Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Kendin olabilme çabaları

Kendin olabilme çabaları
 

Blog yazılarının geneline bakınca, acemiliğim yanında bir çok konuda kendimi istesemde tam yansıtamayacağımı gördüm.

Nedenler dört ana faktörde toplanıyordu.

1- Düşünceleri yazıya dökmemde ki acemilik.
2- 657' ye tabii çalışan olmak.
3- Küçük şehirde ikamet etmek.
4- Ve en önemlisi de Türk toplumunda kadın olmak.

Beni kısıtlayan acemilik değildi aslında. Bloglarım şu an basit cümlelerle, belki çocuksu olsa da zamanla değişeceğini biliyorum. Değişmeyecek olan konuları uzatıp, lastikleştirmeyi sevmediğimden kısalıkları olacak sanırım.

Asıl önemli nedenlerin başında devlet memuru olmak geliyor.

657'ye tabii olmak= Davranış, söylem olarak ancak yarı yarıya kendin olabilmek.

Basına demeç veremezsiniz, siyasal görüşünüzü -giyminiz, tarzınız belli etsede- ulu orta dile getiremezsiniz, siyasal yada özel yaşamla ilgili bir kitap hakkında bile açıkca yorum yapamazsınız, tarih illa size verildiği şekliyle kabul görmelidir, giyim zevkiniz çalışma saati içinde ve dışında (3. faktör devreye girer) belli kalıpta kalmalıdır. (burda türban için hak iddia eden arkadaşlarında empati kurmasını dilerim, kamuda mesai saati içinde ip askılı, straplez bluzlu yada şortlu kaç bayan görebilirler?), özel yaşamla ilgisi savunmalarınızı ancak küçük ve güvenilir kulislerde yapabilirsiniz.

Net ortaya koymak istediğim ise konunun a hükümet ya da b hükümetle ilgili olmadığıdır. 20. yılını çalışan biri olarak Türkiye şartlarında düşünün kaç hükümet değiştirdik. Maalesef kemikleşmiş bir yapı bahsettiğim. Muhafazakar, kadrosunda ki bireyin dile getireceği şeylerden ürken, çağı yakalamakta ısrarla geri kalmayı seçen bir yapı.

Yazdıklarım karşılığında hep cezai müeyyide mi uygulanıyor derseniz? Hayır...

Ama hepimiz biliriz ki bakışlar, imalar, tavırlar toplumumuzda yazılı yaptırımlardan çok daha etkilidir.

Bunlara birde küçük çevredeki kamu mensubu olarak bakarsanız, tanınmanında getirdiği etki ile, çalışma saatleri kuralları muhakkak mesai saatleri dışına çıkar. Doğrularınızı ortaya koymaya çalışsanızda, hep bir yerde o sınır karşınızda beliriverir.

Ve en en en önemlisi, özellikle bu faktörlerin eşliğinde kadın olmanızdır.

Siz eşsiniz, annesiniz, evlatsınız (bakın sevgili diyemiyorum, neden acaba?) Yeriniz bu üçgen içinde ve hep üçgene uyan davranış, düşünce ve tarzda olmalı. Hak aramalar, bende yaparım demeler, sizi feminist, aykırı, sivri yapar.

Büyük şehirde yada özel sektörde çalışan kadınlarında karşılaştığı zorlukları biliyorum, niyetim bencillik yada abartı değil. Kamu çalışanı olmanın ve küçük şehrin artı baskısı dile getirdiğim. Sizi kendinize bırakmamaları, sözlü, yazılı olmasa da iş hayatınızda ve çevrenizde soğuk savaşlarla konuşmanızı, davranışınızı, yorumunuzu, yazmanızı kısıtlamaları.

Yine de tüm olumsuzluklara, kısıtlamalara rağmen mümkün olduğunca ödün vermeden yazmaya, yorum yapmaya, çocuklarıma inandıkları yolda vazgeçmemeleri gerektiğini uygulamalı göstermeye devam...

NOT: Bu sefer sanırım cezam yazılı olacak :))))


 
Toplam blog
: 44
: 906
Kayıt tarihi
: 27.07.07
 
 

1965 yılında İstanbul'da doğdum, 18 yıldır Yalova'da yaşıyorum. Lise mezunuyum, kamu kuruluşunda mem..