Kemal Türkler karşısında utanmak!...

Kemal Türkler... Cumhuriyet Türkiyesinde kendini yetiştiren, sararmamış, kimliğini yitirmemiş, işçi dostu, işçi babası, yaşamını emekçilere adayan, nadir sendikacılardan biriydi...

Canı gibi, davasına da kast edildi!... Türkiye Hukuk tarihine, kara bir leke daha eklenmiş oldu!...

Sözümona, bu ülkede hukuk ve demokrasi savaşı verdiği söylenen AKP Hükümeti' de WikiLeaks heyulası içinde, şimdi henüz pek fark edemediği, derin bir yara aldı!... Artık bu dava, gene ne utanç verici bir durumdur ki, Avrupa'da görülmeye başlanacak ve Avrupa İşçi Sınıfı hareketi' de, bu davaya sahip çıkacak!...

Artık, bir vicdan yarasına dönüşen bir davaydı, Kemal Türkler davası!... Ve torunu Burç Akpınar'ın da müdahil avukat olarak katıldığı dava(!), 30.yılında zaman aşımından bu gün nihayet düşürüldü... Devlet de, o battal, o köhnemiş utanç defterine gene kötü bir not düşerek, gene eski bir şekilde, muradına ermiş oldu!...

Kızı Nilgün Soydan Türkler' in, davanın zaman aşımına uğramasına, bu adaletsizliğe ilişkin haklı feryadı, bu akşam ülkenin dört bir yanında yankılanıyordu:

“Ünal Osmanağaoğlu, benim babamı öldüren katillerden biridir. Onu gözlerimle gördüm. Devlet önce babamı öldürttü, sonra katili senelerce korudu, sonra da gözümüzün içine baka baka davaları görmezden gelerek normal seyrinde görülmesine izin vermedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Ünal Osmanağaoğlu’nun katil olduğunu onayladı. Buna rağmen şu anda zaman aşımı nedeniyle bu dava ortadan kaldırıldı” dedi.

Davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağını söyleyen Nilgün Türkler, “Daha önce devleti şikayet etmekten üzüntü duyarım diyordum. Ama şimdi üzüntü duymayacağım” dedi.

Nilgün Türkler, şöyle devam etti: “Benim babam öldürüldü. 30 yıldır mezarında yatıyor. Hala babamdan, mezarından, babamın adından korkuyorlar. Onun adı Kemal Türkler. O milyonlarca insana hitap ediyordu, hiç kimse bunu başaramadı. Onun yapabildiği hiçbir şeyi yapamadığınız için babamdan korkmaya devam edin. (Arkasındaki işçileri göstererek) Babamın bir sürü işçi arkadaşı var. Bir sürü Kemal Türkler arkadan geliyor. Katili koruyarak ne yaptıklarınızı silebilir, ne de adını unutturabilirsiniz. Devlet bunun hesabını muhakkak verecektir.”

Evet, bir gün mutlaka, bu ülkede serpilip gelişen demokrasi güçleri, demokratik yollardan, insanlar için yapılmış yasaları kullanarak, binlerce Kemal Türkler'in hesabını soracaktır... Bu hesap, aydınlık, güneşli bir ülke, güzel bir gelecek için sorulmalıdır...

Yoksa bunca acı, bunca kırım, boşuna yaşanmış olacak...

1.aralık.2010 / Tarabya