Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Kendinize yolculuk yapabilmek için…

Kendinize yolculuk yapabilmek için…
 

Son yıllarda psikoloji ve psikolojik kavramlar çok fazla gündemde. Gündemde olmasının tabi ki bir çok nedeni var. Türkiye’ de toplumsal çelişkilerin bireye yansımaması mümkün değil. Politik, sosyal ve ekonomik olaylar sosyal dokumuzu, aile ve arkadaşlık ilişkilerimizi ve en önemlisi kendi kendimize kurduğumuz ilişkileri doğrudan doğruya etkiliyor. Ekonomik anlamda yarınlarıyla ilgili kafasında bir sürü soru işareti olan bir birey kendisiyle ve ailesiyle, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurması en azından mutlu olduğunu hissetmesi oldukça güç.

Çok büyük sorunlarımız olmasa da kendimize özgü sorunlarımızla ve hayata bakış açımızla aslında hepimiz birer psikolojik vakayız. Buna alanla ilgili insanları da katıyorum. Beni gerçekten üzen bir olay değil bana çok uzaktaki bir kişiye, en yakınıma bile çok önemsiz gelirken, başka birini üzen bir olay da beni etkilemeyebilir. Ama bu demek değildir ki bizi üzmeyen, etkilemeyen durumlar önemsizdir ve üstüne düşmeye gerek yoktur. Karşısındakini etkiliyorsa bu olay bizim için de en azından bizim o kişiye verdiğimiz önem ölçüsünde önemlidir.

Biz toplum olarak ne yazık ki yolunda gitmeyen bir şeyleri fark ettiğimizde profesyonel yardım almak yerine bilmeden kendimize kötülük yaparız. Problemimiz daha yavru haldeyken kendimizce yaptığımız çabalarla problem yavrumuzu büyütürüz. Hem de hiç farkında olmadan. Büyüklerimizden bize kalan düşünce mirasıyla hareket ederiz. “Psikoloğa gitmeye ne gerek var canım? Komşuma, arkadaşıma giderim , bana bir de çay ya da kahve ikram eder, sohbet ederim, dertleşirim her şey yoluna girer” Evet bu tablo gerçekten güzel görünüyor. Ben de kahve sohbetini çok seven bir insan olarak , bu sisteme çok da karşı değilim, bazı durumlarda işe yarayabilir de. Ama bazı zamanlarda dostane tavsiyeler yetersiz kalabilir. Bazen sohbet ettiğimiz kişinin bakış açısı ile sizin bakış açınız o kadar yakın olur ki olumlu hiçbir etki göremeyebilirsiniz. Ve ayrıca arkadaşınız her zaman tarafsız olmayabilir. Kafanız iyice karışabilir.

Ne yazık ki psikoloğa gitmek bir çok insan için hala tabu olma özelliğini koruyor. Utanıyoruz…korkuyoruz…bu nedenle de gerek kendi gerekse çevremizdeki insanların sorunlarını çözebilmek için türlü yollar deniyoruz. En son çare de profesyonel yardım almak oluyor. Dediğim gibi bir psikoloğa gitmeye karar verene kadar da sorunlar iyice ilerliyor. Bu da çözüme ulaştırmayı zorlaştırıyor. Belki kendimizce de haklıyız…Çünkü bazı şeyleri bilmiyoruz. Bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanın, bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanının, bir Genel Cerrahın neler yapabildiğini biliyoruz ve sorun olduğunda tedavi için hemen onlara koşabiliyoruz. Ama bir psikoloğun neler yaptığını tam olanak bilmiyoruz.

İşte sizlere MERHABA dediğim bu sayfa da profesyonel yardıma ihtiyacınız olup olmadığını, günlük yaşadıklarımızın bizler üzerindeki etkilerini, umutlarımızı- umutsuzluklarımızı paylaşacağız….Hayatın güzelliklerine odaklanmaya, başka bir pencereden bakmaya çalışacağız birlikte… Ve hep insanı anlatacağız.Hep insana dair olacak konuştuklarımız…

Mevlana ne güzel anlatır insanı…

“Canında bir can var/ O canı ara../ Beden dağında bir mücevher var/

O mücevherin madenini ara/ A yürüyüp giden Sufi!/ Gücün yeterse ara

Ama aradığını, / Dışarıda değil kendinde ara…/ Madendeki inciyi aradıkça

Madensin../ Ekmek lokmasına heves ettikçe/ Ekmeksin..

Şu kapalı sözü anlarsan, / Anlarsın her şeyi…/ Neyi arıyorsan/ “O” sun sen! “

Belki de ulaşılmak istenen hedef değil; arayışın kendisi, yolculuğu anlamlı kılan…

Değiştirebileceğimiz tek kişi kendimiz…Çoğu defa bizi engelleyen en büyük güç, kendi olumsuz inanç, düşünce ve tutumlarımız.Yani en büyük düşman içimizde; kendimiz… Sırf bu yüzden en büyük yolculuk da kişinin kendisiyle yaptığı yolculuk olsa gerek… Aslında herkes kendi kendinin terapistidir. Bu güce hepimiz sahibiz. Biz sadece sizin kendinizi köşeye sıkışmış hissettiğinizde gideceğiniz yolu seçmenize yardımcı olacak kişileriz. Siz kendinizi, sever, bağışlar, destek olur ve en önemli saygı duyarsanız size sizden iyi hiç kimse yardımcı olamayacaktır. Hatta etrafınızdaki pek çok insan için umut ve mutluluk dağıtan periler gibi görüleceksinizdir.

Bu köşe size bu özel yolculuğunuzda yeni keşifler, tatlar, farkındalıklar vaat ediyor…

Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.

Sevgiyle kalın…

 
Toplam blog
: 8
: 1083
Kayıt tarihi
: 27.09.06
 
 

15.08.1972 Samsun doğumluyum. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölüm..