Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kerim’ce güzellemeler -50–

Kerim’ce güzellemeler -50–
 

İnsan geçmişini sürekli beyninde ve sırtında taşımak zorunda kalıyor. Sürekli olarak hayatını, geleceğini şekillendiren bu kimi zaman altında ezildiğimiz, kimi zaman huzura ve feraha eriştiğimiz bu refakatçilerimiz âdeta bize ayna görevi görmektedir. Kimi zaman parlatarak yolumuzu aydınlatırız, kimi zaman kendi haline bırakarak, karabasanlarla, karanlık dehlizlerde kayboluruz.

***

Dünyanın iki büyük şeytanı (ABD, Rusya) ve o şeytanların emrinde olan onların ali menfaatleri doğrultusunda hareket eden... küçük, küçücük Şeytanlar, Şeytancıkları ve bunlara kanan/inanan münafıklar var.

***

Kendini din adına yetkili kılan, yazan, çizen, söyleyenler aşırı çoğaldı. Aşırı söz söyleyerek, hem görsel, hem de sosyal medyada konuşan konuşana... Herkes din âlimi, herkes hadis uzmanı… Yetmiyor, söyleyenlerin, birbirini suçlamalarının (hakaret, hatta küfür derecesinde söylemler…) haddi hesabı yok. Sanki bütün dertleri din, iman, İslam gibi! Ancak, hiç de öyle değil, görüntüsü hâkim durumda. İşin aslı, insanların derdi, hep maddiyat, para, pul, mal, mülk, ev, arsa, arazi… Müslümanın inancı bu değildir. İman itikatları ise hiç bunlar değildir. Evet, bunlar gerekli; ama sadece araç olabilir, amaç değil!

***

Aynaya her zaman bakarız,

Hep kendimizle övünürüz.

Ölüm var diye düşünür müyüz?

Eğer muhasebesini yaparsak…

İskelet, et, giysi...

Ek iskeleti örter, elbise eti örter…

Ölüm, elbette hepsini örter.

Bizde övünürüz sahip olduklarımıza;

Cürmümüze bakmadan, “Şöyleyim, böyleyim!” diye!..

Topraktan geldik, yine toprak olacağız, mezarsa ispatı…

Ölüm, eriyen yağlar, çürüyen bedenler, yılanlar, çıyanlar ve solucanlar…

Kimin aklına gelir, beklemediğimiz, sevmediğimiz, sevilmeyen, hesap edilmeyen…

Ölüm, evet, bizimle elbisemiz arasında olan, her an bizimle beraber olan…

Ölüm!..

***

Hani "acılar paylaşınca azalır, sevgiler paylaşınca çoğalır" ya!

Karşındakine gülüyorsun, güzel!

Karşındakinin acısını paylaşmak için, gözünden yaşlar akıtıyorsun, ee o da güzel!

Sonra, sonrasında senin bu gülüşlerini ve akıttığın gözyaşlarını sana karşı çoğu zaman koz olarak kullananlar oluyor.

Yani gülmek ve gözyaşı akıtmak, büyük bir risk teşkil ediyor demek ki!!!

O zaman, gülmeyelim ya da gözyaşı akıtmayalım mı?

Hayır, sonuna kadar devam, bizin hayatımıza mal olsa da...

***

Atalarımız, “ayıdan post, moskoftan dost olmaz!” demişler. Eskiler, boşuna söz söylemezler. Tecrübeyle sabit kılınmıştır. Şimdi bir de başımıza Rus yanlısı İran çıktı. Malum ABD ve Batı’nın arka bahçesi durumunda olan İran, 79 devriminden sonra, Rusya’ya yanaşmaya başladı.

Rusya’nın son zamanlarda işin içine girmesiyle, gerek ABD ve gerekse Batı, algı operasyonlarıyla, bugüne kadar oyalama taktikleriyle, son vuruşları yapmaya çalışıyor görüntüsüyle; İran ve İsrail üzerinden Türkiye’nin mevcut alanlarını daraltmaya başlıyor.

Bakalım olabilecek savaşların önüne nasıl geçilecek.

Malum, bazen insan kendi kazdığı kuyuya düşebiliyor ya da kurduğu tuzaklar kendi başına geçebiliyor, ayaklarına dolanabiliyor.

***

Komşunda yangın olunca, kesinlikle müdahale etmek gerekir, çünkü akabinde size gelmesi, sıçraması muhtemeldir. Sen bunu yaparken, taaaa uzaklardan elin adamı -azılı düşman- gelip de, "sen karışma ben yangına biraz odun, benzin, kömür artık her neyse atarak harılandıracağım!"  demektedir.

Bu nasıl bir iştir, nasıl bir anlayıştır.

Onlar yapınca iyi de, sen yapınca kötü!..

İyiye karşı bütün kötüler birleşebiliyorlar ali menfaatler için, ama kötüye karşı yan yana gelip, birbirlerine tahammül bile edemiyorlar.

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..