Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

abuzer ramazan KARALAR

http://blog.milliyet.com.tr/abuzerce

29 Temmuz '13

 
Kategori
Deneme
 

Kendime ilan verdim

Evet, yanlış okumadınız. Aklımı da yitirmedim. Şuurum, benliğim her şeyim yerli yerinde, tansiyonum da çıkmadı, hasta falan da değilim!

İlan verdim, yitip giden yıllara, ilan verdim eskiye olan özleme, ilan verdim unutulmuş hatıralara ve ilan verdim kayıp olan şimdi ki kendime ve gençliğime. Bulan olursa, Allah rızası için, insaniyet namına getirmeleri haber vermeleri rica olunur.

Kayıp olmak ve unutulmak demişken; son günlerde, hep bahse konu oldu çeşitli platformlarda eski sokak oyunlarımız, çocuk oyunlarımız. Şimdi ki çocukların birçoğu çelik çomak patladı, kör ebe, uzuneşek, yakar top, gırcik, misket(gülle), uçurtma uçurma, beş taş, elim sende, çember çevirme, kollu gelin, ya da deleme çevirmeyi bilmez..

İlan veriyorum. Saydığım bu oyunları bulan varsa ya da oynandığını gören varsa; lütfen bize de yerini söyleyin, bizi de götürün. Biz çocukken uçurtma uçurur, uçurtmanın yüksekliğini seyreder, o uçurtmayla hayallerimizde kentten kente gezerdik. Uçurtma, bizim için gidemediğimiz, kavuşamadığımız sevdiklerimize giden yoldu. Uçurtma bizim, ulaşamadığımız hayallerimize araçtı…

Biz, çelik çomak patladı oynarken, tüm mahallede çocuklar bir olurduk, bir tatlı şamata, bir tatlı telaş sarardı mahalleyi. Bazen büyüklerimiz kızar, bezen de onlarda damdan, pencereden seyrederdi.

Biz deleme çevirdiğimizde, kendi aramızda iddialaşırdık,  deleme’leri birbirine vururduk, kimin deleme si daha iyi dönecek, kimin ki daha güzel ses çıkaracak, kim deleme’yi eline alıp avucunda döndürecek…

Biz çocukken,  misket(gülle) ceplerimizde dolu dolu idi. Kim kimi yenecek, kimin daha çok güllesi olacak...

Yine biz çocuktuk, gazoz kapaklarından pullarımız vardı. Biz çocuktuk telden arabalarımız vardı…

Peki, şimdi?

Çocuklar nerede?

Sokaklar bomboş, ses seda yok, şen şakrak bağırmalar yok. Sanki sokaklardan çocuk sesleri kesildi. Birer, ikişer parka gelen olur; ama onlarda da ses yok.

Dünyanın en güzel sesi, evin neşesi, sokakların cıvıltısı çocuklar yok şimdi.

Neden?

Neden olacak, şimdiki çocuk dersten başını kaldıramaz, okul, dershane, ev ve ders… Yarış atına benzetiyorum ben çocukları. Boş kaldığında da ya televizyon başında ya internetteler. Çocuk, oyun oynamayı bilmiyor ki, tabi oyunu öğreten de kalmadı, oyuna zamanı da kalmadı. Çocuk, yediği besini de yakamıyor. Evin içinde, televizyon ve pc başına hapsolmuş, oyun oynamayan, spor yapmayan, hantal ve obezite bir nesil geliyor.

İlan veriyorum. Çocuklarımızda arkadaşlık dostluk kavramı kalmadı. Onlar dostluğu arkadaşlığı gerçek yaşamlarında değil, sanal hayatlarında buluyorlar. Sanal Kahramanlar, sanal sevgililer. Sanallaşan dünyalarında sevgi saygı yok.

Çocuklar bizim geleceğimiz, yarınlarımız, yaşam parçamız, ideallerimizdir. Onlara öğretelim yaşamayı, sevgiyi, saygıyı ve dostluğu…

Evet, ilan veriyorum. Bir öğreten çıksın da öğretsin artık çocuklarımıza. Spor yapmayı, unutulmuş oyunlarımızı çok geç olmadan.

İşte bu yüzden kendime ilan verdim.

İşte bu yüzden, “bulan varsa lütfen söylesin,” diyorum.

  

 
Toplam blog
: 12
: 335
Kayıt tarihi
: 08.04.13
 
 

1966 yılında Adıyamanda doğdum, yaklaşık olarak 20 yıldır tiyatro ile amatörce uğraşmaktayım.. 2 ..