Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '08

 
Kategori
Egzersiz
 

Kene mi basın mı?

Ülkemizde artık basına basın demek için birkaç bin şahit bile yeterli denemez.

Halk olarak haber alma özgürlüğümüz basın özgürlüğü olarak tarif edilir.

Bu temel üzerine yükselen basın, hem toplum nezdinde hem de devlet nezdinde saygın ve elzem bir yere sahiptir.

Ama artık basın bu değerini kaybetmiştir, çünkü işlevini kaybetmiştir.

Gazete sahipleri sermaye güçleridir. Sermaye güçleri ise, siyasal iktidarla ilişki içindedir. Platon'un, ya yöneticiler filozof olsun, ya da filozoflar yönetici olsun demesi gibi, ya sermayeciler siyasal, ya da siyasallar, sermayeci olmuş durumdalar. Bunların birbiriyle nasıl içli dışlı olduklarını görüyoruz duyuyoruz.

Evet basının bir özelliği sermayedar olması, sermayenin, onuru olmaz, erdemi de olmaz, ahlakı da olmaz. Onun için varsa yoksa paradır.

Basının bir diğer özelliği de ideolojik olmasıdır. İdeolojik basın ise, olayları kendi ideolojik çerçevesinde gören ve anlamlandıran bir bakış açısıdır.

Şu an basınımızın iki temel özelliği budur. Başka özelliği de yoktur.

Büyük gazetelerin geçmişini bir hatırlamaya çalışın, kaç patron değişti, kaç olay oldu ve ortalara ne cerahatlar aktı.

Düşünün biz bu gazetelerden, haber aldık, okuduk. Olan bitenleri öğrendik. Düşünebiliyor musunuz? Oysa, adamlar nerdeyse, ülkenin arkasına geçmiş puan almakla meşgulken, bizi haberleriyle manipüle etmekteydiler.

Peki baskın niteliği ideolojisi olan basına ne demeli?

Olan bitenleri, nasıl laf cambazlığı ile, sanki siyasal bir özneymiş gibi, sunduğunu, yorumladığını, kendi içindeki zehiri, haberine zerk ettikten sonra, önümüze nasıl sunduklarını görmüyor muyuz? Bir garson anlatmıştı, gıcık olduğu müşteri olursa, çatalı bardağı orasına burasına sürtüp masaya koyarmış. Bunların yaptığı da bundan farklı değil, aptal köhnemiş zihniyetlerinin pisliğine bulayıp haberleri, önümüze koymaktalar.

Türkiye'deki şu anki basın mide bulandırıcı derecede bir çıkar faaliyeti içindedir. Neden mide bulandırıcı, çünkü, halkın haber alma özgürlüğüne tecavüz etmektedirler. Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığını yayan kenelerden farksızlar.

Buna rağmen, bu basın denen ama basınla alakası olmayan çıkar gruplarının süzgecinden geçerek bize sunulan sözde haberleri takip ediyorum. Sürekli elim tetikte, hızlı silahşörüm, birisi angutluk yapmaya kalktığı anda, 'tak' alnından vuruyorum. Ama yorucu bir iş. Kim bilir, farkında olmadan kaç kere alnımdan da vurulmuşumdur. Bu söylediğim şey, her türlü görüşün ve sermayenin basıncığı olursa olsun geçerlidir. Paracıdan, solcudan sağcıdan islamcıdan, zarttan, zurttan önce adam olmayı, basın gibi basın olmayı başarmış günlere ulaşabilmek dileğiyle.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..