Kenya Safari'de Aslana taş atan Türkler

 FAM TRiP – Tanıtım gezileri

Operasyon yapıyoruz. Bazen elimizde ki ürünü seyahat acentaları ile paylaşmamız, başka tur operatörlerinin ürünlerini de bizlerin satması gerekiyor. Bu nedenle diğer şirketlerin satış, bilet veya operasyon departmanları ile her gün defalarca görüşüyoruz. Hatta senelerce görüşüyoruz. Ama telefonla…

Bazen düşünürüm, bunca sene birlikte iş yapıp yüzünü görmediğim ne kadar çok “arkadaşım” var. Arkadaşım diyorum çünkü bu telefon görüşmelerinde muhabbetler, çoluğa, çocuğa, eşe, sevgiliye hatta pazartesi günleri “diyet tarifleri”ne kadar uzanır. 15. sevgilisinden ayrıldığını bildiğim, 3. evliliği, 2. çocuğunun doğumuna şahit olduğum, ama halen yüzünü görmediğim onlarca meslektaşım var.  

İşte bu Fam Trip’ler de olmasa telefonla “Mukuru" yani Kanka olduğumuz arkadaşlarımızla görüşemeyeceğiz. Ayrıca havayollarının alternatif uçuşlarını da öğrenemeyeceğiz. Çünkü onlarla sadece bizlerin ihtiyaç duyduğumuz destinasyonlar için ve vaktimiz oranında görüşüyoruz. Havayollarının yetkilileri, istedikleri kadar web sitelerinde tüm destinasyonlarını yayınlasınlar, istedikleri kadar elimize “time table” sıkıştırsınlar, istedikleri kadar şirketleri ziyaret edip operasyon departmanında ki arkadaşlarımıza detayları anlatsalar da biz an itibarı ile sadece “focus” olduğumuz destinasyonlarla ilgilenebiliyoruz.  İş günü, mesai saatlerinde yapılan her türlü tanıtımı "dinler gibi" gözüküyoruz, ancak bir kulaktan giriyor diğerinden çıkıyor. Çünkü kafamızda o an halledilmesi gereken 1001 türlü iş var.

Hiçbir tanıtım, şöyle akşam yemeği sonrası yapılan dost muhabbetinde anlatılan kadar akılda kalmıyor, meslektaşından duyduğun tecrübe kadar da ikna edici olmuyor.

Nitekim; Air Arabia’nın direkt uçuşlu Dubai-Sharjah, Casablanca hatta Sri Lanka uçuşlarını biliyor ve kullanıyorduk. Ancak bu Fam Trip’e kadar, mükemmel fiyat ve bağlantılı Kenya-Nairobi, Kuzey ve Güney Hindistan, Nepal uçuşlarının detaylarını bilmiyorduk. Onu bırakın Air Arabia’nın benim diyen birçok bayrak taşıyıcıhavayollarından daha geniş ağa ve uçaklara sahip, donanımlı ve konforlu olduğunu da bilmiyorduk. Türkiye’de son 2 senede yaptığı müthiş çıkışı da.

Bunda, senelerce Çek havayolları’nda “sihirli değneği” ile mucizeler yaratan, iş başına geldiğinde Türkiye’de pek tanınmayan Prag destinasyonunu Türklerin en çok ziyaret ettiği 3.şehir haline getiren Sevgili arkadaşım Nüket Angın’ın Air Arabia’ya transferi büyük etken. Tur operatörü mantığını “en iyi kavrayan havayolcu” Nüket'in senelerce biriktirdiği dostluk ve güven ilişkisi ve profesyonel yaklaşımı ile, Air Arabia’nın önümüzde ki 2 seneye de damga vuracağı kesindir. 

KENYA – Maasai Mara

Bu ilk gidişim değil Maasai Mara’ya. Son da olmayacak. Hani sorarlar ya entel’e ; TV seyretmiyor musunuz? O da cevap verir; Hayır, ben sadece belgesel seyrediyorum.

Entel değilim ama o benim cevabım da bu işte. Seviyorum vahşi doğayı, dengesini, güzelliklerini.

Daha önce ki ziyaretlerime ilişkin Kenya notları aşağıda ki linklerde. Biz gelelim şimdiki gezimize;

1) http://www.cempolatoglu.com/gezi%20yazilari/KENYA.htm

2) http://www.cempolatoglu.com/gezi%20yazilari/KENYA%20FAM.htm   

ASLANA TAŞ ATAN TÜRKLER

Önce ki gelişlerimde duymuştum. Bu kez rehberlerinin ağzından yani birinci elden duydum. Asyatur zamanı. Yani bundan 10 küsür sene önce. Bir boya firması Türkiye’deki başarılı bayilerini Kenya’ya safariye getirir. İlk gün saatlerce Aslan’ın çalılardan çıkmasını bekleyen bayiiler ertesi gün tam donanımlı ! olarak safariye çıkarlar. Yine Aslan’ın kımıldamadığını gören "başarılı bayiiler" ceplerinden taşları çıkartıp Aslana atarak çalılıklardan kaçmasını yani görünmesini sağlarlar. Kenya-Maasai'de Türk denince algılanan bu. Aslana taş atanlar. :)

Oysa işin doğasındadır sabretmek. Biz 5 “Mukuru” yani Swahili dilinde Kanka, 3 günde 6 safariye çıktık. Gün boyu 4X4’ün üzerindeyiz. Herkes keyif adamı. Adettendir, Safari'de ufak ufak demlenilir. Kimi viski sever, kimi şarap hatta illa ki rakı. Aslan ise firarda. Çalılıklara girmiş saatlerdir çıkmasını bekliyoruz ki, iki deklanşöre basalım. Beklerken şişenin dibini bulduk. Şarap içen Mukuru seslendi; Hey Aslanım, gel artık buraya. Viskici; Şşşt. Aslan parçası, çık uleyn. Ama rakı içenimiz şöyle seslendi; O aslan var ya. Buraya geleceyk!

Akşamları çadırlarda kalıyoruz. Korku yok çünkü  vahşi yaşam parkı Maasai'nin ortasında ki otelimizin yani “Lodge”un etrafı elektrikli tellerle çevrili. Ancak Jenaratörler gece 12 sabah 06 arası kapalı.  Bu nedenle "herkes fenerli”. (Allah söyletti)  Her akşam yemeğinden sonra Lodge’da büyük bir ateş yakıyoruz. Burada geceler tılsımlı. Ay ve yıldızlar elle tutulacak kadar yakın. Sessizliği sadece ateşin ve vahşi hayvanların sesi bozuyor. Şükrediyoruz yaşadıklarımıza.

BiG 5

Kenya'da safarinin tam amacına ulaşması Big 5 diye adlandırdıkları Aslan, Fil, Bufalo, Gergedan ve Leopar'ı görmenize bağlı.  İlk iki seyahatimde şanslı olmama rağmen Leopar'ı yakından görememiştim. Bu gezide artık son günümüz. Safariler bitmiş, minik uçağımızla Nairobi'ye uçacağız. Rehberimiz Daniel. Daha önce ki safarilerden tanıyorum. Kendi müşterileri için gayet iyi ama diğer araçlar ve misafirler için son derece saygısız, herkesin önüne geçen, yasaklanmış yollara sapan biri. Leopar görmek için sadece 2 saatimiz var. Daniel'e teklif arkadaşım Kaan'dan geldi; "Bize leopar göster, 100 dolar senin" Daniel, var olan avlanma içgüdüsü ile dağ-taş-bayır-çalı-orman ne kadar yasak bölge var ise 4X4 ile daldı-çıktı ve Leopar'ı buldu. Anladık ki prim sistemi burada da geçerliymiş.

Kısa notlar;

• Maasai yerlilerinin aslan öldürüp yelesini almadan evlenmeleri yasak.

• Kulakları bir takım aletlerle deldirip onları olabildiğince genişletmek moda. bknz fotolar

• Genç bir massai delikanlısı ne kadar yüksek havaya zıplarsa kızlar nezninde o kadar çok "havası" oluyor.

Diğer resimler için  https://plus.google.com/u/0/photos/103101039821732824389/albums/5818076364137774961 tıklayınız