- Kategori
- Sinema
- Okunma Sayısı
- 1247
Kenar mahalle iti

Slumdog millionare
Filmin DVDsi oscar ödül töreninden önce elime geçmişti ancak fırsat bulamadım izlemeye... Oscarı yakalaması ve benim bu aralar kendime vakit ayırabiliyor olmam filmi seyretmem için gerekli koşulları hazırladı. Burda filmi size anlatmıyacağım, anlatmak istersem de başka bir blog yayınlarım ancak sizinle paylaşmak istediğim filmin insanlar üzerinde bırakacağı etki!
Ben bu ve benzer filmleri insanları tahrik ve taciz ettiğini, istismara uğrattığını düşünüyorum. Bu blogu film Türkiye'de vizyona girmeden yazmamın sebebi filmi izlerken benimle aynı düşünceleri paylaşıp paylaşmayacağınızı merak etmemdir. Gelelim iddialarıma:
İnsanlar filmleri bir çok nedenle izlerler ve filmler insanlar için bir eğlence aracıdır. Ama her yerde bulabileceğiniz art niyetliler tarafından siz ve toplumunuz istismar edilebilirsiniz. Bu hayatın da gerçeği. Zaten filmde kısmen bundan da bahsediliyor. Ama filmde sanki biraz buna alet ediliyor.
Filmi cazip kılan, unutulmaz yapan belli başlı sahneler vardır. Bu sahneler beyne ne kadar kazınırsa film o kadar cazip hale gelir. Konuşulur, yazılır, hatırlanır. Ve bu sahneler ne kadar sıra dışı ise o kadar hafızaya kazınır. İlgi çeker, rağbet görür, eğlenceli bir hal alır. Örnek veriyorum; mesela lağım çukuruna düşmüş bir insan, bir genelev sahnesi, öldürülüş anı, kurtuluş anı, insanın en aciz kaldığı sahneler... Bu ayrıntılar ne kadar uç olursa ve gerçeğe ne kadar yakınsa ilgi katlanarak artacaktır. Yönetmenin çabası da budur.
Slumdog Millionare, senaryo olarak itinayla seçilmiş, her oyuncu rollerine tam olarak oturmuş. Biraz evrensel biraz yöresel tat katılmış... Anlatılan buruk aşk hikayesi büyüsünde zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Çok muhteşem, biraz da bizden duygular yaşıyorsunuz... Tavsiye ederim, izleyin...
Ben filmi izlediğimin ertesi günü biraz buruktum. Belki beynime kazınanları ben yaşamış gibi hissettiğimden, ihaneti görüp, acılarına ortak olduğumdan... Bazı sahnelerine Türkiye'de de rastladığımdan... Aynı çocukları yine aynı alt geçitlerde de gördüğümden... Eskiden top koşturduğumuz çimenlerde aynı gökdelenlerin yükseldiğine şahit olduğumdan...
Sonra geneline baktığımızda; dünyanın bir ucundan diğer ucuna, insanların hayatlarında paylaştıkları tüm sevinç ve üzüntülerin, insanlar arasındaki sevme ve sevilme kavramından kaynaklandığını farkediyoruz. Tabii bunun bir kenar mahalle itinin yaşadıklarının hatırlatması ilginç...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır
