi:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=107425

Risk kelimesinin etimolojisi:

http://blog.milliyet.com.tr/Kelimelerin_Tarihi___Risk__Kelimesinin_Etimolojisi/Blog/?BlogNo=225803



 
Toplam blog
: 109
: 5832
Kayıt tarihi
: 23.03.07
 
 

1959 yılında Fertek - Niğde'de doğdum. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültes..