Kendini satanlar

Sayın okurlarım; Bunları yazmalıyım..

İktidar olmanın imkânlarını sonuna kadar kullanan, karşı çıkan kim olursa olsun sonuna kadar yıldırılabildiği ülkelerde, iktidarlara karşı direnmek ‘kolay’ değildir.

Bu ülkelerde, iktidarlara karşı direnenlerin başına nelerin geldiğini, gelebildiği, öncelerden de ne türden bedellerin ödendiğini biliyoruz. 

Bu bedeller arasında geçmişte faili meçhullere kurban gitmek de vardı, hapis, sürgün, işkence de vardı.

İnsanlar, o veya bu iktidar kurgusuna ters düştükleri için gelecekleri karardı.

Bir çok genç bu ülke için yok oldu gitti.

İktidarlar, zaman zaman solcuların, üzerinden silindir gibi geçti.

Onları darmadağın etti. Ama sadece onlar değil, inandıkları değerler adına eğilip bükülmeyi reddeden herkes bu ülkenin has evlatları, bu silindirlerden payını aldı.

Ülke kendi evlatlarını yedi…

Tüm bunlara kıyasla bizim gibi, yazdıkları, söyledikleri için hiçbir zaman ‘makbul vatandaş’ sayılmayanların ödediği bedel çok küçük kalır.

Söylemeye, yazmaya değmez..

Ama bizler bulunduğumuz rahat yerlerde, doğru bildiklerimizi söyleyip yazamazsak, haksızlığa uğrayan, büyük bedel ödeyenlerin sesi duyulamaz olur…

Ödedikleri bedeller ağırlaşır. O nedenle, bizlerin durumunda olanların, diğerlerinin ödediği bedeller yanında hafif, ama bize ağır gelebilecek bedeller karşısında yılgınlığa düşmemesi hayati bir önem taşıyor. 

Diğer taraftan, doğru, adaletli diye söylediklerimizin ardında durmak sadece sorumluluk değildir..

Akıl ve vicdan sahibi birinin kendisine verebileceği onur, en büyük ödüldür.

Bence, onurlu bir insanın içine sinmeyen bir duruma, bir karara, gidişe ayak uydurması, sessiz kalması, insanın kendine yapabileceği en büyük ayıptır.

Tabii bunu akıl ve vicdan sahipleri için, hırsları, akılları ve cüzdanlarının vicdanlarının önüne geçmeyen insanlar için söylüyorum.

Yalakalar ve kendini satan zavallılar , zaten hırslarının, ‘mahkûmu’durlar..

Bu zavallılara da Allah kurtarsın derim.. 

ozcanvural1933@hotmail.com