Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '14

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Kendi hatalarımız

Vatandaşlardan alınan yol ve kaldırım harcamalarına katılım payı bazen şikayetlere neden olabiliyor. Ancak vatandaşlar yasa gereği bu harcamalara iştirak etmek zorunda. 2464 ve 5393 sayılı yasalarla alınması zorunlu olan”Yol harcamalarına katılım payı (asfalt katılım payı) nedir?

Kısaca yanıt verecek olursak; belediyelerin yapmış olduğu yol harcamaları için bu hizmetlerden faydalananlardan alınan payı ifade eder. Diğer bir anlatımla, harcamalara katılma payı, belediyelerin kendi sınırları içerisinde yol yapımı, yol genişletmesi ve yolların yeniden düzenlenmesi, kanalizasyon tesisi yapılması ve mevcut tesislerin onarılması ile yeni içme suyu tesisi yapılması ve mevcut şebekelerin onarılması karşılığında bu hizmetlerden faydalanan gayrimenkul sahiplerinden alınan paydır, diyebiliriz. Kanundaki şekline baktığımızda: Harcamalara katılma payı, 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununu 86–94. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kanuna üç çeşit harcamalara katılma payı öngörmüştür. Bunlar, yol harcamalarına katılma payı, kanalizasyon harcamalarına katılma payı ve su tesisleri harcamalarına katılma payıdır. Yol harcamalarına katılma payı, kanunun  86. Maddesinde düzenlenmiştir,yanlız bu maddede yapılan yeni güncel değişikliliği aşağıdaki resmigazetede yayınlanan kanunda takip ediniz.:
 a) Yeni yol açılması;
 b) Mevcut yolların yüzde 40 nispetinde veya daha fazla genişletilmesi;
 c) Kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların, kaldırım veya parke kaldırım haline getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yolların da parke, beton veya asfalta çevrilmesi;
 d) Mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi, durumunda bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden yol harcamalarına katılma payı alınacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller için asıl cepheyi teşkil eden yoldan düşen pay tam, diğer yollara ait pay ise yarım olarak hesaplanacağı aynı maddede hükme bağlanmıştır.

Sokağında asfalt çalışması yapılan her vatandaş bu katılım payını ödemek zorunda mıdır?

Yasa burada gayrimenkul sahipliğini öngörmüştür. Bir örnekle ifade edecek olursak o sokakta yaşayan mal sahipleri ödeyecek, kiracılar ödemeyecek. Burada karışıklığa yol açan kavram “faydalanma” sözüdür. Birinci soruya verdiğim yanıta, mal sahipleri diyebilir ki “Ben faydalanmıyorum, kiracım faydalanıyor. O halde o ödemeli”. Ancak yol harcamaları gayrimenkulün değerinde bir artışa da yol açabileceğinden ve yasada açıkça gayrimenkul sahipliğinden söz edildiğinden mal sahipleri ödeyecektir. Ayrıca, yasada belirtildiği üzere, ibadet yerlerinden harcamalara katılma payı alınmaz. Ancak, bunun dışındaki tüm resmi kurumlardan harcamalara katılma payı alınır. Bu hususa ilişkin 1996 yılında yayınlanmış Maliye Bakanlığı genelgesi vardır.

“Harcamalara iştirak payı” ne anlama geliyor? Vatandaş belediyenin yaptığı tüm hizmet harcamalarına katılmak durumunda mıdır?

Bu soruya üç aşamalı cevap vermek gerektiğine inanıyorum.
Birinci olarak; harcamalara katılma payı ne bir vergi, ne bir harç ve ne de bir şerefiyedir. Harcamalara katılma payı, değer artışını vergilendirmek gibi sosyal bir amaçla değil, öngörülen harcamayı finanse edebilmek için alınmaktadır. Bir otokontrol sistemi olarak da yorumlanabilir. Ayrıca harcamalara katılma payı yoluyla, belediyeler tarafından yapılan kentsel alt yapı yatırımlarının bir kısmı, bu harcama sonucu belli değer elde eden kişilerce varlık değerleri ile orantılı olarak karşılanmaktadır.

İkinci olarak hemşehri hukuku açısından ele almak gerekir.

Hemşehri, sadece günlük hayatta kullanılan bir kavram olmayıp, 5393 sayılı Belediye Kanununun Hemşehri Hukuku başlıklı 13. maddesinde; “Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediye idaresinin yardımlarından yararlanma hakları vardır” denilerek, hemşehri genel olarak tanımlanmış ve hakları belirtilmiştir. Ayrıca aynı maddenin son fıkrasında hemşehrinin sorumluluklarına da yer verilmiştir: “Belediye sınırları içinde oturan, bulunan veya ilişiği olan her şahıs, belediyenin kanunlara dayanan kararlarına, emirlerine ve duyurularına uymakla ve belediye vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarını ödemekle yükümlüdür”. Zira hemşehrilere sağlanan hizmetin karşılığı hemşehrilerden alınması, bu anlamda nimet ve külfet ilişkisinde adalet sağlanmasına yöneliktir. Vatandaşların hemşehri olmanın bedelini ödemesi, kent yönetimine katılması ve katkıda bulunması çağdaşlığının gereği olmalıdır.

Üçüncü olarak vatandaşlarca belediyelerin hangi harcamalarına nasıl katılacağı yasalarla belirlenmiştir.

Buna genel olarak belediyelerin verdiği hizmetler çerçevesinde, belediye gelirlerinin içerisinden bakacak olursak; belediye gelirleri üç kısma ayrılmıştır. Birinci kısımda belediye vergileri, ikinci kısımda belediye harçları ve üçüncü kısımda ise harcamalara katılma payı yer almıştır. Ayrıca kanunda ücrete tabii işler başlığıyla harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve vatandaştan gelen talep üzerine belediyece yerine getirilen işlerden de ücret alınacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla vergi, harç, katılım payı ve ücretten oluşan bir gelir düzenlemesi içerisinde vatandaşlarca belediye harcamalarına katılım söz konusudur.

Kaldırımlarda veya sokakta yapılan bir düzenlemenin ardından ne kadar süre sonra vatandaşa ödemeyle ilgili bilgi gider?

Yol harcamalarına katılımın tahsili konusu; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun, payların hesaplanması başlığıyla 89. Maddesinde düzenlenmiştir. Yol harcamalarına katılma payının tahakkuku, iş hangi ihale usulüne göre yapılmış olursa olusun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmasından sonra yapılır. Harcamalara katılma payları belediyeler, yukarıdaki esaslara göre hesaplanarak ilan ve tebliğ edildikleri yılı izleyen bütçe yılından sonra tahsil edebilirler.

 [  b]-Belli bir fiyatlandırma sistemi var mıdır? Ortalama bir daire ne kadar ödemek durumundadır?[/b]

Harcamalara katılma payının hesaplanması konusunda bir üst sınırlama getirilmiştir. Kanunla, harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 1’ini geçemez ifadesi, yüzde 2’sini geçemez şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca, yine 1985 yılında yapılan değişiklikle harcamalara katılma payının tahsil süresi 4 yıldan 2 yıla indirilmiş, fakat yönetmelikte bu değişiklik yapılmamıştır. Belediyeler, hesapladıkları vergi değerleri toplamını, bu kanunun 89. maddesine uygun olarak hesapladıkları harcamalar toplamına bölerek katılma payı oranını bulurlar. Örneğin, belediyenin yol harcaması tutarı 50.000.- TL, yoldan faydalanan gayrimenkullerin vergi değerleri toplamı 2.000.000.- TL olsun. Bu durumda, 50.000 / 2.000.000 = 0.025 katılma payı oranı bulunur. Yola cephesi bulunan ve vergi değeri 100.000.- TL olan bir gayrimenkul sahibinin ödeyeceği katılım payı, 100.000 X 0.025 = 2.500 TL bulunulacaktır. Bu tutar, hiçbir şekilde vergi değerinin yüzde 2’sinden fazla olamayacağı için gayrimenkul sahibinden tahsil edilecek tutar 2.000.- TL olacaktır.

Vatandaş bu katılım payını veya iştirak payını ödemezse ne olur?
 Bu konu yasanın 93. Maddesinde düzenlenmiştir. Harcamalara katılma payları belediyelerce, payların ilan ve tebliğ edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödenecekse tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Vadesinde ödenmeyen kamu alacağı ise elbette gecikme zammına tabi olur. Yukarıda açıkladığımız ödeme sürelerini kaçıranlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabi tutulabilirler.

İtiraz hakkı var mı?

Harcamalara katılma payları ile ilgili itirazlar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre çözümlenir.

2464 sayılı 1981 tarihli yasaya göre belediyeler bu katılım payını almak zorunda. Bu kanun o tarihten beri uygulanıyor mu? Uygulanıyorsa neden daha önce vatandaşın dikkatini çekmedi? Daha önce nasıl tahsil ediliyordu?

Küçük yerleşim birimlerinde, emlak birim fiyatlarının düşük olmasından dolayı, harcamalara katılma paylarının vergi değerinin yüzde 2’si ile sınırlandırılması, söz konusu payların önemsiz kalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle küçük belediyeler katılım payı toplamaktan imtina oluyorlar. Ancak bu durum, büyükşehir, iller ve büyük ilçe belediyeleri için geçerli değil. Dolaysıyla bunlar tahsil etmektedirler. Basına da yansıyan Belediye’nin uygulaması yerinde bir uygulamadır.

1995-2004 yılları arasındaki belediyelere gelirlerinden harcamalarına katılma payının seyrinin yer aldığı aşağıdaki tablo incelendiğinde, yol harcamalarına katılma payı tahsilâtlarının asfalt ve kaldırım harcamalarının çok altında kaldığı görülmektedir.

Gözlemlediğimiz şekliyle belediyeler yapmış olduğu asfalt ve kaldırım harcamalarının ancak yüzde 18-20’sini hizmetten yararlananlardan harcamalara katılma payı olarak tahsil edebildikleridir. İçinde bulunduğumuz ortamda belediye gelirlerinin giderek azaldığı gerçeğini ortaya koyarak bakacak olursak bu oran da çok düşüktür.

Peki, belediye vatandaştan bu parayı tahsil etmezse ne olur? Hakkında dava açılır mı?

Hiçbir belediye vatandaşı ile davalık olmak istemez. Yukarıda vurguladığımız gibi bu hizmeti veren belediyelerin tahsilât oranına baktığımızda yüzde yirmileri buluyorsa bu yüz kişiden sekseni konuya duyarsız kalıyor demektir.

Bu konuda şu ana kadar ödeme sürelerini kaçıranlar var ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabi tutulabilirler.

Belediyeler bu ücreti tahsil etmek zorundadır çünkü kanunla verilmiş bir görevdir. Tahsil etmekten imtina edemez ve ederse görevini yapmadığı için soruşturmaya tabi tutulur

 
Toplam blog
: 14
: 570
Kayıt tarihi
: 19.04.10
 
 

1984 Bartın Amasra doğumluyum. ..