Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kendi ülkende ikinci sınf vatandaş olmak

Kendi ülkende ikinci sınf vatandaş olmak
 

http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/2185385.jpg


Daha önceki bazı yazılarımda da belirttiğim gibi bazen toplumlarda bazı davranışlar veya kabullenişler öyle bir hal alır ki ne o davranışı yapan ne de o davranışı yargılayanlar nedenini kendileri de bilmez. Bu davranışlara ilişkin örneklerden bir tanesi de

İngilizce ye karşı toplumun ve hakim noktalarda bulunan insanların yaklaşım tarzında görülebilir.

Üç aşağı beş yukarı temel eğitimden başlamak üzere 8 sene İngilizce eğitim alıyoruz. Taaa ilkokul 4. sınıftan başlamak üzere yoğun bir İngilizce eğitimi görmemize rağmen lise bittiğinde ortaya çıkan sonuç What is your name, my name is mr. and miss Brown. İşte karşılaştığımız sonuç budur işimize gelsin yada gelmesin. Düşünebiliyor musunuz kaç saat İngilizce ders görüyoruz ve ne sonuç alıyoruz?

Tabi toplumun belirli bir kesimi ise daha orta okul eğitimi sonunda çok iyi bir İngilizce seviyesine sahip olabiliyor. Belki toplumun küçükçe bir kesimi için bu dediklerim geçerli ama belirli bir kesim için ise bu dediklerim geçerli değil. Çünkü toplumun o kesimi için ne mr and miss Brown sorunu var ne de bir iş bulup gelecek kurma kaygısı var. Yine daha önceki yazılarım da belirtmeye çalıştığım acayip bir kısır döngü ve sarmalı anlatmaya çalışıyorum. Zaten sıkıntısı olmayan insanlar gelecekte de sıkıntısı olmayacak şekilde yetiştiriliyor, sıkıntıda olanda gelecekte yaşayacağı sıkıntılardan kurtulma şansı olmadan yetiştiriliyor.

Meşhur bir söz var son dönemlerde. Velev ki lise de İngilizce öğrenmeden üniversiteyi kazanan bir genç üniversiteyi bitirse geleceği açısından ne fark edecek? Okuldan mezun olduktan sonra karşılaşacağı temel sorunlardan en temeli İngilizce değil mi? Girdiği her sınav da İngilizce bilgisi sınanmayacak mı? Hafta sonları gazetelerin , insan kaynakları eklerine bir göz geçirin.Karşılaşacağınız sonuç İngilizce bilen bilmem şu, İngilizce bilen bilmem bu… Ne alakası var onu da anlamak pek mümkün değil ama özel olsun kamu olsun personel alacak her kurum İngilizce bilgisini arıyor.

Peki neden İngilizce? Hani hadislerden birisinde bile geçiyor ya ‘’ İşi ehline veriniz’’ Referansı din olanlar bile bu hadise bakmadan işi İngilizce bilene bırakınızı uyguluyorlar. Asıl sorunda burada başlıyor belki. Ulaşılamayacak noktalarda sırça köşkler yaratıp bunlara erişemeyecek insanlar arasında sözde seçimler yapıp sözde eşitlik ilkesini uyguluyoruz.

Bu kadar yazdım bir de örnek vereyim. Bütün gazetelerde şu ilanlara rastlamışsınızdır. X bankası İngilizce bilen şu kadar eleman alacak. Hadi bırakalım müfettişliği , banka memuru için dahi İngilizce koşulu aranıyor. Denetleme yapacak olan müfettiş dahi yapacağı işte uzaktan yakından İngilizceyi kullanmayacaktır. Peki neden İngilizce bilmek ön koşulu karşımıza çıkar. Ben buna karşı çıkıyorum. Bu ülke Türkiye Cumhuriyeti. İngilizce bilmekle bu ülkede işe girmek arasındaki bağlantı bir an önce kopartılarak kendi dilini aşağılık görme düzeni yıkılmalıdır. Ülkemizin yaşadığı sorunlardan bir tanesi budur.Artık Türkiye de İngilizce hegomanyasına son verme zamanı gelip de geçmektedir. Herkese eşit koşullarda eğitim öğretim şartları sağlanmalıdır. Amacı belirsiz İngilizce bilen eleman aranıyor ilanlarından kurtulma zamanı gelip de geçmektedir.
Bu ülke artık asıl sorunlarını tartışmaya ve çözmeye başlamalıdır. Herkesi asıl sorunlarına dikkat kesilmeye davet ediyorum.

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..