Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '07

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Kendine iyi bak amca

Kendine iyi bak amca
 

İzmir, Mezarlıkbaşı semtindeki gazete bayii arkadaşın büfesindeyim. Gazetelerimi alırken biraz muhabbet ediyorum Ziya ile.

Gençliğimde Şeker Ahmet lakaplı babası; hafta sonları mahalle aralarında, koltuğunun altında gazete satardı. Pazar günleri onun ‘’Gasteeee!’’ diye bağıran sesini duyunca heyecanla fırlardım dışarı. Hemen tüm günlük gazeteleri alırdım.

O zamanlar gazeteler en fazla 8-10 sayfaydı ve sayıları şimdiki kadar çok değildi. İzmir Gazetesi olarak ''Yeni Asır'' ve ''Ege Ekspres'' gazeteleri belirli bir şekilde Demokrat Partisi (DP) yanlısıydılar. ''Demokrat İzmir'' gazetesi de sıkı Halk Partisi (CHP) taraftarıydı. Objektif habercilik yapmadıkları hemen belli oluyordu. Hayat, Ses en sevilen mecmualardı. Bir de Akbaba vardı, mizah dergisi olarak. Bunun yanında Yelpaze, Foto Roman filan. Hepsini saysan iki elin parmaklarını geçmez.

Şimdiki gençler şanslılar ama çoğu bunun farkında değil. Hemen her branşla ilgili dergi var. Saymakla bitmeyecek kadar. Gazete çeşitleri de çok. Ama okuyan pek az.

Neyse Ziya ile muhabbete dalmışken yaşlı bir bey geldi. Çok bakımlı, kravatlı bir elbise vardı üzerinde. Tertemiz bir bey. Nur yüzlü bir şey ayrıca. Kentkartını uzatıp 30 YTL'lık doldurmasını istedi. Ziya bu yaşlı adamı daha önceden tanımasına rağmen Kentkartına 30 YTL’lik basmadı. Yanlışlık olabileceğini, yaşlı adamın belki de 3 YTL’lik doldurulmasını istediğini, ifadede hata yapabileceğini düşündü. Biraz oyalandı.

Baktı ki adam ne istediğini biliyor, cüzdanından da 30 YTL çıkardı, hemen hatasını anlayıp işlemi bitirdi. Adam yaşlıydı ama ne istediğini biliyordu. Unuttum belirtmeyi, adamın tertemiz siyah ceketinin yakasında 2 tane madalya vardı. İstiklal gazisiymiş. Yüzüne dikkatlice bakınca tanımakta gecikmedim.

Gençliğimde 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu merasimlerinde diğer gazilerle birlikte en ön sıralarda yürüyen sevimli İstiklal gazilerinden biri. Biraz toparladım kendimi. Ben gelmişim 62 yaşıma. Gençliğimde 17-18 yaşındaydım. Yani 44 yıl önce bu adam gazi olarak yürüyüşe katılıyordu. O zamanlar yaşlıydı. Peki şimdi kaç yaşında olabilir? Kendisinden özür dileyip, bir sakıncası olup olmadığını sorarak,

''- Şu anda kaç yaşındasınız?'' diye sordum.

''- 101 yaşındayım'' dedi, kendinden emin ve dinç bir ses tonuyla.

Böyle bir cevap beklemiyordum, şaşırdım. Karşımda 101 yıl yaşamasına rağmen dimdik ayakta duran, ne istediğini bilen, kimsenin yardımı olmadan yürüyen bir yaşlı delikanlı vardı. El öpmeleri hiç sevmemekle beraber sarıldım eline ve içtenlikle, saygıyla öptüm.

''- Sizi tebrik ederim, bu yaşa kadar sağlıklı kalmışsınız, ben de sağlıklıyım ama şu anda 62 yaşında olmama rağmen 500 metre yürüyünce nefesim tıkanıyor, dinlenme ihtiyacı hissediyorum.''

Yaşlı delikanlı iltifatlarıma pek karşılık vermedi. Öyle baktı bana. Tertemiz yüzüyle gülümsedi. Kendisinden izin alarak birkaç resmini çektim. Çok sevimli bir ihtiyar delikanlı. Böylelerini görünce hayata daha çok bağlanıyorum. Yaşama hevesim canlanıyor. Bir de 50-60 yaşlarında yürüyemeyen bakımsız tipleri görünce iyice yaşlandığımı zannediyorum, moralim bozuluyor.

Biraz daha muhabbet ettikten sonra bu sevimli beyefendi ile vedalaştık. Giderken orada bulunan ve konuşmalarımızı şaşkınlıkla dinleyen bir müşteri de,

‘’ - Kendine iyi bak amca!’’ dedi. Ben bir taraftan adamın salaklığına kızıyorum ama diğer taraftan da gülüyorum.

‘’- Beyefendi sizin yaşınız 40-45 civarında olabilir. Bu beye kendine iyi bak diye nasihat edeceğinize, siz kendinize iyi bakın da onun yaşına kadar hayatta kalın. Adam kendine iyi bakmış ki 101 yaşına kadar yaşamış ve hala sağlıklı bir şekilde yaşamaya devam ediyor.’’
diye sert bir çıkış yapmama rağmen, adam hiç kızmadı. Eleştirime hak verdi. Ben gülmeye devam ettim. Bir taraftan da ''Kendisine iyi baksın ha!'' diyordum. Adam hiç kızmamakta ısrarlıydı. Öyle bakakaldı bana. Bir taraftan da yaşlı delikanlının gidişini seyrediyordu, biraz önceki şaşkın bakışlarla.
NOT: Yandaki resim, ihtiyar delikanlının benim tarafımdan çekilen resmidir.
Mustafa Mumcu.
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..