Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kentli aşıklar

Kentli aşıklar
 

Erkek: Günaydın…

Kadın: Günaydın…

Erkek: Bugün ne kadar güzelsin…

Kadın: (Gülümseyerek) Teşekkür ederim…

Erkek: Ali’nin karısına benzemişsin…

Kadın: …

Erkek: Saçını hep böyle Ali’nin karınsın saçı gibi yapsana, sana çok yakışmış…

Kadın: Ali’nin karısı gibi mi?

Erkek: Kim?

Kadın: Şimdi sen söyledin ya… Ali’nin karısı gibi…

Erkek: Ha sen Ayşe’den mi bahsediyorsun?

Kadın: Hayır hayatım, ben değil sen bahsediyorsun.

Erkek: Ben mi? Neden?

Kadın: Bir “güzellik kriteri” olarak…

Erkek: !!!

Kadın: Niye şaşırdın ki? Ali’nin karısını bir güzellik abidesi edasıyla cümle içinde kullanıyorsun. Üstelik de “benden daha güzel” bulduğun imasıyla…

Erkek: Bunu da nereden çıkardın şimdi. Oysa biz daha “günaydın” safhasında güne başlarken…

Kadın: Ben değil, sen çıkardın… Güne Ali’nin karısının hayaliyle başlayan sensin.

Erkek: Saçmalamaya başladın… Üstelik Ali’nin karısının güzelliğine değil, saçlarınızın benzediğine dikkat çektim. Bunda ne gibi bir problem aradığını anlamıyorum.

Kadın: Özetle ve üstü kapalı olarak şunu söyledin bana: Ali’nin karısı var ya, fıstık gibi. Adeta bir güzellik timsali… Ali gibi bir adamda ne buluyor bilmiyorum. Zaten Ali’nin, karısının güzelliğinin benim kadar farkında olduğunu düşünmüyorum. Tabii ben Ali’nin karısını senden sonra tanıdığım sırada, zaten seni tanımış bulunduğum için onun güzelliği üzerine bir çalışma yapamadım ne yazık… Ve sen bu sabah Ali’nin karısına o kadar benziyordun ki… Sana bakarken o canlandı gözümde. Ben de “bu vasıta” ile sana iltifat etmiş bulundum istemeyerek… Bu cümlede “bu vasıta”nın yerine “Ali’nin karısının güzelliğinin hayali”ni de kullanabiliriz; bir anlam kayması olmaz.

Erkek: Pes doğrusu! Bir iltifat bu kadar mı yanlış anlaşılır? Valla kötü bir niyetim yoktu.

Kadın: Önemli değil. Sen de bazen Ali kadar yakışıklı görünüyorsun gözüme... Seni anlayabiliyorum.

Erkek: “Günaydın” yerine “Cinayet işlemek ister misin?” diye başlasaydın güne daha iyi ederdin…

Kadın: Bak, gördün mü sinirlerin yerinden oynadı. Neden? Çünkü seni ortak çift arkadaşlarımızdan birinin erkek olan şahsiyetiyle karşılaştırdım…

Erkek: Sinirlerim yerinden oynamadı tatlım, adeta öyle bir tavana vurdu ki bir daha yerine geri döneceğini zannetmiyorum. Katil mi edeceksin beni ya…

Kadın: Şimdi kendini benim yerime koydun işte. Böylece sinir seviyemiz eşitlenmiş oldu!

Erkek: Ne siniri ne seviyesi ya! Senin yaptığın düpedüz seviyesizlik... Bir de seviyesizlik yapmak için benim sinirlerimi yerinden oynatıyorsun utanmadan…

Kadın: Tıpkı senin gibi mi …

Erkek: Valla kötü bir niyetim yoktu. Sadece bu sabah çok güzelsin, o kadar!

Kadın: Güzel olduğumu bağırmadan da söyleyebilirsin.

Erkek: Bağırmıyorum!

Kadın: Tamam tatlım, uzatmayalım…

Erkek: Uzatan sensin. Ali de kim oluyormuş ya!

Kadın: Güne başlangıcımızı bir karara bağlayalım o zaman.

Erkek: Ne kararı?

Kadın: 1. Bundan sonra saçımı böyle yapmayacağım. 2. Bundan sonra sadece Ali ile sohbet edeceksin. 3. Bundan sonra Ali’nin karısıyla bir daha selamlaşmayacaksın bile. 4. Bundan sonra Ali’nin karısıyla mecburen konuşmak zorunda kaldığında, o önceki sohbetlerindeki gibi, kadının yüzüne durmadan bakarak ve uzun cümleler kurarak sohbetini uzatmak yerine, bırakacaksın o kadınla ben konuşacağım. 5. Bir daha beni bir başka kadın üzerinden tanımlamayacaksın.

Erkek: Yani bir iltifat ancak bu kadar saptırılır…

Kadın: Bütün günümü kurduğun bu cümlenin siniriyle kol kola geçirmektense, kısa yoldan saptırmayı tercih ettim desek…

Erkek: Valla yanlış anladın ya… Kötü bir niyetim yoktu. Hadi baştan başlayalım, yoksa bu mevzu bütün bir ömür sürebilir.

Kadın: …

Erkek: Günaydın… Bu sabah ne kadar güzelsin…

Kadın: Kim gibi?

Erkek: Kim? Kim, kim? Sen canım… Senin gibi… Bu sabah sen, sen kadar güzelsin.

Kadın: Sen de hayatım… Bu sabah sen, sen kadar güzel bakıyorsun…

 
Toplam blog
: 3
: 2288
Kayıt tarihi
: 27.06.06
 
 

İstanbul - edebiyat - şiir - futbol - kültür - sanat - politika - aşk - gezi - keyif - kangal - köpe..