Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kemal Kılıçdaroğlu depremi

Kemal Kılıçdaroğlu depremi
 

umut böceği


Belediye başkan adayları hakkında yazmayı hiç düşünmedim; çünkü bu konuda tarafsız ve yapıcı bir eleştiri yapabileceğimi sanmıyorum. Sıradan bir seçmen olarak sadece duyduklarıma, duygularıma ve bireysel isteklerime dayanarak bir başkan adayını eleştirel bir yaklaşımla tanıtabilmem olası değildir. Haddimi biliyordum yani, ta ki sayın Kemal Kılıçdaroğlu CNN yayınına çıkıp "eğrisi doğrusu" izlencesinde açlık sınırı altındaki her aileye ayda 600 TL yardım yapacağını söyleyinceye kadar....

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kafası ya çok karışık, ya da hesap uzmanı olmasından dolayı basit matematikten anlamıyor. 600 lira vereceğine göre açlık sınırını bunun üstünde belirlemiş demektir. Bu sınıra da biz insaflı olup 700 diyelim. Oysa birisi ona söylemeliydi, İstanbul'da belgeli gelir olarak ayda 700 lira ve aşağısıyla geçinen aile neredeyse şehrin yarısına yakındır. Hadi biz bunu şehrin dörtte birine çekelim. Ben bu oranları çevremdeki gözlemlerimi kıyas alarak buldum. En azından emekli aileleri zaten açlık sınırı altındadır bu hesaba göre. İstanbul kabaca 14 milyon. Kılıçdaroğlu diyor ki bu aileler ortalama 4 kişi olarak ele alınabilir. Ben ona bir kıyak geçip bunu 5 kişiye çıkarıyorum. Şimdi 14 milyonu beşe bölüp İstanbul'da kaç aile var bulalım. Ne çıktı? 2.8 milyon aile.... Alalım bunun dörtte birini; ne çıkar? 700.000 aile çıkar. Kılıçdaroğlu'nun ölçülerine göre açlık sınırı altında sayabileceğimiz 700.000 aile.

Hesap bu kadar basit olunca tabi ki bir hesap uzmanı olan Sayın Kılıçdaroğlu işin içinden çıkamadı. Oysa çalışkan bir ilköğretim öğrencisi danışmanı olsaydı bu hataya düşmezdi. Şimdi 700 bin aileye yapılacak yardımın aylık toplamını bulalım. 700.000x600=420.000.000 lira, (yazıyla, dört yüz yirmi milyon lira)... Bu da yılda eder 12x420 milyon=5.040 milyon.... yani kısaca 5 milyar lira....

Bu rakamlar abartılı elbette; ancak ben buraya Sayın Kılıçdaroğlu'nun dürüst beyanatıyla geldim. Madem ki bu yardım için tek ölçü açlık sınırıdır, o zaman gelirinin bu sınırın altında kaldığını belgeleyen her aile bu yardımı hak eder. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup kimse duymadan soralım. 600 lirayı elinin tersiyle iteleyip de belgelenemeyen gelirlerini saklamayacak kaç dürüst adam çıkar? Kaç kişi köyünden gelen çay, fındık fıstık gelirini gösterir; kaç esnaf, "bakmayın siz vergi levhasına elhamdülillah en az iki işçi maaşı kazanıyorum" der. Kim "aslında benim aylığım 800 lira ama sigortam yok" der. Kayıt dışı çalışan hangi pazarcı, hangi inşaat işçisi, hangi seyyar satıcı "benim kazancım açlık sınırı üstünde abi ben 600 lira istemem" der. Tarım işçileri İstanbul'a yerleşip 600 lira aylık almak için şehir kıyılarında gecekondu semtleri kurmaya başlamaz mı? Bu para için SGK kaydından çıkanlar bile olur, çünkü bu masum bir yardım değil asgari ücretin üstünde bir geçim kaynağı.

Ben projenin havada asılı bırakılmış olmasına karşıyım. Ayda 600 lira yardımın esasları açlık sınırı dışında belirsiz bırakılmış. Proje herkesin iyi niyetli ve dürüst beyanatını esas almakla kendini aldatmaktadır. 600 lira için asgari ücretli işini terk eden, ve hatta SGK güvencesinden çıkıp kaçak çalışmayı kabul edenler olacaktır. İstanbul'a göç dalgası kabaracaktır. "Ekonomisinin yarıya yakını kaçak" bellediğimiz bir şehirde bu 600 lira maaş hiç de ayağı yere basan bir tasarım değil. Açlık sınırı dışında daha belirleyici ve düzenleyici ölçülerin açıklanması gerekir. Ve tasarı seçmene bu gerçekçi düzeniyle sunulmalı. Örneğin, açlık sınırı altında kalan her aileye 600 lira aylık ifadesi atılıp, sadece, "açlık sınırı altında geliri olan aileye 300 liraya KADAR aylık destek" denebilir.... Böyle denirse dürüstlüğe de nefes aldıracak bir esneme payı bırakılmış olur....

Gene Sayın Kılıçdaroğlu'na göre İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nin bütçesi 10 milyar lira. Bu haliyle kalırsa 600 lira maaş tasarımı bütçenin yarısını uçurdu bile.... Oysa daha ucuz doğalgaz verecektik; üstelik ucuz doğalgaz kullansın diye kömür yardımı kesilecek olan vatandaşın evine doğalgaz tesisatı döşeyecektik. Hani sosyal güvencesi olmayan her aileden birini belediyede işe alabilmek için özellikle yol ve metro çalışmalarına hız verecektik! Hatta kamu ulaşım araçlarını azalan seferle bile olsa 24 saat işler tutacaktık! Bunlar hep parayla oluyor.

Ayrıca birisi size anlatmalı ki kömür yardımları Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfı kanalıyla yapılmaktadır. Bu yardımları Belediye Başkanı sıfatıyla ucuz doğalgaz satarak durduramazsınız. Çünkü kömür bedava; çünkü bedava kömür alanların çoğunun evinde doğalgaz tesisatı yoktur. Ucuz doğalgaz vermenize bir itirazım yok tabi, ama bunun kömür yakımını engelleyeceği savınızı sağlam bir temele oturtamadım. Bunun için gazın ucuzluğundan önce her eve doğalgaz tesisatının çekili olması gerekir diye düşünüyorum.

Gene her şeyden öte, yoksulluk ve işszliği istihdam yaratarak önlemek belediyenin değil merkezi idarenin, yani hükümetin görevidir. Belediyeler yoksullara sadece ellerinden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırlar. Bazı işleri de ehline bırakmak en iyisidir. Madem ki Diyanet İşleri diye bir devlet kurumu vardır, bırakalım da Kuran kurslarını onlar her semtte kendilerine bağlı birkaç tane olan camilerde açsınlar.

Sayın Kılıçdaroğlu, yukarıdaki hesabı düzeltir ve semt evlerini kültür merkezlerine çevirip, oralarda da Kuran Kursu açmaktan vazgeçerseniz oyum sizindir. Aksi halde İstanbul için dua etmekten başka yapacak bir şeyim kalmıyor; çünkü anladığım kadarıyla bu maddi vaatlerle seçilirseniz ve de sözüm söz diyerek vaatlerinizi yerine getirmek için inatlaşırsanız, Marmara depremine gerek kalmayacak...

NOT: Hesap bu kadar basit olunca acaba ben mi yanılıyorum diye kuşkuya düştüm şimdi. Maddi hatalar belirlemiş olan okuyucu bunu yorumunda belirtirse hepimiz için hayırlı olur. Ya düzeltirim, ya da yazıyı toptan kaldırırım.

Muharrem Soyek

Seçim sonu notu: Sayın Kılıçdaroğlu partisi CHP nin Türkiye genelinde almış olduğu oy oranının çok üstünde oy alarak seçmenin partiden çok kendini seçtiğini göstermiştir. Bu bir başarıdır. Ancak 600 lira vaadine rağmen belediye başkanı seçilememiş olması da yükselen seçmen bilincinin bir başarısıdır.

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..