Kentsel yaşam kalitesi düşerken

İnsan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer'in yayınlanan aşağıdaki raporu, seçimlerden önce yayınlansaydı, acaba seçmenler üzerinde bir etki yapar mıydı?

Mercer’in dünya genelinde 215 şehirde gerçekleştirdiği Yaşam Kalitesi araştırmasının 2009 yılı sonuçlarına göre:

Yaşam kalitesinde İstanbul 7 sıra gerileyerek dünyada 121. sıraya inmiş. İyide Belediye Başkanımız bu kadar başarılı(!) iken, bu gerileme neyin nesi?

Araştırmanın devamına gelince; New York, sıralamada 49. olarak geçen yılki yerini korurken, geçen sene 107.9 puanla ikinci sırada yer alan Viyana, 2009 sıralamasında puanını 108.6'ya çıkararak listenin başına oturmuş.

Geçen yılın birincisi Zürih sıralamada ikinci olurken, 2008'de Viyana ile ikinciliği paylaşan Cenevre ise üçüncü sıraya düşmüş.

Türkiye'nin İstanbul ile temsil edildiği Mercer araştırmasında İstanbul, 2008 yılındaki yükselişini sürdürememiş. 2008 yılında bir önceki yıla kıyasla 7 basamak yükselerek 114. sıraya gelen İstanbul, 2009 sonuçlarında yine 121. sıraya inmiş.

Kıtalar bazında bakıldığında ise; Avrupa kentleri bir kez daha dünyanın ilk 10 sırasına hâkim gözüküyor. Viyana, Avusturya'nın politik ve toplumsal ortamındaki iyileşmelerin ardından derecelemelerde bir üst sıraya yükselerek dünya ölçeğindeki en iyi yaşam kalitesine sahip şehir olurken, dünya sıralamasının ilk 10'unun geriye kalan bölümüne Alman ve İsviçre kentleri göze çarpıyor. Bu kentlerin çoğu geçen yılın dereceleme ve puanlarını muhafaza ederken, ikinci sıradaki Zürich’i, Cenevre (3), Duesseldorf (6), Münih (7), Frankfurt (8) ve Bern (9) izliyormuş.

Araştırmada, 2004 yılında Avrupa Birliği'ne katılan bir dizi ülkede, istikrarın artması ve geçim standartlarının yükselmesi sonucunda birçok Doğu Avrupa kentinin yaşam kalitesinde yükselme görüldüğü de ifade ediliyor.

Araştırmaya göre; Amerika kıtasında ise Kanada ön plana çıkıyormuş. Vancouver listenin ilk beşinde yer alırken, Honolulu (29) en yüksek yaşam kalitesi olan ABD kenti olarak görünüyormuş. Washington ve New York'un sırasıyla 44 ve 49.sıralarda kalırken, popüler şehirlerden Paris 33, Londra 38, Milano 41, Madrid 48 Los Angeles ise 59. sırada yer almış.

Asya ve Pasifik okyanusu bölgesindeki kentlere bakıldığında Auckland yaşam kalitesi açısından bölgedeki en yüksek dereceli kent konumundaymış. Bölgedeki kentlerin çoğunluğu geçen yıla benzer derecelerini muhafaza ederken, Singapur (26) 2008'den bu yana 6 sıra yükselerek bölgenin en hızlı yükselen kent-devleti olmuş.

Benzer şekilde Pekin de derecelemede 3 basamak çıkarak 116'dan 113'e yükselirken bu yükselmenin asıl nedeni; büyük ihtimalle geçen Ağustos'taki Olimpiyat Oyunları'ndan kaynaklanıyordur.

Orta Doğu sonuçlarında Dubai (77) bölgenin en iyi yaşam kalitesine sahip kenti olurken, Bağdat (215) tablonun en altındaki yerini muhafaza ediyormuş. Bağdat’ı kim listeye aldıysa? Bağdat 2003 ten beri işgal altında değil mi? İşgal altındaki bir kentte yaşamın kalitesi olur mu?

Güney Afrika bölgesinde en iyi yaşam kalitesine sahip kent olan Cape Town, bu yılın derecelemesinde 80'den 87'ye düşmüş. Onlarda Türkiye gibi iyi idare(!) edildiğinden olsa gerek!

Araştırmanın altyapı indeksinde ise Singapur ilk sırada geliyormuş. Onu Münih ve Kopenhag izliyormuş. Bu değerlendirmede İstanbul ise 113. sıradaymış.

Şimdi İstanbul’a kabataslak harcanan paraya bakınca, yıllık 10 milyar Dolar. Yaşam kalitesi açısından dünyanın 121. şehri. Altyapı indeksinde ise 113. sırada.

Bir Belediye Başkanı, yaşam kalitesini düşürmesine rağmen, bir miktar oy kaybederek, tekrar seçilebiliyorsa, bu işte bir gariplik yok mu?

Artmayan, aksine düşen bir yaşam kalitesi, insanlarımızın hayatlarından memnun olduğunu mu gösteriyor? Yoksa dağıtılan sosyal(!) yardımların etkisi ile mi oy veriyor?