Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '17

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Kemal Uçar 6 sinema filmi ile geliyor

Kemal Uçar 6 sinema filmi ile geliyor
 

2016 yılında ‘Adı Yunus, Saklambaç, Hasret Bitti, Bütün Saadetler Mümkündür, Şimdi Aşk ve Kan Parası’ isimli 6 tane sinema filminde yer alarak, 2016 yılının en çok sinema filminde oynayan oyuncusu ünvanını elinde bulunduran Kemal Uçar ile, geçtiğimiz günlerde buluşarak keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

‘2016 YILINDA UÇAKLAR EVİM OLDU’

Kemal Bey, 2016 yılında 6 sinema filminde yer aldınız. Sizin için şanslı ve iş dolu bir yıl diyebilir miyiz?

Evet, 2016 benim için iş anlamında çok şanslı bir yıldı diyebilirim. 6 tane sinema filminde yer aldım, bunların 5 tanesinde başrol oynadım. Keşke işlerimiz stabil olsaydı da, ülke olarak hepimiz için şanslı bir yıl olsaydı. Şanslıyım ki, her oyuncunun ‘Bu yıl bir tane sinema filminde oynasam’ dediği dönemde ben 6 tane sinema filminde yer aldım. Ve bu filmlerdeki her bir karakter birbirinden çok farklı, konuları çok farklı filmlerdi. Bu yönden de çok şanslı olduğumu söyleyebilirim.

Bu filmlerden biraz bahsedebilir miyiz?

Adı Yunus ve Saklambaç, TRT’nin televizyon filmleri. Romantik Komedi türündeki Şimdi Aşk filmi, Kanal D’ye hazırlanmış olan bir televizyon filmi. Ali Adnan Özgür ile birlikte çektiğimiz Kan Parası filmi, bir festival filmi. Bence son zamanlardaki en iddialı işlerden biri oldu. Bütün Saadetler Mümkündür filmi de bir festival filmi. Son olarak, 23 Aralık’ta vizyona giren, Ceyda Ateş ile başrolünü paylaştığımız Hasret Bitti filmi var. 12 çocuğu olan baba gibiyim, isimleri hatırlamakta zorlanıyorum…

Birbirinden farklı karakterler dediniz. Hazırlık süreci nasıl geçti? Karakter değişimlerinde gerek fiziksel, gerek psikolojik anlamda zorlandığınız oldu mu?

Çok zorlandım. 2016, benim en asosyal olarak geçirdiğim yıl olarak sayılabilir. Filmlerin toplam çekimleri 7 ay sürmüş olsun, geriye kalan 5 ay ise bu karakterlerin hazırlığı ile geçti. Dediğim gibi hepsi birbirinden farklı karakterlerdi. Özellikle setlerin ilk haftaları çok zorlandım. Çünkü bir önceki karaktere yönelme olasılığınız çok yüksek. Ama bir hafta sonrasında alışıyorsunuz. Filmlerden sonra psikolojik destek de aldığım oldu.

Aslında bu kadar zor olmasına rağmen, hala daha oyunculuğu bir meslek olarak görmeyen bir kesim daha var…

Doğrudur, bu bir meslek. Evet, yeteri kadar saygı görmediği zamanlarda oluyor. Çünkü bu işin görünen kısmı çok lezzetli. Herkes ‘Ne kadar rahat hayat.’ diye yorumladığı için oluyor tüm bunlar. Ama ne zaman bir gün şans eseri sete geliyorlar, o zaman anlıyorlar işin ciddiyetini. Sadece kamera önü değil, kamera arkasında da işler gerçekten çok zor. Yine de bir maden işçisi değiliz, sırtımızda yük taşımıyoruz. Eğer evli olsaydım, bu bir senelik zamanda eşimi ve ailemi sadece 3 ay görebilecektim mesela.

Peki, evlilik düşünüyor musunuz? Bu yoğun tempoda sizi anlayacak birini bulmak zor olsa gerek.

İnşallah. Hiç bilmiyorum. Bunu anlayacak insanı bulmak zor. Ben de bu işlerin içerisinde olmasam anlamazdım diye düşünüyorum. Ama benim hayatımda da bu işi yapan oyuncu kız arkadaşlarım oldu. Zaman zaman onların bile anlamadığı oldu. Bir gün bütün bunları anlayacak birini bulursam, evleneceğim.

Sizin için, Sinema mı? Dizi mi? Tiyatro mu?

Bu artık bir sır değil. Sinema bir sanat ama dizi maddi anlamda daha çok destekleyici. Tiyatroda ise biz cebimizden para harcıyoruz. Bırakın para kazanmayı, biz harcıyoruz. Bunu açık bir şekilde söyleyebilirim.

Aynı zamanda bir de tiyatro oyununuz var. Bu yoğun tempoda hepsini bir arada yürütmek zor olmadı mı sizin için?

Geçen seneye kadar oynadığım bir oyun vardı. Bütün bu trafikte bir de İstanbul’a oyun için gelip gidiyordum sürekli. 2015’te 128 kere uçağa binmişim mesela. Maraş’ta dizi çekiyorduk, sinema filmi vardı, bir de tiyatro için İstanbul’a gelip gidiyordum. Uçaklar evim olmuştu.

Her oyuncu tiyatro yapmalı mı?

Bir oyuncu eğer tiyatro yaparsa, bir sonraki projesinde bunun faydasını büyük bir şekilde görüyor. Yapmak zorunda denemez ama her oyuncu yapsa iyi olur. Yoruluyorsunuz ama buna değiyor. Çünkü tiyatroda yaptığınız her hareketin, kurduğunuz her cümlenin reaksiyonunu anlık olarak alabiliyorsunuz ve bu duygu paha biçilemez.

En son yer aldığınız, ‘Yedi Güzel Adam’ dizisi çok sevildi. Sosyal medyadan çok güzel dönütler aldınız. Bu projenin sizin hayatınızdaki yeri nedir? Kendiniz de bir tarihi film, dizi yapmayı düşünüyor musunuz?

Bazen bazı işler yaparsın, baş tacı olur. Benim hayatımda Ezel var, ikinci baş tacım olan iş Yedi Güzel Adam’dır diyebilirim. Tarihi işleri seviyorum. Kendim yapabilir miyim bilmiyorum ama var olan bir projede yer almayı seviyorum.

Sosyal medya demişken, sosyal medya ile aranız nasıl?

Sosyal medyayı oyuncu olarak değil, birey olarak kullanıyorum. Paylaşmak istediğim her şeyi kullanıyorum. Instagram’ı anı defterim olarak kullanıyorum. Belki izleyicinin görmek istediği asortik oyuncu fotoğrafları yok ama keyifli kullandığıma inanıyorum.

On parmağında on marifet bir oyuncusunuz. Sizde, kameranın önü olduğu kadar bir de arkası var. Sürpriz projeleriniz var mı?

Eyvallah. Geçenler de Beşiktaş maçı için Kiev’e gittim. İçeriği çok söylemeyeyim ama ilerde oralarda yaşayan, 40’lı yaşlarda bir adamın hikâyesini yazmak istiyorum. Ben de bir oyuncu olduğum için, bir senaryo yazdığımda, o sahnenin orada az çok nasıl bir reaksiyon alacağını tahmin edip, ona göre yazıyorsun. Bu da güzel bir avantaj. Kendi filmimi yazmak istiyorum.

Röpörtaj : Fırat Özdemir 

 
Toplam blog
: 598
: 166
Kayıt tarihi
: 28.02.16
 
 

1991 yılında Show Haber'de stajyer muhabir olarak başladım. Daha sonra, İlker Yasin yönetimindeki..