Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Kendimden kaçııyorum

Kendimden kaçııyorum
 

(www.rahmetforum.com/) Şemsiyemdeki yağmurun sesine iyice bir kulak versem diyorum. (Sabahattin Gen


Dünün öğle vaktindeyim. Eşime ilaç almak için evden çıktım. Şemsiyemin altında yürüyorum. Yürüyor muyum, kaçıyor muyum. Basbayağı kaçıyorum. 1965’e Ordu Perşembe’ye gidiyorum. 

Yağmurlu havada şemsiyemi açar, limanın ta içine uzanan iskelede gezinirdim. Gözlem yapardım. Yağmur damlaları deniz üzerine bir şeyler yazıverirlerdi. 

O yazıları okumadan, 23 yaşındaki ortaokul öğretmeni bu gencin duygu ve düşüncelerini dinlemeden kaçıyorum yıne. Çocukluğuma kaçıyorum. 

Trabzon’un bir dağ köyündeki evimize.uğramadan komlara (Mesiremize) çıkıyorum. Çiseli havalarda da çimenlerde oynardık. Ahmak ıslatan yağmurlarda da oynar mıydık? 

Nasıl oynayabilirim ki? Evden çıkışta, özellikle merdivenlerden inerken diz kapaklarımda ağrılar vardı. Ağrılar da kaçtı. Gözlerim, duygularım…Ben bu andaki bende değilim. Kaçıveriyorum, gençliğime, çocukluğuma. 

Yağmur arttı her halde. Ama şemsiyedeki damlaların sesini duymuyorum. Duyduğum Komumuzun (Mesire evimizin) hartomalarına vuran damlaların sesi. Komun arkasından geçen derenin uğultusu da bir başka olurdu yağmurlu havalarda… 

Ayaklarım beni eczaneye getirdi. İki üç dakikalık bir zamanda nerelere gitmişim. Resmen kendimden kaçmışım. 

Bunu hep yapar oldum. Birkaç gün önce hava güneşliydi. Bahçemizdeki çiçekleri ziyarat eden beyaz kelebekleri gördüğümde de çocukluğuma gitmiştim. Kelebeklerin peşinden koşmuşum. 

Böyle kendimden kendime kaçmaya ne deniyor? Çağrışım deyip geçiştiriyoruz. Hiç hastalığı aklımıza getirmiyoruz. Yaşlılığı da getirmiyoruz aklımıza. Yaşlandım mı acaba? 

İçimde anılar paket paket. Günümüzde benzer konularla, yerlerle, durumlarla karşılaşınca sanki bu paketlere tıklayıveriyorum da yeni pencereler açılıveriyor. 

Ben hep unutkanlıktan şikayet ederdim. Böyle bir çağrışımda, bir tıklamada bunca şeyi hatırlıyorsam. Bu durumda unutkanlık yok mu desem. Şöyle desem url adreslerini unutuyorum o kadar. Bir vesileyle bu adresleri hatırlarsam bütün bir geçmiş önümde açılıveriyor sanki. Evet sanki önümde dev bir ekran. 

Yine normal olmasa gerek bu kendimden kaçışlar. Bulunduğumuz çevre az güzel değil. Sağolsun komşularımız, belediyemiz ağaçlarla, çiçeklerle güzelliklere güzellik katıyorlar. Bunları görmemek, hissetmemek, koklamamak nerden kaynaklanıyor? Bu güzelliklere katkı sağlayan yaşlıları görünce benim kaçışlarım yaşlılıktan da olamaz diyorum. 

Fena taktı diye düşünülmesin; sadece burnumuzun dibindeki doğal güzelliklerden kaçmıyorum. Zamanımızdan da, günümüz sorunlarından da kaçıyorum.. 

Kaçmasam üzüntüden patlarım sanıyorum. 

Siz üzülmüyor musunuz olup bitenlere? 

Günümüzdeki eğitim sorunları herkesi üzüyordur belki; ama eğitimcileri daha çok üzüyordur. 

Hukuki sorunlar herkesi üzüyordur; ama hukukçuları daha çok üzüyordur. 

Yönetim sorunları da yöneticileri her halde daha çok üzüyordur. 

Yanlış mı düşünüyorum? 

Bir eğitimci olarak, hukuk fakültesini de bitirmiş, kamu yönetimi konusunda da master yapmış biri olarak nasıl üzüldüğümü tahmin edebilirsiniz. 

Daha ne kadar gençliğime, çocukluğuma kaçacağım? Daha ne kadar meselelere ancak böyle uzaktan işaret edeceğiz? Kulağı ters tarafından göstermekle ilgili bir deyim var. Bizimkisi de o misal. 

Şemsiyemdeki yağmurun sesine iyice bir kulak versem diyorum. 

 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 21. 04. 2011 

 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..