Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '10

 
Kategori
Söyleşi
 

Kendimi buluyorum

Kendimi buluyorum
 

Sürekli değişen fikirlerin ve yaklaşımların içerisinde buluyorum kendimi. Boşluk ne kötü şeymiş...İnanın bazen askerde olduğum günleri özlerken rastlıyorum silüetime. Demek ki durumum iyi değil...Ne geçmişimle yaşamak ne de onları yürürken ceplerimde taşımak istiyorum. Sonuçta iyi geçmiş kötü geçmiş yoktur, geçmiş geçmiştir. Ama ama tarih de tekerrürden ibarettir. Kabul ediyorum.



Bunları bir kenara bırakayım da, size neden bu yazıya başladığımı söyleyeyim çabucak. Ben her gün bir yenisini düşündüğüm meslekler içerisinde, yazar olmayı en çok uygun gördüm kendime. Türkiye'de herkes aynı derece kazanabiliyor ve ortam bulabiliyor olsaydı, tiyatro oyuncusu olmak isterdim. Oyunları hızlandıran bir oyuncu...Bazen senaryoyu tahmin edebiliyor olmak beni rahatsız ediyor. Eminim ki yalnız değilim bu konuda. Bunu yapmak güzel olurdu ama işte benim asıl meseleme geliyoruz. Ben o kadar kendini disiplinli adleden şahıs, başkasının düzenini her zaman reddetme üzerine bir bünye yetiştirmişim aslında. Yeni farkediyorum. Kendi firman olsa evet bir derece. İstediğin planı yapabiliyor olmak güzel olabilirdi. Herneyse işte bu yüzden, sermayenin de kaynağın da bireysel olduğu bir mesleğin benim için terzi yapımı mintan gibi olduğu kanısında takılı kaldım.

Hayal ediyorum, aydınlık ama içinde böyle hafif kahverengi koltukların olduğu, basit bir masa ve üzerinde sürekli yazmaya hazır bıraktığım bilgisayarım ( Devletin F klavyenin yaygınlaştırma fikrine destek veriyorum ama sanırım kaçak Q klavyem olacak), kütüphanem, bir cd ve dvd rafım, açık renk halılar...Açık renk halı benim için çok önemli. Bunu sonra anlatacağım sizlere. Böyle perdeleri cam açılınca uçuşan geniş camlı bir ev..Evlensem, eşim işe gitse, belli belirsiz saatlerde uğrasa, beni biraz kıskandığını anlasam. Ben evde düşünüp düşünüp yazsam, silsem sonra bir daha yazsam..Sevdiğim müziklerin eşliğinde dinlensem, yemek yesem...Arkadaşlarımı eve davet etsem, böyle sabahlık ve o çok sevdiğim pijamalarımla gezsem..Spora gitsem, insanlarla konuşsam, seyahat etsem...Zamanımı kendim yönetsem, arada bir kaç sıkıcı toplantıdan zarar gelmez. Her zaman giymediğim anlaşılacak şekilde takım elbiseliyim..Eşimi bekliyorum akşam olsun da, iki çift laf edebileyim diye. Onun gününü soruyorum, hayranlıkla dinliyorum. Biliyorum kadınlar sorunlarını kendileri çözmek isterler, ben sadece dinleyerek yani paylaşarak yardım ediyorum ona. Zaten benim karım, ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir kadındır. Ve iyi bir eş...

Anlayacağınız yazar olmak istiyorum, baksanıza, hayallerim ne kadar da masum. Ama tabi iyi birşeyler karalayabildiğimden emin olmalıyım ve tabi yayın evleri de...Bir ara Okan Bayülgen'in yaptığı "Sade Vatandaş" programının bana hissettirdiğini, insanlara hissettirmek istiyorum. Akıcı, kolay anlaşılan, öyle kalıplı değil, alakasız örnekleri ciddi işlere yakıştırmayı bilen bir yazar olmak istiyorum. Bilmiyorum anlatabildim mi? İnsanlar okumaya başladığında kendilerine özel yazıldığını düşünmeliler. Merakla isimlerinin yazılıp yazılmadığını aramalılar diğer sayfalarda. Arada bir de dergilere birşeyler yazmak isterim, araştırıp bunları ahenke anlatabildiğim herşey hakkında. İnsanlara özel. Bazen eleştiri bazen de övgüyle bahseden bir yazar. Bazen de zaytung tadında maceralar yaşayanından olmak istiyorum. Bilmiyorum becerebilir miyim?

 
Toplam blog
: 52
: 507
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Yeni mezun bir maden mühendisiyim. Yükseklisans yapıyorum. Bunun yanında, kalkınma antropolojisi, ci..