Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Kendime özel

Kendime özel
 

Yalnızım. İnsanların arasında. Etrafımda bir sürü insan varken bu derin yalnızlık niye.

Etrafımda sevdiklerim, seçtiklerim ile kalabalığım. Anlaşılmadığımı düşünmediğimden değil, geçmişim ile geleceğimi bir köprüde buluşturamamanın yalnızlığı belki biraz. Bu ülkede çocuk yapmayacağım dedim. Yaptım. Pişmanlığım yaptığıma değil, yaptığım insana da değil -şöyle yazdım toplumun kurallarına uymanın getirdiği yalnızlık diye, sonra sildim.Niye? Çünkü sanki bunları yazarsam oğlum ile bir sorumun var gibi olacakmış sandım.-Ama sorun bu değil ki. Toplumun zorlamaları ve insanların kendi seçimleri arasındaki sıkışmışlıkdı bahsettiğim. Yani biz kendi kurallarımız ile büyüyoruz doğru yada yanlış. Sonra da bakıyoruz ki dışarıda bizden farklı bir doğru ve yalnış silsilesi var ve o zaman ne bu diyorsunuz. Bu nokta da niye çocuk olayını örnek verdim. Ben çocuk yapmam diyordum, çünkü Türkiye nin sosyal düzenini bildiğim için istemiyorduk. Evlenince çocuk istedik her birbirini seven insan gibi. İnsana çok da ters gelmeyen bir durumla ilgili. Ama toplum aynı toplum değil ki daha da beter. Benim içinde yetiştiğim büyüdüğüm içimde büyüttüğüm toplum bu değil. Teknolojinin getirdiği ilerleme insan ilişkilerinde daha da geriye gitmiş durumda olan bir toplum. Hele son zamanda çivisi iyice çıkmış bir toplum. Neyse oğlum iyi ki de olmuş diyorum. Her kadının tatması gereken bir durum evrensel olarak bakınca. Ama

O zaman önce kendiniz ile sonra çevreniz ile yabançılaşıyorsunuz. Hele de yaşadıklarınızı sorguluyorsunuz ki bu en fenası. Doğru yada yanlış sizi şekillendiren ne varsa bir anda size fena halde yanlış geliyor. Yada yaşadıklarınız doğru geliyor. Şimdi ki dönem yanlış geliyor. Yada bir şeylerin mücadelesini zamanında vermediğiniz için kendinizi kötü hissediyorsunuz. Elinizi attığınız her bir şeyin elinizde kaldığını görüyorsunuz işte tam da ben bu haldeyim yalnızım. Eskilerimi arıyorum. Yada çocukluğumu arıyorum. Erkekler ile hala oynayabildiğimiz günleri. Ve her zaman oynayabileceğimiz düşüncesi ile büyüdüğümüz günleri. Ayıb ve günah için bıyık altından güldüğümüz günleri. Ayıb ve günahın sadece ayıb ve günah olduğu günleri. Şimdi bunlar beni kendimi tekrar gözden geçirmeme sebeb olanlar. NE kadar çabuk demoralize olduğumu görün.

-Hüseyin Üzmez de kaldım. Biliyorum ne zaman oldu ama, bu gerçeği değiştirmiyor. Onunla ilgili bir haber ve resim gördüğüm zaman eyvah diyorum. Taciz ettiği kızı düşünüyorum. Arabayla onu almaya gelen karısını düşünüyorum. Ufacık kızını ona iten anneyi düşünüyorum. Ben kadınım diyemiyorum.

-Kadınların niçin bu kadar ikinci sınıf bir vatandaş durumuna düştüğünü merak ediyorum. Geriye baktığımda benim bıraktığım yer daha güzel di diyorum. Acaba bugünlere gelmelerinde kadınların benim sebeb olduğum bir şeyler var mı.

-Evli olduğu halde, kocasını aldatan kadınları merak ediyorum. Sonra yine hiçbir şey olmamış gibi evliliklerine devam ediyorlar. Bunlar da kadın. Kötülük yaptıkları yine kendi hemcinsleri.

Biz nerede yanlış yaptık. Yalnızım, derin ve siyah yalnızlığım. Suyun altından güneşi gördüğüm gibi yalnızlık ama ne yazık.

 
Toplam blog
: 96
: 369
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Size hikayeler anlatmamı beklemeyin, halen büyümek istemeyen birisiyim. Daha çocuk, daha yaramaz ..