Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '15

 
Kategori
Güncel
 

Kerim’ce güzellemeler -10 –

Kerim’ce güzellemeler -10 –
 

Balık hafızalı olma deyiminin Kıymet-ı Harbiye’sini pazar günü gece yarısına kadar beklediğimiz balık tutma işinde daha iyi anladım.

Misinanın başına takılan sarı halkalara kanarak yutmaya çalışan balıklar, unuttuklarından dolayı bedelini canlarıyla ödüyorlar.

Ya çok açlar ya da çok unutkanlar, balık hafızalılar.

Tıpkı bazı balık hafızalı insancıklar gibi.

*

Müşteri memnuniyetinin ön planda olduğunu herkes söylese de, özellikle müşteri memnuniyetsizliğini ön plana çıkaranlar çoğunlukta ya da kaale almamalar dersek daha doğru olur herhalde.

*

Uzun zamandır yaşayamadığım bir duygu!

Sakin bir su kenarında, dostlarla içilen karanlıkta demli gibi görünen bir bardak çay!

Ayın şavkının sularda yansıdığı sessiz bir dinginlik!

Arada bir, bakın ben de buradayım dercesine misinadaki çıngırağın çıkardığı sesle varlığını nişanesi olan balıklar!

Uzaklardan görünen lamba ışıklarının verdiği güven ve huzur ile baş başa kaldığınız bir farkındalık.!

Hem dıştan, hem de içten hafifçe serinleten, insanın tenini okşayan, huzur veren, güzel, tatlı, değişik bir durum.

Hele ortam, güzel, dostlar da güzel olunca, değmeyin sohbetin keyfine.

Eee tabi çıkan balıklar da kısmetiniz artık.

*

Her dönemde olduğu gibi, şimdi de beyninden geçenlerle kaleme dökülenler, farklılıklar arz etmeye başladı Hele yüreğinden geçenleri hiç söylemiyorum bile! Yazıklar olsun ki ve ervahlar olsun ki o beyni, yüreği ve kalemi farklı yönlere hareket eder. Herhalde olabilecek en büyük ahmaklık, aptallık ve ukalalık bu olsa gerek.

*

Beyni olan düşünüyor doğru olsa da olmasa da,

Ağzı olan konuşuyor, uysa da uymasa da,

Sözü olan söylüyor,  hedefi bulsa da, bulmasa da,

İnsanmış güya, hayvanlara, hele şeytana bile rahmet okutuyor.

*

İnsanın erkeği, kadını hiç fark etmiyor. Yeter ki ne söylediğini, nasıl söylediğini, nerede söylediğini ve nelere sebep olduğunu iyi hesap etsin. Söylediği her sözü tam da gediğine oturtabilsin.

*

Yıllarca kendimizi ifade edebilmek için, çabalayıp durduk, şimdi kendimizi aklamak için didinip çalışacağız. Peki, neden dersiniz?

*

Her ne kadar onlar kabul etmeseler de bizler inancımız gereği kısmet olursa cennete gidebileceğimizi düşünüyoruz, peki ya ...  yoluna gidenler, acaba neyi umuyorlar ya da nereye gidebileceklerini düşünüyorlar. “Velvel deresi”nden, “gayya”'dan haberleri yok tabi ki!

*

Bunca kan akarken, bunca yürekler yanarken,  bunca fidanlar yere düşerken, bunca ailenin ocağına ateş düşerken, bunca ebeveyn çocuksuz, çocuklar yetim, öksüz kalırken, söyler misiniz; o nasıl bir beyin ki uyuşmaz-donmaz, o nasıl bir kalp ki titremez, o nasıl bir yürek ki sızlamaz, o nasıl bir beden ki yerlere yüzüstü kapanmaz?

*

Terör belâsında, her ne kadar gidilen yollar, yapılan işlemler, oynanan oyunlar, yapılan çirkeflikler farklı olsa da; varılmak istenilen nokta, hedeflenen nihaî hedef, sonuç hep aynı  olmuştur. O yüzden terörün iyisi kötüsü, hafifi, zararsızı asla olmaz. terör terördür, nerden ve kimden, nasıl gelirse gelsin hep aynıdır.

*

Bazı günler, geceler, olaylar, anlar ve hadiseler var ki, kadim dostlar ve dostluklarla daha da bir anlam kazanır, değerli olur. Sebeb-i hikmetine şükürler olsun.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..