Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kenan Evren'den nameler...

Kenan Evren'den nameler...
 

Ermeni-Türk İlişkilerinde Tarihi Gerçekler ve Soykırımı İddaları başlığı altında yazı dizime devam ederken, araya başka konunun girmesi çok hoş olmayan bir durum olmasa’da sayın Evrenin sarfettiği sözlerden etilenerek duygularıma hakim olamayıp fikirlerimi yazma ihtiyacı hissettim. İnsanların duygusal yönlerinin olduğu hesaba katılırsa anlayışla karşılanacağını ummaktayım.

***

T.C. Devletinin en yüksek makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamını demokratik olmayan bir yöntemle zaptetme talihine sahip olan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, eyalet sistemi ve federatif yapı önererek nameler döktürmüş. Evren hemde kendi yaptırdığı 1982 Anayasasının 1.2 ve 3. maddelerinde tarif edilen devletin kurumsal ve yapısal şekline muhalafet ederek döktürmüş namelerini.

***

Evren 12 Eylül 1980’de yakaladığı talihli olma fırsatını, 27 yıl sonra, kaderin kendisine çizdiği yolda, bir anda talihsiz bir beyanla sildi süpürdü hiç etti. İnsan ömrü her zaman, her yerde hayatın yüceltilmesine dair çabalar içerisinde geçmez, kimi zaman da insan onuruna dokunan bir kesitide bulunur hayatımızın. Yani hangi ve mevk-i iştigalde bulunmuş olursanız olun, çıtayı en yükseğe tutmak, sürekli dik tutmak kolay elde edilen bir mizaç değildir. Kendimizi, çevremizi ve bizi kuşatan maddi, manevi değerleri, etkisi altında kaldığımız olayları sorgularkan, aydın bir kişi olarak sorumluluklarımızın her zaman farkında olamaz, kaderin cilvesine kapıldığımız anlar olur yaşantımızda. Kimileri bu durumu potkırma diye nieteliyor fakat ben inleyen nameler nitelemesini uygun buluyorum.

***

Yaşı ve başı kemale ermiş insanlardan her konuda medeni olgunluk gösterecekleri beklentisi içinde olduğumuz doğrudur. Fakat nedense bir türlü insanların hedefleri, ihtiyaçları, istekleri ve gerginlikleri yani insanin iç dünyası, pisikolojik yapısı, ruhu ve yeteneklerini dikkate almadan sürekli iyimser beklentiler içinde oluruz. Fertlerin ihtiyaç ve hedeflerin algılanış biçimine göre faaliyetlere yönelip Ben’ini tatmin ettiklerini aklımıza bile getirmeyiz. Kolaymı zannediliyor bir döneme damgasını vurmuş, ağzından çıkan her kelime doğru ve emir telakki edilmiş, huzuru divanına el-etek öperek çıkılan birinin susturulması. Öylesi bir güce sahip birinden gelişen olaylara duyarsız olmasını beklemek, o zatı muhtereme haksızlık yapılmak anlamına gelmezmiydi. Hem sonra Muğla Üniversitesinde ihtilal ve dönemini konu alan porogram yapıp talebelere alkışlattıracak sonrada sussun konuşmasın diyeceksin sık olmaz, yakışmaz. Ya hiç konuşturmayacaktınız yada susturmayacaksınız işinize gelirse.

***

Türkiyenin iç ve dış siyaset sorunlarında herkes bir şeyler söylerken, eski gücüne güvenerek kendine göre sorunları ortadan kaldıracak ve evrendeki yerimizi tesbit gibi, önemli konularda radikal biçimde icatlar keşfedip, bireyliği gelişmiş bir kişi edasıyla fetva arzetmesi zat-ı şahanelerinin bir şey olma isteğinden kaynaklanmaktadır. Kişiler fikir yürütürken, aile ve cemiyet içinde saygınlık edinmeye çalışırlar.

***

Sosyal bakımdan tasvip görmeyen düşüncelerin, bireysel hürriyetleri sınırlardığını bilmekle birlikte, sayın Evren'in önerisinin Türkiyenin sosyal yapısına uyumayacagı için, inleyen namelerden dıngırtılar mesabesinde algılanacağını sanıyor, Yunus Emreye ait ve son satırını değiştirdiğim bir dörtlükle yazımı bitirmek istiyorum.

***

Ben bir aceb ile geldim.

Kimse bilmez halim benim.

Ben söylerim ben dinlerim.

Kimse bilmez derdim benim.

Yunus Emre

 
Toplam blog
: 65
: 3015
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümü  terk. Hollanda'da ikamet etmekte. Hollanda'da ..