Kemal Sunal'ın gerçek olan karakteri; Mazlum

Mazlum Karakteri, stres atmak isteyenlerin para vererek dövdüğü karakterdi. Hasan Rıza Günay, bunu gerçekleştiren ve "stres koçu" olarak kendini tescil eden ilk kişi olmuş.

Peki, stres koçu olrak kendini dövdüren Hasan bey, gerçektende stres atılmak için sopa yiyen ilk kişi mi?

Bu işten para kazanan ilk marka diyebiliriz fakat ilk kişi asla değil. Türkiye'de 35 milyon kadın'ın evli olan yaklaşık evli olan 3 milyon yoksul ve aç kadın aile mensubu anneler kocalarından stres dayağı yiyor. Kocaların ev geçindirememesi yüzünden artan borçlar, gittikçe bunalan ailelerde, geçim sıkıntısıyla kadınlar kocalarından inanılmaz baskı ve işkence görmekte sonunda da ya boşanmalar yada mezarlıklar The End oluyor.

Sadece anneler değil stres topları, annelerde bunalıp evlatlarını canı gibi sevdikleri çocuklarına şiddet uyguluyor. Hele çocuk üveyse inanılmaz baskı ve işkenceleri yaşıyor, üstelik hakkını bile arıyamıyor gencecik bedenler.

Evde babanın dayağı ile başlıyor herşey, anneye ve evlada, ailede yaşanan işkence yıllarca polis karakollarında, Darbe dönemi ceza evlerinde, 2000 li yıllara kadar askerlik yaparken rütbesiz erlere çavuş dayağı olarak geçti. Askere gidipte dayak yemedim diyen insan 2000li yıllara kadar mükün değildi.

"Dayak cennetten çıkmadır" sözüne dayakçı ve işkencecilerce inandırılan zavallı mazlumlar okulda hocadan, evde babadan, karakolda polisten, sokakta gücü gücü yetenden çok çekti bu halk. Avrupa Birliği vizyonu sayesinde son 9 yıldır hızlanan reformlar sayesinde ailede mazlum kadınların biraz olsun nefes alması sağlandı, karakollarda ve hapisanelerde işkence olayları bitme noktasına geldi.

Sopa yemek artık para kazanmak için yapılan aktivite oldu, zira Hasan Bey'i mevzuat ve yasalardan dolayı eski yaşam şeklini özleyen babalar, memurlar, patronlar, öğretmenler, Kuran kursunda okuyamayan çocuklara sopa vuran hocalar eski alışkanlıklarını yerine getirmek ve özledikleri nostaljiyi yakalamak için bolca dövebilirler.

Bu meslek sanıyorum önümüzdeki 10 yıl içinde revaçta ve gözde bir meslek olacaktır. Belki zaten dayak yiyen ve işsiz kadınlarda Hasan bey'e başvurup patent hakkını ödeyerek mesleklerini bulundukları bölgelerde "biz" anlayışını geliştirerek icra edebilirler.