Keneleri korkutmuşum!

Dün akşam damadı aradım.

“Yarın pikniğe gidelim! Hava alırız. Formulayı da görürüz!”

“Çok iyi olur. Kaçta hazır olalım?”

“En geç onda hazır olun! Beni de uyandırın!”

Sabah sekizde kızım aradı.

“Baba gidiyor muyuz pikniğe?”

“Ne dedim dün akşam?”

“Senin ipinle kuyuya inilmez de!”

“Etler benzin sizden ona göre! Battaniye ve kilimi annen hazırlar!”

“İyi!”

Hangi sözümü tutmamışım bilmem!

Yalnız, bir buçuktu yola çıktığımızda! Formulanın önünden Göçbeyliye, oradan Ovacık köyüne gittik. Güzel bir yer bulduk. Yerleri aradım, bakayım kene var mı! Birkaç karıncadan başka Allahın mahlukatı yok!

Biliyorsunuz kenelerle ilgili yazımdan sonra tehdit telefonları aldım!

“Sakın dışarı çıkma! Kene manyağı yapacağız seni! Bir haftaya gitmeyeceksin!”

Tehditler vız gelir bana!

“Ulan Allah vermiş bana bir can! Ha öyle ha böyle vereceğim. Geliyorum ulan!”

Sesim gür çıkınca korktular her halde! Dedim ya karıncalardan başka kimse yoktu diye! Karıncaları da sevmediğimi önceki yazılarımda yazmıştım. Tabi onları silince affetmişim gibi anlamışlar, geldiler!

“Hemen çayı koyun ocağa!”

Ocak dediğim piknik tüpü! Bir saatte zor kaynadı su. Hafif bir rüzgar esiyordu. Bu arada mangalı da yaktık.

İlk defa mangal başına geçince kanatların bir yüzünü kapkara ettim.

“Yaktın bunları baba!”

“Öteki tarafından yiyin kızım. Yanık tarafına gelince bırakın!”

Tarifim hoşuna gitti!

Ben iki parça köfte ve yarım kangal sucuk yedim. Bol bol çay içtim.

İkişer kişilik çift kale maç da yaptık. Ben ve Ertuğrul, karşı takıma 4-1 yenildik! Bakıyorum hezimet geliyor hemen sakatlanırım! Ben sakatlanmadan Ertuğrul sakatlandı! Alnından öptüm onu!

“Aferin oğlum!” Dedim. “ Hep öyle ol!”

“Valla yalan değildi baba!” Dedi!

Damadın telefonundan Milliyet Bloga girdik, gelen yorumları da okudum ve yayına aldım. Oğullarımı da aradım! Kıskandırayım onları diye düşündüm. İkisi de yeni kalkmış kahvaltı yapıyorlar. Saat dört olmuş!

Ali görevde! Ona Tanrıdan kanatlarına kuvvet vermesini diliyorum. Uçsuz bucaksız maviliklerde yanında olsun.

Selami finalleri bitirdi. Neşeliydi. Demek ki iyi geçmiş. Pazartesi evde! İki yılı bitti Mülkiyede. Bana amelelik yapacak şimdi evde! Memleket ne durumda görün!

Dönüşte çöplerimizi güzelce topladık poşete koyduk. Gelirken köydeki çöp konteynerine attık. Bu çok önemliydi.

Herkes çok memnundu. İyi bir haftasonu geçirdik diyebilirim.