Kendimize YABAN-cılaşıyoruz ...

Kendimize yabancılaşmaya başlayalı çok oldu...

Yine de yıkılmadık...Ayaktayız ...Şükür...

Bizi birbirimize ve geleneklerimize bağlayan düğümler sıkı atılmış...

Ama bu yozlaşma kültürü pek hayra alamet değil...

..........

Bir gazete, Reşadiyede şehit olan yedi askerimizin acı haberini veriyor...İçimiz titriyor...Yüreğimiz acıyor...

Haber başlığında ,iri puntolarla katliam açıklanıyor.

Haber içeriğine doğru gözümüz sıçramak istiyor...

Sıçrayamıyor...Çünkü arada lüks konutların ilanı yer alıyor...

Gayri ihtiyari gözünüz kayıyor ve ilanı okumak zorunda kalıyorsunuz.

Duygu sömürüsü mü desem...Külli cehalet mi desem...

Önemli ve acı bir haber ve araya sıkıştırılmış reklam...

El insaf...

Üstelik , bu haber , sözümona -dini bütün bir mekanda- yer alıyor...*EK:1*

Bunun adı - aymazlık - olsa gerek

Demek ki ticarette ve reklamda her şey mübah...

Pes artık...

............

Radyo ve TV sunucularında ,dinleyicilerinde hep aynı hata üstüste geliyor.

Telefondaki şahıs, bir şarkı ya da türkünün çalınmasını istiyor...

-Bu türkü Çorumdaki anama gitsin...

-Falan şarkı nişanlıma gelsin...

Sunucu da katılıyor...

-Sıradaki parça ninene gitsin...Sonraki şarkı da eniştene gelsin...

Aymazlığa bakınız...Türkü gidiyor...Şarkı geliyor...

Bu türküyü eniştene armağan etsen...

Ne olur ?..Dilini eşek arısı mı sokar ?..

Şarkıyı anneme hediye ediyorum....-Armağan ediyorum...- Demek varken...

Şarkı gitsin...Türkü gelsin...Sanki -tren gelir hoş gelir...-gibi...

-Tren gelir hoş gelir türküsü - Yozgattaki ebeme gelsin...

-Sen gittin gideli -türküsü askerdeki Satılmış abime gitsin...

Dil yarası böyle oluşuyor dostlar...Türkçemiz böyle yaralanıyor ...

..........

Yerel radyo ve televizyonlardaki dil yaralarına alıştık artık...

Eğitim şart...

TRT de aynı yanlışları sürdürürse yandık...Geçen sabah, TRT FM dinliyorum... Spiker kardeşim, sesleniyor...

MSN -Me-se-ne -ya da ileti adresi yerine...Israrla EM-ES-EN diyor...NTV yerine -en-ti-viiiii-diye haykırıyor.

CNN : Karşılığı olarak: Sİ-EN-EN... demekten haz duyuyor.

CE-NE-NE dese sanki, nenesi küser...

Nenesi küsmez de dil züppeleri, o kişiyi -banal ,cahil ya da avam -olarak yargılamaya başlar.

Bu durumlar için dilimizde ilginç bir benzetme vardır ya: -Türk kaşığıyla İngiliz p....yemek...-

Kısa mesajlaşmalarda yazılan Türkçenin, Hititçeleşmesi de ayrı bir dert...

...............

* İşte nazar değdi...Sen misin ,yazım hatalrından bahseden ?..Bu arada, benim klavyedeki parantez ve kesme işareti bozuluverdi. Uğraşıyorum bir türlü basmıyor...Bu nedenle,parantez ve kesme işareti yerine kısa tire işareti kullanmak zorunda kaldım. Gülücük işaretini de yazamıyorum. Kıyamet bundan kopabilir...Aleme talkın verir...misali-

........

Milliyet Blog yazarlarının çoğunda , sürekli aynı yazım yanlışını sürdürenler var...

-MB-yi seviyorum -olarak yazması gerekirken,- MB-u seviyorum -olarak yanlış yazılıyor.

Açılımına uygun olarak , Milliyet Bloğu biçimindeki tamlama kastediliyor.

Aksine,kısaltmasında MB ,yani ME-BE okunuşu geçerlidir.

Kural gereği, kısaltmalara getirilen ekler,önceki hecenin kısaltılmış sesine uygun olarak yazılır.

PTT-yi ve TRT-yi ziyaret ettim....gibi...

-TEAŞ-ı ziyaret ettim.- diye yazarız...Açılıma uyup da,TEAŞ-ni olarak yazamayız.

.............

** EK: 1-http://yenisafak.com.tr/Gundem/Default.aspx?t=08.12.2009&c=1&i=227375