Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kendi değil, huyu güzel olsun

Kendi değil, huyu güzel olsun
 

KENDİ DEĞİL HUYU GÜZEL OLSUN…

Hep diyoruz ya! Önce eğitim.

Aslında insanlar için belli bir felsefe olması şarttır. Tüm insanların ağzında bir özgürlük, insan hakları tutturmuşlar gidiyor. Oysa bütün insanlar için geçerli olan bir felsefe vardır. Ben kendime sürekli bunu örnek almaya çalışırım.

‘’Başka insanların özgürlüklerinin başladığı yerde benim özgürlüğüm biter.’’ Bu nasıl olur demeden önce düşünün. Sadece kendimiz rahat edeceğiz diye hakkım diyerek kimleri ne kadar rahatsız ediyoruz. Peki o zaman onların hakkı ne oluyor.

İşte bunlara dikkat etsek hayat hepimiz için o kadar kolaylaşır ki… Bunun eğitimi okulda verilmelidir. Evet hepimiz deriz eğitim ailede başlar belli noktalarda bu doğrudur.

Fakat dikkat edin çevrenizde ilkokula yeni başlamış öğrenciler vardır, gözlemleyin. Öğretmeninin verdiği bir konuyu hayır öyle değil böyle diyerek değişik şekilde anlatmaya çalışın. Size vereceği ilk tepki hayır öğretmen böyle dedi, olacaktır. Bu noktada o çocuk için anne ve babanın dediği bile bitmiştir. Önemli olan öğretmenin söyledikleridir. İşte burada öğretmenlerin asıl görevi olan toplumu şekillendirmek başlamıştır. Öğretmen kapasitesi doğrultusunda bu fidanları yeşertecektir.

Peki, bu güne kadar bunda ne kadar başarılı olundu. Burada gaye öğretmenlerimizi suçlamak değildir. Asıl suçlu o çocuğun aile yapısı ve öğretmenleri bir sistem içine oturtmaya çalışan bürokrasidir. Öğretmenler bu sistem bürokrasisine direndiklerinde otomatikman sistemin dışına atılmaktadırlar.

Neticede bende bir öğrenciyim ve çevremde sıkça gördüğüm yanlışlar mevcuttur. Beni aşırı derecede rahatsız eden öğrenciye yakışmayacak hareketler olmaktadır.

Okuluma metro ile gidip gelen bir öğrenciyim yaklaşık günümün 3 saati yolda geçmektedir. Sabah bakıyorum öğrenci arkadaşım kravatı göbeğine kadar indirmiş, okul gömleği yarısı pantolonunun içinde yarısı dışında oturmuş metroda başında yaşlı bir amca dikilmekte, arkadaşım çok çalışkan ya, almış eline bir kitap okuyor. Gideceği yere varana kadar aynı sayfa açık. Diğer tarafta bir gurup öğrenci arkadaşım kapının girişine toplanmış patırdı gırla, binip inecekler zor geçiyor aralarından…

Tamam bizlerde insanız ve gerçekten sabah erken kalkıyoruz, yoruluyoruz elbette… Ama yaşlı, hamile veya sakat bir insanın hakkını gasp edecek kadar da yorgun olamayız…

Toplumu huzursuz edecek, onlara rahatsızlık verecek şekilde hareket etmek biz öğrencilere yakışmıyor.

Karşımızdaki insanların aman bunlarda adam olacakta biz göreceğiz diye düşündüklerini bazen o insanların gözlerinden okuyorum. Bizlere saygı ve sevgi ile bakması gereken gözlerin yerini bize acıyarak ve sitemle bakan gözler alıyor.

Şimdi bu öğrencinin bütün dersleri 100 olsa o insanlar için hiçbir anlamı yoktur. Çünkü toplumun bizden istediği önce iyi bir vatandaş olmamızdır. Kendimizi geliştirip insanlığa ve vatanımıza faydalı işler yapmamız gerekmektedir. Öncelikle bir öğrenci çevresine örnek olmalıdır. Toplumda insanların imrenerek göstereceği bireyler olmalıdır ki, yarın bir konu olduğunda karşısındaki insanlar onu dinlemeli ve anlattıklarına önem vermelidirler. Kimse saygı duymadığı bir insanı dinlemez ve söylediklerini dikkate almaz.

İşte ilkokula yeni başlayan çocuklarında öğretmenlerinin dediğinden çıkmama çabaları bundandır. Çocuk öğretmenine duyduğu saygıdan dolayı öğretmeninin her dediğini harfiyen yapmaya çalışmaktadır.

O yüzdendir ki, çocukların iyi bir insan olarak yetişmeleri öğretmenin elindedir aslında… Bu yüzdendir ki, benim düşüncem okullara daha ilköğretimin başından itibaren hem milli kültür hem ahlaki kültür dersleri konulmalıdır. İyi bir insan yetiştirmek milli eğitim tarafından belirlenen ilk amaç olmalıdır.

Günümüzde gelinen nokta hepimizin gözleri önündedir. Siz büyüklerimiz hep beraber şikayetçisiniz vurdum duymaz, uçuk bir gençlik var diye… Buna sonuna kadar katılıyorum. Evet istisna gençlerimiz mevcut ama genelin durumu rahatsızlık verici işte bu yüzden birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bu yanlışlığı düzeltmeye çalışmalıyız.

Kendine çeki düzen veren topluma saygılı gençlerimiz çoğaldıkça toplumsal düzen daha üst seviyelere çıkacaktır. Ve inanıyorum ki, toplumda yara haline gelen bir çok sorun bu sayede düzelecektir.

Bu gençlerin çoğu bunu başta bir özenti olarak başlayıp sonrasında huy haline getirmişlerdir. İşte bizlere düşende kötü huylar kazanmak yerine iyi huylar kazanmaya çalışmaktır.

Burada siz büyüklerimize düşen görevde biz gençleri bu yolda yönlendirmek ve teşvik etmektir.

Atalarımız boşuna dememişler; kendi değil huyu güzel olsun diye…

Saygılarımla

Burçak YAZICI


 
Toplam blog
: 168
: 1098
Kayıt tarihi
: 02.07.10
 
 

4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..