Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '11

 
Kategori
Blog
 

Kent, yaşam ve birinci yıl

Kent, yaşam ve birinci yıl
 

Kaynak: Web Alemi


Geçtiğimiz yıl ilk yazımı yayına gönderdiğimde yaşadığım heyecanı hayatım boyunca unutmam mümkün olmayacak. Önümüzdeki hafta 52. yazımı hazırlayacağım.  

Bir yıl boyunca her hafta bu köşede sizlerle buluştuk. Her hafta gazetede yayınlanan yazımı o akşam bloğumda da paylaştım ve blog paylaşımımı facebook kanalıyla listemdeki yakın dostlarıma ulaştırma şansı buldum. Nelerden bahsettik, neler beni mutlu etti, bundan sonra neler olacak, kimler bu güne gelmemi sağladı, bu hafta kısaca geçen yılı özetlemek istiyorum.

Kentli olma kavramının içindeki, yaşama dair şeylerden bahsettik bu köşede. Siyasete bulaşmadan kentten ve yaşamdan ne kadar bahsedilirse, o kadar söyleştik. “Ne olacak bu memleketin hali” hikayelerine girmeden, nabız yükseltmeden de okunası şeyler yazılabiliyormuş demek ki, sabırlı okurlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır.

Bir yıl boyunca her hafta farklı bir konu seçmeyi hedefledim. Bu hafta hangi konuda yazsam diye düşünmek gerçekten de çok heyecan vericiydi benim için... Keyifli olmasına keyifli ama, yazı yazmak çok ciddi emek gerektiriyor. Günler öncesinden planlamak, başlık seçmek, içeriği ilgi çekici kılacak unsurlar ile akıcı hale getirmek ve bunu belirli bir rutinde yapmak... Sessizliğin içinden bir yankı beklemek sonra, taki bir gün bir eposta ya da telefon; “bu hafta şu konuya dair yazdıklarınız için çok teşekkür ederiz” ya da “şu konudaki yazınızı okuduk, sizinle şu şu konularda görüşmek isteriz” gibi geri dönüp bir akis yapana dek o satırlar anlamsız. Bu yankılar, tıpkı aynalar gibi; bana göre onlar olmadan bu iş olmaz, satırlarınıza çeki düzen veremezsiniz. Her ne kadar zihinsel olarak yorucu, yüksek konstanrasyon ve emek gerektiren bir uğraş olsa da yazarlık, hiç ummadığınız mutluluklar da yaşatabiliyor. Örneğin, uluslararası isim yapmış bir yazar bir gün sizi ziyaret edebiliyor.

Evet, uzmanlık, eğitmenlik, akademisyenlik ve denetmenlik sıfatlarımın yanına “yazarlık” da bu köşe sayesinde eklenmiş olacak. Kendimi bu bir yıl süresince bir yazar adayı olarak gözlemledim. Yazılarımdaki iniş çıkışları, hayatı bu satırlara aksettirişimi, konu seçmedeki esnekliğimi, yazılarıma aldığım tepkilere verdiğim tepkileri, yazarlığın her yönden hayatıma yansımasını değerlendirdiğimde; siz sevgili okurlarıma iyi ki varsınız diyebiliyorum sadece. En başta sevgili babacığım, her hafta yazılarımı takip ederek bazı haftalar özel tebrik etmesi ile; sayın Bedriye hanım her zamanki yüreklendiriciliği ile; yazı işleri müdürümüz sayın Filiz hanım, yazılar bir sorun olup ulaşmadığında arayıp sorması ile bu noktaya gelmemde çok büyük katkılar sağladılar. Tabii ki anneme ve yeğenim Alp Erim’e ayrıca özel teşekkür etmek istiyorum. Annem önerdiği konular ile ufkumu açar, yeğenim de daha ilk yazılarımdan itibaren daima “teyze sen çok güzel yazıyorsun” diye beni över, gayret verir. Ailemin tüm bireyleri ve ısrarla yazılarımı takip eden özel okurlarım başta olmak üzere, hepinize içtenlikle teşekkür ederim. Keyif alacağınız satırlar ile yine bu köşede sizlerle olmaya devam edeceğim. Hayatın içinden konular, sanat, spor, kentsel projeler, yeni fikirler, fıkra ve hikayeler ile kent ve yaşam her zaman dopdolu olacak.
Sevgi ve dostlukla...  

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..