Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Kelimesiz kalmayalım

Dilimizde gün boyunca değişik kelimeleri telaffuz ederiz. Hiç düşündük mü kaç kelime kullandığımızı? Benim de bugün aklıma takıldı bu mevzu. Zihnimde binlerce kelimeyi evirip çeviriyorum ve yeni cümleler kuruyorum; duygularımı kendime anlatmak adına… Dışarıya bu kadar rahat aktaramıyorum nedense… İşim gereği konuşmak zorunda olduğum için; diğer insanlara göre daha şanslıyım diyebilirim. Hepsi bu kadar… İş olmasa kimseyle dilsel bir paylaşım içerisinde olmayacağımdan eminim. Belki alışveriş yaparken birkaç cümle dizeceğim ardı sıra… Değişmeyen kalıplaşmış cümleler olacak. Sıradan ve kendi halinde… Ötesine ne gerek var ki? Dünya koşullarında en çok hangi kelimeyi idrak etmek gerekir diye soruyorum kendime… Barış, barış diye bağırmak istiyorum. Barışa ihtiyacımız var. Her haber ölüm tellallığı yapıyor. Alışmışız ve doğal karşılıyoruz. Oysaki “barış” kelimesini telaffuz ettiğimizde içimiz huzurla dolar. Yüzümüzde gülümseme, gözlerimizde tarifi mümkün olmayan bir ışık belirginleşir. Savaş kelimesinin ürkütücülüğünden titreyen bedenimiz; barışın koruyuculuğuna sarılmak ister.

Barışın ulviliğine karşın; savaşın emperyalizmi yönetir bizi ve tüm dünyayı. Irak, Afganistan, Pakistan, Lübnan, Cezayir, Kenya daha adını yazamadığım birçok bölgede, oluk oluk kan akıyor toprağa… Çıkar menfaat uğruna insanlar, birbirinin canına kıyıyor acımadan… İnsan isyan edip kafa tutmak istiyor. Ama kime ve niçin?

Savaşı ortaya çıkaran faktörler nelerdir? Çocukluğumda beynime en fazla takılan soru diyebilirim. Yıllar geçtikçe karmaşık görünen olayları çorap söküğü gibi çözüyorsun ve küçük meselelerin insan hayatına verdiği tahribatlar için kahrediyorsun. İdeolojik, sosyolojik ve ekonomik çıkarlar düzleminde ortaya çıkan kaosların dünyayı yok etmeye başladığını algılayıp hüzünleniyorsun. Hüzünlenmek çare olmuyor hiçbir şeye… En önemli kelime “bencillik” telaffuz edilmediği halde dünyaya hükmeden… İnsan doğasının bencilliği bütün savaşların ve ölümün sebebi… Barışın egemenliğini mezara gömen yegâne faktör. Bencillik savaş dürtülerini ortaya çıkarır ve bu dürtünün temelinde menfaat gizlidir. Bencillik menfaatlerin korunması ve elde edilmesi durumunda ortaya çıkan kişisel kimliktir. Gündeme neler gelir bu sonuca bakacak olursa; “acı acı acı”. Yeni bir duruma merhaba diyelim. İnsanı içten yıkan hüzünlendiren derin bir duygudur acı. Barışın neşesi; savaşın acısı… Barışın temelinde iyimserlik savaşın temelinde bencillik… Ne çok kelime ağı var… Doğrularını yaşamın ortasına ekebilseydik keşke… Tercihlerimiz aynı… Değişmez. Neden…
Bu durumu çözmenin tek yolu “biz kimiz” sorusuna doğru yanıtı verebilmektir. Bizler tanrı tarafından diğer canlılardan üstün olduğumuza inandığımız için ki; hükmediyoruz diğer canlılara ve birbirimize… Yaramaz çocukların şımarıklığıyla etrafımızı kırıp döküyoruz. Bilmiyoruz ki; bizler dünyadaki hiçbir canlıdan üstün değiliz. Diğer canlılar gibi özümüz madde… Yaşadığımız sürece bu maddesel yapımızda düşünce yetimizin olmasına güveniyoruz. Ama ölümle bitecek olana niçin bağlanılır ki… Ölümle gerçek cevabı veriyoruz aslında. Hiç olduğumuzu algılıyor ve hiç uğruna birbirimizi kırdığımızı görüyoruz. Son pişmanlık fayda etmiyor.

Kelimeleri iyi seçelim ve onların duygusal ifadelerini beden dilimizle kabullenelim… Kelimesiz kalmayalım…

 
Toplam blog
: 22
: 561
Kayıt tarihi
: 21.07.08
 
 

Hayatla sorunum var. Sorunun üzerine sorunsuz gitmeyi yeğlerim. 1977 Giresun doğumluyum. Lisans eğ..