Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Kemalizm ve Kemalistler!

Kemalizm ve Kemalistler!
 

  • Prototip bir Kemalist modelin tarifini yapabilir miyim? Tabii ki hayır! Veya zihinlerde şekillenmiş olan bir Kemalist model var mıdır?
  • Aslında soruyu bu yönüyle ele almak başlı başına bir sorundur.
  • Bu ülkede Kemalistler vardır ve Cumhuriyet tarihi boyunca da muktedir olmuşlardır. Nasıl ki CHP Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu bir partidir ve altı oku, ilkelerini tarif eder… Ve bu altı ok tarif etmiş olduğu bu ilkelerle ülke resmi ideolojisine rengini verir… Çok partili rejime geçtikten sonra da ortaya çıkan diğer partiler CHP’nin türevleri olmuş ve altı okta vücut bulan resmi ideolojiyi kendilerine şiar edinmişlerdir.
  • Celal Bayar, Mustafa Kemal’in nasıl ki sağ koluysa, İsmet İnönü’de Mustafa Kemal’in sol koludur. Döneme göre de sırasıyla Başbakanlık ve sonrasında da Cumhurbaşkanlığı koltuklarına oturmuştur bu iki isim.
  • Celal Bayar ve Adnan Menderes’in Kemalist olmadığını söylemek olası mıdır? Kafalarda şekillenmiş olan Kemalizm tanımına uymuyor diye bir kimseyi Kemalist olmamakla eleştirebilir miyiz? Pek tabii ki Adnan Menderes’de CHP içerisinde yetişmiş, CHP tedrisatından geçmiş bir isimdir ve harbi bir Kemalist’tir. Celal Bayar’da aynı şekilde CHP’nin kurucusu bir isimdir ve CHP’nin tedrisatından geçmiştir.
  • Celal Bayar ve Adnan Menderes’in Kemalistliğini beğenmemiş olan askeri otorite 1960’da yönetime el koyarken, Kemalist ilkelerden taviz verildiğini ileri sürerek yapmış olduğu darbeye meşruiyet kazandırıyordu. Peki biz kalkıp 27 Mayıs’ta darbeyi yapanları Kemalist olmamakla eleştirebilir miyiz? Ha keza, 12 Mart 1971 darbesi de benzer gerekçeler ileri sürülerek gerçekleştirilmiş bir darbeydi. Sonrasındaki son vurucu darbe olan 12 Eylül 1980 darbesi de, MGK’nın ülke yönetimine el koymasıyla birlikte, ilk fetvası “Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık” şeklinde ifade edilmiştir. Ve her darbenin diğer bir gerekçesi de, “Vatanın birlik ve bütünlüğünün tehlikeye girmiş olmasına” dayandırılırdı.
  • Hele ki bu ülkenin yargı ayağı… Bence en önemli ayaklardan birisidir ve ülkede resmi ideolojinin nasıl uygulanması gerektiğinin bilincini topluma ilmek ilmek dokuyarak göndermiştir. Yargı kararlarında etkili olan gerçeğin, o davanın ülkenin resmi ideolojisiyle paralel olup olmadığı ayırdında gizlidir.  
  • Bu ülkede Kemalistler var mıdır?
  • Tabii ki vardır. İşte bu saydığımız kesimlerin tamamı Kemalistliği birbirlerine bırakmayan birer Kemalizm şampiyonudur.  
  • Süleyman Demirel’de Kemalist’tir, Bülent Ecevit’te Kemalist’tir. Ha keza Turgut Özal’da iyi bir Kemalist’tir. Deniz Baykal’ın Kemalist olmadığını söyleyebilir miyiz? Veya Zülfü Livaneli’nin…
  • Tartıştığımız bu konu da en ilginç nokta ülkemizdeki 68 gençliğinin durumudur.
  • 68 gençliği Kemalist midir?
  • 68 gençliği resmi ideolojinin tedrisatından geçmiş bir gençliktir ve Kemalizm’e ilgi göstermiş olması hiç de tuhaf değildir. Kemalizm’in her daim nasıl bir antiemperyalist mücadele ile ülkeyi kurtardığının eğitim sistemimiz de nasıl bir özel yeri vardır, sanırım bahsetmeye gerek dahi yoktur. Hele ki 68 gençliği Marks ve Lenin okuyarak emperyalizme cephe alırken, emperyalistlerle kıyasıya bir mücadeleye girdiğine inandığı Kemalizm’i neden kendisine rehber edinmesin ki?
  • Deniz Gezmiş’in abisi Bora Gezmiş’e daha yakın zamanda sormuşlardı “Kardeşiniz Deniz Gezmiş bu gün yaşasaydı Ulusalcı olur muydu?” diye. Bora Gezmiş, Deniz Gezmiş’in Ulusalcı olmayacağını söylemişti. Ha keza 68 gençliğinin liderlerinden, şimdinin liberal oldukları gerekçesiyle en çok eleştirilen isimlerinden Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Hasan Cemal… 68 gençliğinin bu liderleri, o yıllarda Kemalizm’e ilgi göstermiş olmalarına karşın, sonraki yıllarda Kemalizm’e karşı yapmış oldukları eleştirileri ortadadır. Daha ilgincini ise Oral Çalışlar, İlhan Selçuk öldüğü zaman anlatmıştı. Özellikle Cumhuriyet Gazetesi okurları, Oral Çalışlar’ın yazılarından hayli rahatsız olmaktalar ve sürekli gazeteyi arayarak Oral Çalışlar’ın yazılarına nasıl müsaade edildiğine dair Cumhuriyet Gazetesi yönetimine baskı kurmuşlar. Ve en nihayetinde İlhan Selçuk, Oral Çalışlar’ı yanına çağırarak “Artık nokta koymanın zamanı geldi” diyerek, Oral Çalışlar’dan istifa etmesini istemiş. Benzer şeylerin Aydın Engin’in başına geldiğini de biliyoruz. Ha keza Erdoğan Aydın… İslamcı bir kanalda programa katıldığı için Cumhuriyet Gazetesinde görevine nasıl son verildiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mıdır? Toktamış Ateş’in Cumhuriyet Gazetesinde başına gelmeyen kaldı mı?
  • Tekrar soruyu soracak olursak… Bu ülkede kimler Kemalist’tir?
  • 1980’li yıllara kadar resmi ideolojinin tedrisatından geçmiş olan büyük bir kesimin Kemalist olduğunu biliyoruz. Ordu ve yargı mensupları, CHP’den türemiş olan muvazza partileri... Nuh Mete Yükseller, Nusret Demirallar… Kenan Evrenler, Memduh Tağmaçlar, Baki Tuğlar ve saireler… Bürokrasi içerisine yerleşmiş olan geniş bir kesim… Ve pek tabii ki 68 gençliği… İşte o 68 gençliğinin sonraki yıllarda Kemalizm’e karşı yapmış olduğu eleştirileri ortada… Ertuğrul Kürkçü ki kendisinin bu gün için Kemalizm’e ilişkin yapmış olduğu eleştirileri son derece ciddi boyutlardadır, oysa Ertuğrul Kürkçü’de bir 68’lidir.
  • MHP ve Ülkücü kesimin Kemalist olmadığını iddia edebilir miyiz?
  •  
  • Yukarıda bahsetmeye çalıştığımız üzere Kemalistleri tek bir potanın içerisine çekerek tarif etmek mümkün değil. Herkesin kendisine göre bir Kemalizm algısı var. Kemalizm milliyetçilik çizgisiyle MHP-Ülkücü kesimi şemsiyesi altına çekmeyi başarmış, Ulusalcılık yönüyle antiemperyalist söylemleri öne çıkartarak, dönemin sosyalistlerinin ilgi odağı olmuş, Laiklik ilkesiyle bu ülkenin elitlerinin, alevilerinin, gayrimüslimlerinin ilgisini çekmiş.  Süreç içerisinde Kemalizm’in tek tipleştirme politikalarının farkına varan bu kesimler bu gün için adım adım Kemalizm’den uzaklaşır olmuş. Bu gün gelinen noktada, salt tek tip eğitim eksenine oturan bir yapı içerisinde insanlar yetişmiyor. Kemalizm’in aşınıyor olmasının en önemli nedeni tamda burasıdır diye düşünüyorum.
  • Kemalizm aşınıyor… Aslında bunu şöyle tercüme etmek daha doğru olur. Bu zamanda resmi ideoloji eksenine hapsolmuş beyinler yaratmak mümkün değil. İletişimin had safhada olduğu, bilgiye ulaşmanın önemli bir çabayı gerektirmediği şu zaman da, tarih şu veya bu şekilde sorgulanıyor. En basitinden Dersim Harekâtını daha yakın zaman da tartıştık. Resmi ideolojinin, yani Kemalizm’in cenderesinden geçmiş olan Aleviler nasıl ki Dersim Harekâtı emrinin Mustafa Kemal’den çıktığına dair ikna oldular, işte o dakikadan sonra Mustafa Kemal ve ilkelerini sorgulamaya başladılar. Burası önemli bir noktadır pek tabii ki. Bu zamanda hiçbir şey gizli kapaklı kalmıyor. Bir şekilde ortaya çıkıyor.
  • Dünkü yazımda abimin çantasından bahsetmiştim.
  • 1980 öncesinde sosyalist cephede yer alan abim, Kemalizm’e ilgi gösteren bir kişiyken, yaşamının önemli bir bölümünü yurtdışında geçirdikten sonra, “Biz kendimizi devrimci sanıyorduk ama oysa biz faşistmişiz. Bu durumu Avrupa’yı gördükten sonra fark ettik.” Demesi sanırım hayli anlamlı olsa gerek?
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..