Kendine Gel Kendine!

İnsanın bazen şöyle düşünüp durması lazım!

Neden?

Kaç gündür, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan “taşkınlıkla” yatıp kalkmaktayız.

Trump mı iyidir?

Biden mi iyidir?

Allahaşkına, bize ne başka bir devletin Başkanından demek var...

Olmuyor, neden olmuyor?

Özellikle, bizde kendilerini liberal zanneden isimler, tartışmalarda, değerlendirmelerde, tahlillerde...

Hep dışarıya angaje oluyorlar.

- - - - -

Emperyalizmin başına kimin geçtiğinin ne önemi var? Günlerdir ABD’nin ekonomik ve sosyolojik hali pür melali analiz ediliyor:

Yok efendim ABD’de “gelir adaletsizliği” sorunu, KOBİ’lerin can çekişmesi, aşırı sağ eğilimler, Amerika’nın artık damarlarına kadar işlemiş “ırkçılık” sorunları felan filan...

Yahu bize ne?

ABD’nin toplumdaki eşitsizlikleri gidermek için daha “insancıl” bir kapitalizm güncellemesi yapması gerekirmiş.

Tamam, kabul ediyorum, AMERİKA, dünya siyasetinin merkezinde ve hâlâ küreselleşme rüzgârıyla beraber dünya siyasetine yön veriyor.

Olur da bu kadar olmaz! Yahu ben köşe yazılarında daha farklı şeyler okuyamayacak mıyım?

- - - - -

Lütfen...

Artık kendi içimize dönelim. Ben, dış politikadan anlamam, zaten dış politika yazmayı da “beceremiyorum”. Buradan da insanlar dış dünyayla ilgilenmesinler anlamı çıkmasın. Sadece, son zamanlarda unuttuğumuz “denge” denen nesneye önem verelim.

Akıl... Feraset... Sağduyu... Aklıselim...

Bu sıralar bize de lâzım.