Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '09

 
Kategori
Mimarlık
 

Kent merkezleri ve kamusal mekan

Kent merkezleri ve kamusal mekan
 

Antik Dönemde Önemli Kamusal Yapılardan Biri de Tapınaklardır.


I.1. Hellenistik Dönem kent merkezleri

“Kentsel Merkez” oluşumu ilk defa Yunan Kent Devletleri’nde görülmektedir. Bu dönemdeki “Kamusal Mekanlar” dan en önemlisi “AGORA” dır. Agora, Yunan kentinin idari, ticari ve dinsel merkezidir. Kelime anlamı itibariyle “Vatandaşlar Meclisinin Toplandığı Yer” anlamına gelmektedir.

Kentlilerin tek tek değer kazandığı demokratik bir düzen olan Yunan Kent Devletleri’nde ilk ideal kent merkezi “Hellen Agora” sı olmuştur. Kent merkezi daha önce AKROPOL’ dü. Bu merkez sadece dini fonksiyonları yürütüyordu.

Ancak sanayi ve ticaret gelişirken, din de devletten bağımsızlaşmış, bunun sonucunda da, idari yapılar Akropol’ den çıkıp AGORA’da yer almışlardır.



Yunan kentlerinde ortalama 40.000 kişi yaşamasına rağmen, yabancılar, esirler ve dinleri olmayan plebler vatandaş olarak sayılmadığından, demokrasi sadece 10.000 kentli içindir.

Agora’nın temel fonksiyonu, bu on bin kentliyi bir araya getirmek, kent yönetimine katmaktır. Pazar ve alışveriş eylemi de agora içine girmiş, filozoflar düşüncelerini burada açık havada yürütmüşlerdir. Agoralar iklim kuşağının elverişli olması nedeniyle açık mekanlardır. Bütün yolların kesiştiği yer olan AGORA, dinsel merkez AKROPOL ile de bağıntılıdır [2] .


PLAN 1 . PERGE AGORASI

I.2. ROMA KENT MERKEZLERİ

Roma Dönemindeki en önemli kamusal mekan olan “Forum” ların kurucuları İmparatorlar’dır. Her İmparator kendi adını taşıyan kendisinin gerekli gördüğü işlevleri içeren forumlar yaptırmışlardır.

Kimi İmparator, Forumunu müze ve kütüphaneleri ile bir “KÜLTÜR MERKEZİ” olarak düşünmüş, kimi de alışveriş eylemlerini FORUM dışındaki ek alanlara çıkarmıştır. Nüfusun hızlı artışına bağlı olarak, yoksul kesimin de artış göstermesi sonucu, forum mekanı yetmemiş ve yöneticilerin kurdukları özel tiyatro ve sirkler bu eylemi üzerlerine almışlardır. Halkın en çok toplandığı yerler, bu “PASİF İLETİŞİM” mekanları olmuş, yoksul çoğunluk bu mekanlarda zalim gösteriler seyrettirilerek eğlendirilmiştir. Böylece, yoksul halk forumdan çekilmiş, FORUM devlet kapısında iş izleyen ve alışveriş eden tabakaya bırakılmıştır. Devlet şekli artık demokrasi olmadığından birçok kişinin bir araya gelerek birbirlerini tanımalarına hem gerek, hem de imkan kalmamıştır.


I.3. ORTAÇAĞ KENT MERKEZLERİ

Bunların bir kısmı Roma kentlerinin üzerine kurulmuştur. Yeni kentler, Hıristiyanlığın kabulü ile Kilise etrafında toplanmış, korunma gereksinmesinden dolayı dini liderin yanında idari lider de ortaya çıkmıştır. Halk başlangıçta toprakta çalışan “SERF” ler iken, daha sonra üretimin artması ile bunlardan bir kısmı, gezgin tüccar olarak serflikten kurtulmuşlardır. Bu türden bağımsız kentlilerin yerleştiği kesim duvarlar içine alınarak korunmuş, kentin kurulma ve gelişme nedenine göre Forum da farklı biçimlerde yer almıştır. Ticaret nedeni ile kurulan kentlerde, ana arter genişletilmiş ve Pazar işlevi bu cadde üzerinde gelişmiştir. Bu dönemdeki en önemli kamusal mekanlar bu aks ve ona açılan küçük meydanlardır.

Ortaçağda, merkezi yaratan ana unsurlar, dinsel kuruluş, idari kuruluş ve alışveriş eylemleridir. Bu etkinlikler, ayrı ayrı ya da bir arada bulunabilir. Loncaların düzenlediği dinsel eylemlerin katedralin önünde yapılışı gibi, bütün kente hitap eden eylemler ve her semtin sahip olduğu ayrı dinsel kuruluşların etkinlikleri de söz konusudur.


I.4. RÖNESANS DÖNEMİ KENT MERKEZLERİ

Rönesans döneminde kent, ekonomik eylemlerin gelişmesi ile şekil değiştirmiştir. Bu dönem kent merkezinde, dinsel kurumların yanı sıra devlet kurumları da önem taşır. Ulaşım şebekelerinin düz bir çizgi ile birleştirilmesi düşüncesi XVII. ve XVIII. yüzyıllar Barok Roma’sında ortaya çıkmıştır. Meydanın yolla doğrudan bağlanması ile, merkez niteliğindeki meydanlar, yeni konulan kapitalist düzendeki kentlerde arsa bölümü ve satışını kolaylaştıran dik blokların ayrılması ile anlatım bulmuştur. Bu meydanlar en önemli kamusal mekanlardır.

Kapitalist düzenli kentlerde, MERKEZ, yer seçimini gelişime en uygun yeri bularak yapmıştır. XIX. yüzyılda kentsel nüfusun aşırı artışı, genişlemesi sonucu kontrolden çıkan kentteki merkezde, eskiye oranla tanımın ve işlevlerini değiştirmiştir [3] . İnsanların yaşantılarına, yeni tabakalarına biçimlerine, değer yargılarına ve yönetim biçimlerine uygun olarak merkezler çeşitlilik göstermişlerdir.


I.5. ERKEN DÖNEMLERDE TÜRK ŞEHRİ MERKEZ KONUMU VE YAPISI

Osmanlı toprakları, Selçuklu ve Beylikler Dönemi’nde Türkleşen yerlere yenilerinin eklenmesiyle genişlemişti. Osmanlı Dönemi’nde ise, Anadolu’da Türkleşme daha da güç kazanırken, Türklerin şehirlileşmesi de büyük ölçüde gelişme göstermiştir. Bu dönemde, göçebeler genellikle tarım alanlarına yerleştirilmekle beraber, bu yerleşmelerin bile şehirlerin gelişimine dolaylı şekilde geniş etkileri olmuştur.

Türkler, XIV. yüzyılın ortalarında Rumeli’ ye geçmiş ve özellikle XV. Yüzyılın başlarından itibaren Rumeli’nin önemli bir bölümünü Türkleştirmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nda Türk çarşı düzeni, Anadolu’dan başka Rumeli’nin de önemli bir bölümünde görülmekteydi.
Anadolu kentlerinde Türkleşme ve İslamlaşma sürecinde, bu sürecin hakim olduğu kentlerde genellikle üç temel öğenin hakim olduğu görülmektedir. Bu öğeler ; “Cami, Pazar ve Hamam” dır (Plan 2). Bu dönemdeki kamusal mekan olgusunu bu mekansal elemanlar oluşturmuşlardır.

Caminin temel öğe oluşunda, Müslümanların kentleri, dinsel ödevlerle toplumsal ideallerin gerçekleştiği yer olarak saymalarının önemli rolü vardır. Kentin ruhani merkezi olan cami, yerleşme biriminin aynı zamanda siyasal ve dinsel merkezi durumundadır. Caminin yeri, İslam öncesi dönemlerin “Agora” sının ya da “Forum” unun bulunduğu alandır. Cami hem toplanma ve iletişim mekanı hem de dinsel bir mekan olarak önemli bir kamusal mekandır.

Onun hemen yanında hanların, hamamların ve pazarın bulunduğu ticaret merkezi yer almaktadır [4] . Ticaret merkezleri de hem kentli hem de kırdan gelenler için kamusal mekanlardır.

Türk şehrinde çarşı yeri için kaleye yakın bir alan seçilirdi. Kale sur bedenleri önünde insan / mal yoğunluğunun fazla olduğu kesimde çarşı kurulurdu. Bu kesim genellikle şehir merkezi olmaya aday kesimdir (Plan 3). Şehrin gelişip büyümesi ile çarşı kesimleri şehirlerde merkez kesimi olarak gelişmişlerdir. Kale duvarı yakınında çarşı kurulmasına, etrafı surla çevrili şehirlerde ve surla çevrili olmayan şehirlerde de rastlanmaktadır. Etrafı surla çevrili şehirlerde, bir iç kale yoksa, ya da kale şehir surunun bir köşesine yerleşmişse, çarşının şehrin merkezi bölümünde insan hareketine en uygun yerde geliştiği görülür [5] .


Liman şehirlerinde ise kent merkezinin (çarşının) konumlanmasında ve yer seçiminde iskeleye yakınlık büyük ölçüde etkili olmuştur. Liman şehirlerinin büyük bir kısmında, çarşı için, özellikle güvenlik bakımından sur, kale ya da kaleye benzer güvenli bir yerin varlığı önem taşımıştır. Antalya, Alanya, Sinop, Silivri, Gelibolu, Giresun değişik bakımlardan buna örnektir.

Temel biçimlenmesi, XIV. ve XVI. yüzyıllarda gerçekleşen ve bundan yüz yıl öncesine kadar eski özelliğini koruyan Türk şehrinde çarşı alanındaki ticaret yapıları; dükkanlar, hanlar ve bedestenden oluşmaktaydı. Bedesten hemen hemen çarşının en merkezi kesiminde yer alırdı. Çarşının büyüklüğüne göre cami sayısı artar, şehrin en büyük cami ya da camileri çarşıda yoğunlaşan kesimlerin yakınında konumlanırdı (Plan 3). Bedestenler ve hanlar yarı kamusal mekanlara örnektir.

[1] TUNÇER, M., “ANKARA (ANGORA) GELENEKSEL KENT MERKEZİ TARİHSEL GELİŞİMİ (15.-20. YY) Kültür Bakanlığı Yayınları, Kültür Eserleri Dizisi’nden yayınlanacak kitabından yararlanılarak hazırlanmıştır.

[2] EVYAPAN, G., 1971.

[3] EVYAPAN, G, 1971, S. 43-48.

[4] KUBAN, D., 1986, S.71.

[5] CEZAR, M., S.24.

 
Toplam blog
: 114
: 2207
Kayıt tarihi
: 16.04.08
 
 

Kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanlarında koruma, ıslah ve yenileme projelerinde, plancı, yöne..